Keyifli Okumalar :) Yorum ve beğenilerinizi eksik etmeyin lütfen :)
Medya; AVRIL
Profilimde ki Teklifsiz Oyunlar Ve Beyaz hikayeme de sizleri bekliyorum :)
Bu arada instagramımı bırakıyorum buraya takipleşmek isteyen beni kolaylıkla bulabilir :) İnstagram hesabım: h_aksahin
Maria başında ki şiddetli ağrıyla, gözlerini araladığında yüzünü buruşturarak, odada ki tanıdık melodiye kulak kabartmıştı.
Bu ses... dedesinin altıncı yaş gününde hediye ettiği müzik kutusunun sesiydi. Her zaman ki yerinde yine başucunda duruyordu. Gözleri nemlenmeye başlarken, tanıdık sesle yattığı yatakta hafifçe doğruldu.
"O kutuyu dedenin sana doğum gününde vermesi için annen ile birlikte almıştık." Demir, kapının pervazına yaslanmış, kollarını birbirine bağlamıştı. "Seveceğini düşündük," derken dudaklarında buruk bir gülümseme ile kızına bakıyordu.
"Keşke o hediyeyi bana veren siz olsaydınız Baba," dediğinde genç kadının gözlerinden bir damla yaş akmıştı.
Demir, Maria'ya yaklaşıp, kızının yanakları avuçları arasına alırken, gözyaşları içine ateş topu büyüklüğünde enkazlar bırakıyordu. "Artık sen istemesen de yanındayım," diyerek Maria'nın gözyaşlarını silmişti.
Kızı ona Baba demişti ya... Hayatına kabul etmişti. Yıllardır beslediği umut gerçek olurken o an; Demir dünyanın en mutlu babasıydı.
"Bir şey sormak istiyorum," Maria içini kemiren sorulara bir cevap bulmalıydı.
"Elbette sorabilirsin," derken soru beklenmedikti.
"Peki, Eray? O bu işin neresinde gerçekten Mislina'nın kardeşimi? Eğer öyleyse neden bunu onlardan sakladınız?" Demir şaşırırken, "Bunu nereden öğrendin?" derken merakla gözleri kısılmıştı.
"İlk soruyu ben sordum," Maria inatçı küçük bir çocuk gibi burnunu havaya dikmişti. Demir, bu görüntüye tebessüm ederken, içinden evlatlarına kavuşmayı nasip ettiği için ALLAH'a şükürler ediyordu.
"Peki, öyle olsun küçük hanım," Maria'nın yanına oturarak, anlatacaklarını aklında toparlamaya başladı.
"Üç arkadaştık. Erdem istihbaratta en iyi arkadaşlarımdan biriydi. Ben Rusya da görev yaparken, Hakan ve Erdem görevleri beraber yürütüyorlardı. Zamanla Hakan dağılmaya, görevlerde başarısız olmaya ve her gece sabahlara kadar içki içmeye başlamıştı. Gittikçe kötüleşiyordu. Sevdiği kadın onu reddetmişti. Bu konu hakkında konuşmasa da Erdem'e kinlenmişti. Her şey için onu suçlamaya, onu sorumlu tutmaya başlamıştı. Tüm konuşma çabalarımızı bertaraf ediyordu. En sonunda Erdem'e zarar vermeye kalkmasıyla görevden atıldı. Nereye gitti, neler yaptı ardında hiçbir iz bırakmadı. Giderken tek söylediği geri geleceği ve Erdem'in kökünü kurutacağıydı. Tamamen kafayı yemişti. Hakan görevden atıldığında Nur henüz bir aylık Mislina'ya hamileydi ve Erdem bunu Hakan'a söylemek istememiş. Erdem bir gün ona bir şey olursa, karısını ve çocuklarını bana emanet etmişti. Yıllar sonra arabayı patlatan Hakandı ve arabayı patlatıp kaçmıştı. O an yağan şiddetli yağmur, arabanın cayır cayır yanmasını önlese de patlama Erdem'in tarafında gerçekleştiği için onu kurtarma şansımız hiç olmadı. Erdem'in eşi Nur ise kendini yarı kısmı yanmış olarak dışarı atmayı başarmıştı durumu çok ağırdı Eray doğduktan sonra oda dayanamayarak gözleri hayata kapadı. Hakan'ın Mislina ve Eray'dan haberi yok. Hemen kaçtığı için Nur'un kurtarıldığından ve Eray'ın doğduğunu bilmiyor. Yıllardır Mislina ve Eray'ın kimlikleri Hakan hala bulunamadığı için gizli. Kimlikleri ortaya çıkarsa Hakan bir gün bitiremediği intikamın peşine düşecek." Diyerek kısa bir nefes arası verdiğinde Maria duyduklarıyla kendini daha fazla tutamamıştı.
"Kardeş olduklarını bilmek onların hakkı bunu onlardan sırf bir adam için nasıl gizli tutarsınız, bunu bunu onlara nasıl yaparsınız!" derken dehşetle Babasına inanamayarak bakıyordu.
