24. Bölüm – Malfoy Olmalı
Damien bütün gece uyumadı. Ron'un söylediği şey hakkında düşünüp durdu. Ona inanmak istemiyordu. Draco'nun Harry'nin canını yakan olduğunu düşünmek istemiyordu. Onun bunu yapan olması hiç anlamlı değildi. Diğer olası şüpheli hakkında düşündü. Neville'in de Harry'nin canını bu şekilde yakabileceğini düşünmüyordu. Harry'e ne kadar kin duyduğunu biliyordu ama gerçekten kalkıp işlemediği suçları üzerine yıkmak, yani, bu yalnızca kötücüldü. Ama kaldı ki, Neville de Harry'nin hala kötücül olduğunu düşünüyordu. Damien gözlerini kapattı ve bu korkunç düşünceleri uzaklaşmaya zorladı. Gerçek şuydu ki geçen yıl ne kadar şeyin içinden geçmiş olsa da, Damien belli zihinlerin nasıl çalıştığı konusuna geldiğinde hala oldukça saftı. Hogwarts'da böylesi bir şey yapabilecek kimseyi düşünemiyordu.
Büyük Salon'da kahvaltıda otururken, Damien Ron, Hermione ve Ginny'nin ne kadar yorgun göründüklerini fark etmeden edemedi. Uyumakta zorluk çeken bir tek o değilmiş gibi görünüyordu. Harry fark etmiş gibi gözükmedi. Kendi gözlerini açık tutmakta zorluk yaşıyordu.
Damien baykuşlar gazeteler ve postalar gagalarına tutuşturulmuş içeri süzülürlerken kalbinin birkaç atışı kaçırdığını hissetti. Hermione'yle çılgın bir bakış paylaştı. Ron ve Ginny de baykuşlara beklentiyle bakıyorlardı. Hepsi de daha gazeteyi okumadan önce bir saldırının olduğunu biliyordu. Damien neden bu düşüncenin dün gece akıllarına gelmediğini bilmiyordu. Harry'nin içkisine dün gece bir şey karıştırılmışsa, bu Karanlık Prens bir saldırı yapmayı planladığından olsa gerekti.
Beklendiği gibi Salon haberler okunurken sessizleşti. Damien Harry'nin yüzünün manşete göz atarken solgunlaştığını, sonra da gözlerini yorgun bir yenilgiyle kapatıp sanki saldırıları inkar edercesine başını salladığını gördü. Büyük bir utanç dalgası Damien'ı yıkayıp geçti. Ne yapıyordu? Abisinin muhtemelen ölümlerden sorumlu olduğunu düşünmesine izin veriyordu. Ginny'nin yüzünde benzer bir utanç ifadesi gördü. Damien'a baktı ve sonra gözleri yaşlarla dolarak bakışını başka tarafa çevirdi.
Damien iştahının kaçtığını hissetti. Midesinin dibine suçluluk ve utancın ağırlığının yerleştiğini hissederek oturdu. Berbat bir kardeşti. Bencillik ve aptallık ediyordu. Harry'e söylemek zorundaydı. Ona hiçbir şekilde Karanlık Prens saldırılarından sorumlu olmadığını açıklaması gerekiyordu.
Sözcükleri ağzından çıkmak için zorlayamadan önce, arkasından bir ses araya girdi.
"Harry, kısa bir konuşabilirsek?"
Döndüğünde babasının arkasında durduğunu gördü. Elinde gazetenin bir kopyası sıkıştırılmıştı. Midesi görüntüye takla attı. Babası saldırganın Harry olduğunu düşünmüyordu, değil mi?
Harry yüzünde teslimiyet ifadesiyle ayağa kalktı. James'i Salon'dan dışarı takip etti. Öğrencilerin çoğu sınıflarına çıkıyorlardı. Damien peşlerinden fırladı. İkisine de dün öğrendiğini söyleyecekti. Harry'nin daha fazla suçlu olduğunu düşünmesine izin vermeyecekti.
Tam koridora ulaştığında Ron ve Hermione'nin onu arkasından yakaladığını hissetti.
"Damy! Nereye gidiyorsun?" Ron sordu.
"Bırak, Ron. Harry'e söylemek zorundayım. Ona Sed-"
"Damien!" Hermione bağırdı onu keserek. Koridorun ortasında, bütün okulun önünde Sedare iksiri hakkında konuşmak üzere olduğuna inanamıyordu!
Damien'ı koridorun oyuk kısmına çektiler, arkalarından onlara gariplikle bakarak Ginny takip etti. Bir kere tamamen oraya gizlendiklerinde, Ron Damien'ı bıraktı, o da anında uzaklaşmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Bir Parçam / A Part of Me (2.Cilt)
FanfictionHarry, Voldemort'suz yeni hayatına alışmaya çalışır. Ama bazen geçmişiniz geçmişte kalmayı reddeder. Karanlık Prens Üçlemesi'nin ikinci cildi. H/G AU *İlk cildin önce okunması tavsiye edilir, yoksa çok anlam ifade etmeyecektir.*