26. bölüm - Arkadaşlık"Senden ayrıldı?"
Ginny yalnızca başını sallayabildi. Boğazı şimdi bütün ağlama yüzünden acımaya başlıyordu. Hermione yanında oturuyor, ellerinden birini kendisininkinde sıkıyordu, yüzünde dehşete düşmüş bir ifade vardı.
"O öylece yapamaz...demek istediğim senin suçun değildi! Sen ona yalan söylemek istemedin. Biz seni zorladık! Bunu anlaması gerek!" dedi, elini daha da sıkarak.
Ginny burnunu çekti. Daha ne kadar fazla ağlayabilirdi ki zaten.
"O onun için önemli değil. Bütün önemli olan ona yalan söylemiş olmam ve şimdi bana güvenemeyeceği. Anlaşılır bir şey aslında. Eğer ona güvenemezsen neden biriyle beraber olasın?" söyledi kuru, içi boş bir ses tonuyla.
"Ama Ginny, bu adil değil!" Ron ekledi, kendini onun yerine koyarak kızkardeşine bakarken.
Ginny boğuk bir kahkaha attı, kulağa daha çok hıçkırık gibi geldi.
"Hiçbir şey hiçbir zaman değil. Harry'e baksana. Ona olan adil değildi. Güvendiği kim varsa hep canını yaktı."
"Nasıl onu hala savunabilirsin? Seni öylece gözden çıkardıktan sonra?" Soruyu soran Damien'dı.
"Onu suçlamıyorum. Onun yerinde olsaydım, ben de büyük olasılıkla aynı şeyi yapardım." Ginny fısıldadı üzgünce.
Harry ve Ginny'nin ayrılması hakkında konuşarak ortak salonda kaldılar. Kimsenin Harry gerçeği öğrendikten sonra bunun kaçınılmaz olan olduğunu fark etmemiş olması, şimdi çok aptalca görünüyordu. Hermione korkunç derecede suçluluk duyuyordu. Ginny'i Harry'e yalan söylemeye ve gerçeği ondan saklamaya zorlayan oydu. Harry'nin ondan ayrılmasının sebebi oydu.
"Ginny, ben çok üzgünüm! Asla her şeyin bu kadar kötüleşeceğini düşünmemiştim. Hiç bunun yüzünden senden ayrılacağı aklıma gelmemişti. Gelmiş olmalıydı, bunu şimdi görüyorum. Lütfen affet beni!" yalvardı, yaşlar gözlerine dolarak.
"Seni dinlememiş olmalıydım. Harry'e her şeyi söylemek için kendi kararımı vermiş olmalıydım. Olan oldu, o yüzden 'keşke'lerle düşünüp durmanın hiçbir anlamı yok. Bitti artık." dedi üzgünce, öne çıkmaya çabalayan taze yaşları geri dönmeye zorlayarak.
Damien onu daha iyi hissettirecek bir şey söylemek için düşünerek Ginny'le birlikte oturdu. Aklına hiçbir şey gelmedi. Her şey parçalara ayrılıyordu. Harry hala Hogwarts'daydı ama onlardan çok uzaktaymış gibi görünüyordu. Gözlerinin önündeydi ama mesafesini koruyordu. Damien zamanda geri, geçen yıl Harry'le tanıştıkları döneme gitmiş gibi hissediyordu. Ama durum geçen yıldan çok daha kötüydü. En azından o zamanlar, Damien Harry'e yakın olmanın ve onun tarafından sevilmenin nasıl bir şey olduğunu hiç bilmiyordu.
xxx
Havada yine farklı renklerde ışık huzmeleri uçuşuyordu. Harry önündeki sahneyi, Ölüm Yiyenler ve Seherbazlar birbirleriyle kuvvetle dövüşürken daha önce sayısız defa yaptığı gibi izledi. Bu rüyayı şimdi o kadar çok defa görmüştü ki bir sonraki saniye ne olacağını söyleyebiliyordu. Önündeki görüntüleri taradı, onu aradı. Genellikle o uyanmadan hemen önce gelirdi. Çılgın kahkahası havada çınlar, Seherbazlar kiminle düello ettiklerini görebilsinler diye maskesini çıkarırdı. Bella sonra yok olur, bulanık görüntüler ve renkler girdabında kaybolurdu. Kahkahası acı dolu nefes çekişinden önce aniden dururdu. Harry her zaman bundan sonra uyanırdı.
Aslında bu rüyayı seviyordu. Voldemort'un yanarak öldüğü kabusları görmektense bunu çok daha tercih ediyordu. Bu rüyayı gördüğü her defasında, kendisinin bir parçası olmadığı bir olaya neden tanıklık ettiğini çözmeye çalışıyordu. Nasıl onun olmayan bir hatırayı görebiliyordu? Uyandığında hiç bunun hakkında düşünme fırsatı olmamıştı. Her zaman mutlaka dikkatini dağıtan bir şeyler vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Bir Parçam / A Part of Me (2.Cilt)
FanfictionHarry, Voldemort'suz yeni hayatına alışmaya çalışır. Ama bazen geçmişiniz geçmişte kalmayı reddeder. Karanlık Prens Üçlemesi'nin ikinci cildi. H/G AU *İlk cildin önce okunması tavsiye edilir, yoksa çok anlam ifade etmeyecektir.*