13. Bölüm – Weasleyler'le Noel
Harry gözlerini sözde Karanlık Prens'in resminden ayıramadı. Hakkındaki herşey korkunç bir şekilde tanıdıktı. Duruşu, asasını tutuş şekli, o gümüş maske, onun gümüş maskesi, herşey göz önünde tutulduğunda aynı Harry gibi görünüyordu. Siyah saçlı genç başını kaldırıp Dumbledore'a baktığında onun gözlerini dikmiş ona bakıyor, onu mavi gözleriyle arıyor buldu.
Harry konuşmak için ağzını açamadan önce, bir ses onu, ve ofisteki herkesi, etraflarında döndürdü. Ron elinde gazetenin bir kopyasını tutarak kapıyı hızla açıp içeri girmişti. Hermione, Ginny ve Damien onun tam arkasında, düşündürücü bir miktarda solgun görünüyorlardı.
"Profesör Dumbledore! Profesör Dumbledore, Efendim! O, o Harry değildi! O bizleydi! O Harry değildi!" Ron bağırdı tutkulu bir biçimde. Kulağa nefesi kesilmiş geliyordu, sanki Büyük Salon'dan buraya kadar koşmakta hiç tereddüt etmemiş gibiydi.
"Mr Weasley" Dumbledore hitap etti sakinlikle.
"Lütfen sakin olun. Harry olmadığını biliyorum." devam etti.
Harry şaşkınlıkla Okul Müdürü'ne bakmak için döndü.
"Oh...eee...güzel." dedi Ron, utanarak. Yüzü her saniye daha da kırmızılaşıyordu.
"Peki, eee...ben...ben hemen dışarıda olacağım o zaman." dedi Profesör McGonagall sert bir biçimde onu ve diğerlerini dışarıya çıkartırken.
Kapın kapanırken, Harry bir kez daha Okul Müdürü'ne bakmak için döndü.
"Ben olduğumu düşünmüyorsun?" Harry sordu, Dumbledore'un ona karşı bu kadar güven dolu olacağına inanmayarak.
"Hayır, Harry. Sen olduğunu düşünmüyorum." Dumbledore güvence verdi ona.
James ve Lily ayağa kalkmıştı ve Dumbledore'un arkasında duruyorlardı. İkisinin de sıkıntıları yüzlerinde gösteriyordu.
"Senden sadece buraya gelmeni bu olaydan habersiz Salon'a girmeni istemediğim için rica ettim."
Harry hala bundan şüphe ediyordu ama sessiz kaldı. Başı hala biraz önce gördüğü şeyle dönüyordu.
"Bakanlıktan henüz hiçbir haber almadım, ama zannedersem yakında iletişim kuracaklardır." dedi Dumbledore, James ve Lily'le yüzleşmek için dönerek.
"Herhalde Harry olduğunu düşünmeyeceklerdir, değil mi, Dumbledore?" James sordu, gerginliği sesinde açıkça belli olarak.
Harry babasının ellerinin nasıl yumruk olmuş ve gözlerinin endişeyle gölgelenmiş olduğunu fark etti.
"Harry saldırı zamanında buradaydı. Harry'nin Balo'da olduğunu doğrulayacak bir dolu insan var. Dün gece Hogwarts'dan ayrılmadı! Harry'i bunun için suçlayamazlar! Ayrıca, o maskenin arkasında herkes olabilir!" Lily çabucak ekledi.
Dumbledore iyilikle Lily'e baktı.
"Merak etme, Lily. Harry güvende." Dumbledore güvence verdi ona.
Harry ancak, son ifadeye sinir olarak kapıya yöneldi.
"Harry?" Lily sordu ardından.
"Siz millet bitirmiş gibi görünüyorsunuz, ben gideyim." dedi Harry yüzünde sert bir ifadeyle. Dumbledore'a dönerek kızgınlıkla ekledi.
"Ve bir sonraki sefer, Profesör, benim adıma endişe etmeyin. Bakışlar ve fısıldanmalarla kendi başıma başa çıkabilirim!" Bununla birlikte, kimse ona seslenemeden önce ofisi terk etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Bir Parçam / A Part of Me (2.Cilt)
FanfictionHarry, Voldemort'suz yeni hayatına alışmaya çalışır. Ama bazen geçmişiniz geçmişte kalmayı reddeder. Karanlık Prens Üçlemesi'nin ikinci cildi. H/G AU *İlk cildin önce okunması tavsiye edilir, yoksa çok anlam ifade etmeyecektir.*