11. bölüm – Düello KulübüHarry kısık gözlerle, Büyük Salon heyecanlı görünen öğrencilerle dolarken izledi. Hala bunu yapıyor olduğuna inanamıyordu. Platformun olduğu yere baktı ve Profesör June'un dört Seherbazla birlikte hevesli öğrencilerin Salon'a akışını izlediğini gördü.
Salon'un geçen yıldan daha çok öğrenciyle dolu olduğunu fark etti. Bütün okul gelmiş gibi görünüyordu! 'Elbette, hepsi de gelip benim küçük düşürülmemi izlemek istiyorlar!' diye düşündü Harry. Profesör Dumbledore bütün okula Harry'nin Düello Kulübü'nde Seherbazlara yardım edeceğini anons ettiğinde öyle fena kızarmıştı ki... Herkes oturdukları yerden ona bakmak için dönmüştü. Lanet olsun, bunu yapmalarından nefret ediyordu!
Harry ana kapılara tekrar baktı ve babasının salona girdiğini gördü. Gözünü açıp kapamasına bile izin vermeden önüne dikilerek içeri girmesine engel oldu.
"İyi Akşamlar, Düello Asistanı!" diye karşıladı James sinirbozucu bir gülümsemeyle.
"Baba" diye karşılık verdi Harry kuru kuru.
"Ne yapıyorsun burada?" diye sordu.
"Yani, seni görme fırsatını kaçıramazdım, öğretirken" James kasti olarak son kelimeyi uzata uzata söyledi.
Harry hafifçe kızardı ama gözlerini babasına sabitleyerek cevap verdi.
"O zaman bu şansı yakalayamayacağın için üzgünüm."
James'in gülümsemesi yüzünden düştü ve Harry'e kafa karışıklığıyla baktı.
"Sen neden bahsediyorsun? Seherbazlara yardım etmek zorundasın. Cezan bu, McGonagall'ı kızdırmak istemezsin, güven bana" dedi ona.
"Oh, öyle bir niyetim yok. Cezamı yerine getireceğim, ama sen izlemeyeceksin." Harry cevapladı pis sırıtışıyla. Ebeveynlerinin bu berbat cezayı önermiş olmaları yeterince kötüydü; onlara bir de izleme zevkini tattırmayacaktı!
James oğluna boş boş baktıktan sonra başını salladı.
"Onu yapamazsın! Bu senin kararın değil." dedi kızgınlıkla.
Harry kollarını göğsünde kavuşturdu ve James'e açıkça 'beni deneme!' diyen bir bakış attı.
James, Seherbazlardan birinin yanlarından geçtiğini gördü. Onu Liam Ferguson olarak tanıdı ve seslendi.
"Ferguson! Harry'e benim girmeme engel olamayacağını söyle!" diye bağırdı.
Genç Seherbaz onlara bakmak için döndü. Harry'nin kendine has düşmanca bakışı üzerine, Ferguson'ın yüzü ciddi miktarda solgunlaştı.
"Söylerdim, ama bana her öyle baktığında, bütün içim buz kesiyor!" dedi genç Seherbaz, hızlıca oradan kaçmadan önce.
Harry yüzünü tekrar babasına döndü ve ona zafer dolu gülümsedi. James Seherbaz'ın koşturan sırtına ters ters baktıktan sonra ona 'korkak' diye bağırdı. Harry parmaklarını şıklattı, kapıları James'in yüzüne kapadı.
Salonla yüzleşmek için döndü ve anlık mutluluğunun sönüp gittiğini hissetti. Öğrencilerin hepsi, Seherbazlarla beraber gözlerini dikmiş ona bakıyorlardı. Harry Tonks'un sırıtmasını gizlemeye çalıştığını, ama fena halde başarısız olduğunu gördü. Harry salona yüzünü döner dönmez, Profesör June platforma çıkmıştı.
"Hoşgeldiniz, Öğrenciler! Bu kadar çoğunuzun kulübe katıldığını görmek gerçekten de çok keyifli. Sanırım bunun için Seherbazlarımıza teşekkür etmemiz gerek." Burada Profesör June dosdoğru Harry'e baktı. Bariz bir şekilde açıktı ki okulun çoğu Harry yüzünden gelmişti, Seherbazlar değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Bir Parçam / A Part of Me (2.Cilt)
FanfictionHarry, Voldemort'suz yeni hayatına alışmaya çalışır. Ama bazen geçmişiniz geçmişte kalmayı reddeder. Karanlık Prens Üçlemesi'nin ikinci cildi. H/G AU *İlk cildin önce okunması tavsiye edilir, yoksa çok anlam ifade etmeyecektir.*