"Maria sakin ol bilmediğin şeyler var!" Demir, kızının fevri çıkışını yatıştırmaya çalışıyordu. "Hakan'ın sevdiği kadın, Erdem'e aşıktı evli bir adama. Hakan'ı reddetmesinin sebebini çok sonra öğrendik. Öğrendiğimizde Hakan çoktan gitmişti ve böylelikle Erdem'e olan davranışlarının sebebini anlayabilmiştik. Hakan, Erdem'i kıskanıyordu ve kafasında birçok teori üretmişti. Burada kafayı yemiş, psikopat ve şizofren birinden bahsediyorum. İnan bana Hakan, yeri geldiğinde Andrew Pavlov'dan bile daha tehlikeli biri!" dediğinde Maria kalktığı yatağa adeta geri çökmüştü.
Ah! Hayatlarında ki düzen ne kadar çok çıkmazdaydı. Maria, "Ben bunu ondan saklayamam. Mislina'ya yapamam," derken daha çok kendi kendine konuşur gibiydi. Mislina bunu duyduğunda çıldıracaktı. Demir, Maria'yı kolları arasına alırken, "Ben bu yükle, yirmi yıldır yaşıyorum. Sabret! Elbet onlarda birbirlerine kavuşacaklar," derken tatsız durumdan onunda fazlasıyla canı sıkkındı. Maria, çaresiz başını sallamakla yetinmişti.
****
Eric ve Avrıl eve geldiklerinde gemç kız kıpır kıpır abisinin etrafında dolaşıyordu. Sürekli sorular soruyor, Eric ise cevap vermemekte ısrar ediyordu.
Avrıl artık dayanamamış, Eric'i çekiştirerek zorla direnen genç adamı koltuğa oturmuştu. "Sorularım bitmez, tükenmez ve benden kaçamazsın abi," dediğinde Eric ellerini havaya kaldırarak, pes etmişti. "Tamam küçük Hanım artık yeter, ne bilmek istiyorsun?" diyerek oflamış. Geriye yaslanmıştı. Avrıl ise fırsatı kaçırmayarak, sehpayı çekmiş, üzerine oturmuştu. Ah! Polis olmalıydı. Bu sorgulama işini çok sevmişti. "İlk olarak bana doğruyu söyle abi sıradan bir bilgisayar mühendisi değilsin değil mi? Öyle olsaydı Enver ve Korkut abi arkadaşların olamazdı. Enver ve Korkut abiyi orada gördüm. İnanılmazlardı!" genç kız gözlerini kısarak Eric'in ağzından çıkacaklarına dikkat kesilmişti. Eric pat diye, "Ben gizli istihbaratta, siber savunma ajanıyım." Dediğinde, Avrıl bir şey dürtmüş gibi ayağa sıçramıştı. Gözleri yuvalarından çıkacak kadar açılmış, "Neeeee?" derken, ses desibeli tavan yapmıştı. Eric ise "Biraz sessiz ol, komşuları başımıza toplayacaksın," derken gayet rahattı. Avrıl, "Bunu bize nasıl söylemezsin," diyerek hayıflanırken bir yandan tatlılıkla "Çık, çık, çık" sesleri çıkararak yerine yeri oturmuştu.
Eric daha fazla koltuğa bağlı kalmaya dayanamamış, kalkıp mutfağa giderken, Avrıl tıpış tıpış arkasından geliyordu. "Gizli kelimesinin neresini anlamadın Avrıl," Genç kız mutfaktaki sandalyeyi çekerek, oturmuş dirseklerini masaya yaslayarak, ellerini yumruk yapıp çenesine yaslamıştı. "Heyyy! Bu gizlilik kardeşler arasını kaplamamaları, kardeşler birbirlerinin her şeyini bilirler," diyerek küçük isyanını püfleyerek sonlandırmıştı.
Eric, fayansa yaslanmış kahvesinden büyük bir yudum içerken, Avrıl'ın sevimli haline gülmeden edememişti. Masaya yaklaşarak, hafifçe Avrıl'ın üzerine sevimli bir sırıtışla eğilmişti. "Abiler her şeyi bilir, küçük kız kardeşler her şeyi bilmezler," diyerek Avrıl'ın küçük burnuna fıske atıp geri çekilmişti.
Avrıl kollarını indirmiş, "Ama bu haksızlık," derken kızgınlıkla Eric'e bakıyordu. "Hayır, değil." Diyerek kahvesini içe içe odasına giden Eric'in ardından Avrıl, "Henüz sorularım bitmedi!" diyerek bağırsa da nafileydi. Tek cevap kapanan kapının sesiydi.
>�Y4#ʍ

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görevimiz Tehlike 《TEHLİKELİ OYUNLAR SERİSİ I 》TAMAMLANDI
Akční- TAMAMLANDI - Korkut Karataş; Gri bulutların arasında saklı kalmış bir adam. Kendinden ödün vermeyen kendi doğrularını yaşayan bir ajan. Onun gözleri içinden çıkmak istemeyeceğiniz bir hapishane. Enver Kandemir; Kan kusturan bir adam. O, adeta bi...