Ve nihayet kamp günü gelip çattığında heyecanla uykusundan uyandı. Gördüğü karma karışık rüyalar üzerinde düşünmedi bile. Emre mesaj atıp onu evin önünden alacağını söyledi.
Dün geceden hazırladığı eşyalarını ve çantalarını hemen dışarı çıkardı ve Emre'yle birlikte Emre'nin babasının cipine yüklediler.
Bu defa Muammer Bey onları bırakacaktı. Bu yüzden ikisi de normalde olduğundan daha saygın ve tedbirli davrandı. Ancak Muammer Bey yolda şakalar yaptı ve bu onların keyiflerini artırdı. Bugün için her şey mükemmel olacaktı.
Okulun önüne geldiklerinde sıra halinde duran büyük otobüsler gördüler. Her yer capcanlıydı. Güneş tepede parlıyor ve kızlar güzel giyimleriyle göz kamaştırıyordu.
Öğrenciler bugün serbest giyinmişti ve herkes rengârenk bir gösteri halinde çantalarını taşıyordu. Merih ve Emre adlarının yazıldığı otobüsü buldu ve eşyalarını yükledi. Emre'nin babası da okul müdürüyle görüşmek için ana binaya gitti ve gözden kayboldu. Her yerde öğrenciler neredeyse panik halindeki bir heyecanla koşturuyor ve ortalığın da heyecanlanmasına neden oluyordu.
Merih ve Emre hızla dün ayarladıkları çamın altına vardı. Grupları çoktan gelmişti. Serdar onları görünce el salladı ve bağırarak konuştu. Yaptığı espri oradakilerin gülmesine neden oldu ancak Merih tam anlamadığı için gülmedi. Sadece bir tebessüm takındı. Bunun yerine gözlerini hızla gezdirdi ama aradığı şeyi bulamadı.
"Betül'le birlikte otobüse bindi onlar." dedi Sima. Merih'e gülümsedi.
Bu haber onun hoşuna gitti ve sonra herkes hangi otobüste olduğunu sorunca onun da aklı kendi otobüsüne kaydı.
Emre sevinçten uçuyordu zaten. Neva ile aynı otobüse düşmüştü. Her ne kadar Volkan da o otobüste olsa da bunu sorun etmedi.
Emre'nin otobüsünde onların grubundan Sami, Berna ve Selin vardı. Betül, Resul ve Boran Melis ile aynı otobüsteydi. Merih, Sima, Serdar ve Arya ise bir diğer otobüsteydi. Diğerleri onların pek takılmadığı kişilerdendi. Ama yine de Merih'in kendi otobüsünde Azra vardı ve Pelin de büyük ihtimalle orada olacaktı.
"Saruman'ı bana bırakın!" diye güldü Emre. "Orklar size yeter!" Herkes kahkaha attı. Sonra o da bir diğer esprisini patlattı. "Öyleyse yaşasın orklar günü!"
"Çok yaşa!" diye katıldı Sami. Ama komik gelmediğini anlayınca sustu. Resul bir ara dönüp Merih'e baktı ve başını olumlu anlamda salladı. Melis'e göz kulak olacağının işaretiydi bu. Merih rahatladığını hissetti.
Müdür hoparlörle herkesin isimlerinin olduğu otobüslere binmelerini söylediğinde onlar hala neler yapacaklarını konuşuyordu. Ancak müdür konuşunca herkes heyecanla araçlarına doğru gitti. Bazı erkek öğrenciler hoplaya zıplaya koştu ve bazıları da olgun insanlar gibi sakince devam etti.
Hava çok sıcak olacaktı ama onlar için bu o kadar sorun değildi. Gidecekleri yer dağda son zamanlarda yapılmış en iyi kamp alanıydı ve dört gün boyunca sadece onlara aitti. Bu süre içinde içlerindeki tüm sıkıntıdan kurtulup şehrin de bunaltıcı havasından kurtulacaklarını söyleyip duran Bilimciler herkesin gözdesi olmak üzereydi.
Arya doğal ortamlar hakkında yaptığı konuşmalarla herkesin ilgisini çoktan üzerine çekmişti. Kızın tek derdi doğa ve coğrafyaydı. Bu aslında Merih'e iyi geldi. Arya ve grubu belki de en temiz öğrenci grubuydu. Onlar neredeyse hiç kirlenmemişti.
Otobüse bindikten birkaç dakika sonra Emre Merih'e mesaj attı ve Neva'nın yanında oturduğunu söyledi. Mesajın sonuna bir sürü gülme işaretleri ve sevinçli olduğunu gösteren emoji eklemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Terraform-Tr
Science FictionHerkes gibi onlar da sıradan lise öğrencisiydi. Ta ki bir gün dünya tümüyle değişene kadar.