1.Bölüm – Yeni Bir Hayat
Baktığı her yerde, sadece çevredekileri görüntüden gizleyen gümüşi sisi görebiliyordu. Harry sise karşı gözlerini kısıp zayıfça nerede olduğunu çıkarmaya çalıştı. Etrafta ölüm sessizliği vardı. Kendi adımlarının bile zeminde çıkardığı sesleri duyamıyordu.
"Baba! Orada mısın?" diye sordu.
"Damien! Bir şeye kalkışmıyor olsan iyi edersin!" Harry bağırdı tekrar. Kalkıp ona bunun gibi bir oyun oynamak, tam küçük kardeşinin yapacağı bir şey olurdu.
Hiçbir cevap gelmediğinde, Harry kör hareketlerle, nefesinin altından usulca lanet okuyarak ilerledi. Buraya nasıl geldiğini bile hatırlayamıyordu. Neredeydi ve peki diğer herkes neredeydi?
Harry uzattığı parmaklarının bir şeye süründüğünü hissetti. Eline soğuk gelmişti ve pürüzsüz bir yüzeyi vardı. Bu şeyin ne olduğunu anlamaya çalışarak daha yakınına geldi.
Sanki bir düğmeye basılıp açılmış gibi, bir kerede esrarengiz sis ortadan kalktı. Harry rahat bir nefes bıraktı. En azından şimdi nereye gittiğini görebilecekti. Karanlıkta neye çarptığını görmek için aşağı baktı.
Harry ensesindeki tüylerin kalktığını hissetti. Dehşete düşmüş halde, objenin üstünde duran elini çekti ve birkaç adım uzağa sendeledi.
Harry James Potter
Siyah mermere oyulmuş kelimeler gümüş mücevherler gibi parıldıyordu. Harry ayaklarını hareket ettirmeye çalıştı ama katıksız dehşet onu kavrayışı altına almıştı. Siyah mermer mezara gözlerini dikmiş bakıyordu. Voldemort'un onun için inşa ettiği siyah mermer mezar.
Harry kalbinin göğsünde çılgınlar gibi attığını hissetti. Mezardan mümkün olduğunca uzaklaşmaya çalışarak etrafında döndü. Dehşet verici bir manzara onu karşılarken durdu. Voldemort hemen önünde, kırmızı gözleri ateşle yanarak dururken Harry olduğu yerde hareketsizce kaldı.
Voldemort hiçbir şey söylemedi. Tek bir kelime dudaklarını terk etmedi. Aynı noktada, yalnızca Harry'e gözlerini dikip bakarak duruyordu. Yakut kırmızısı gözleri, alevler cübbelerinden yükselmeye başlarken Harry'nin yüzünü hiç terk etmedi. Harry manzara karşısında dehşete kapılarak öylece durdu. Başka tarafa dönmeye çalıştı ama onu olduğu yerde tutan Voldemort'un bakışıydı, gitmesine izin vermiyordu. Alevler Voldemort'u içine alırken Harry dehşet içinde izledi.
Voldemort alevler onu kaplarken tek bir sesin ondan kaçmasına izin vermedi. Gözlerini Harry'den ayırmadan ona bakmaya devam etti. Alevler yüzünü yalarken, ağzını açtı ve onu tek bir kelime terk etti.
"Harry"
Harry yatağında bir anda uyandı. Hızlı hızlı nefes alıyordu ve bütün vücudu ter içinde kalmıştı. Çevresine baktı ve kendi yatak odasında olduğunu fark etti. Etrafındaki karanlığa bakılırsa henüz sadece gecenin ortasıydı.
Sakinleşmek için birkaç derin nefes aldı. Kendini itip kalkarak yatakta oturdu. Baştan aşağı titrediğini fark etti. Yorgun gözlerini ovuşturdu ve ağırlıkla iç geçirdi. Neden bu lanet olası kabustan kurtulamıyordu? Her gece, Harry Voldemort'un ölümünü tekrar ve tekrar izlemek zorundaydı. Her zaman farklı başlıyordu ama alevler onu içine almadan önce Voldemort'un onun önünde durmasıyla sona eriyordu. Kabusların çoğu alevler Voldemort'un hareketsiz bedenini yaladıktan sonra bitiyordu, ama bazen Voldemort Harry'e seslenirdi.
Voldemort'un sesi kafasında çınlarken Harry üzerinden geçen titremeye engel olamadı. Her zaman yalnızca bir kelimeydi. Asla başka bir şey söylemezdi. Her zaman yalnızca 'Harry' idi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Bir Parçam / A Part of Me (2.Cilt)
FanfictionHarry, Voldemort'suz yeni hayatına alışmaya çalışır. Ama bazen geçmişiniz geçmişte kalmayı reddeder. Karanlık Prens Üçlemesi'nin ikinci cildi. H/G AU *İlk cildin önce okunması tavsiye edilir, yoksa çok anlam ifade etmeyecektir.*