2.BÖLÜM: "KÜÇÜĞÜM"

18.5K 439 113
                                    

-2.BÖLÜM

"KÜÇÜĞÜM"

Kalbimin en derininde bir yerlerde soğuk rüzgarlar esiyordu. Hissedebiliyordum. Hayattan 18  yıldır hiç kesmediğim kadar kesmiştim umudumu. Az önce yaşadıklarım bir rüya olmalıydı. Gece arkadaşlarımla izlediğim bir filmdeki tecavüz sahnesinden etkilenmiş veya akşam haberlerindeki genç kızların başına gelen şeyler bilincime işlemiş olmalıydı. Fakat değildi. Hepsi suratıma tokat misali çarpacak kadar gerçekti.

Kendimden tiksiniyordum. O anki pes edişim, mücadeleyi bırakışım aklıma geldikçe midem bulanıyor, kulağımda bencil sesler çınlıyordu. O adamın pis ellerinin bedenime değmesinden çok pes edişimden tiksiniyordum.

Mahvolmuş durumdaydım.

Kaybolmuştum.

Ancak kayboluşum dünyevi bir karanlık değildi. Içimde, en derinimde bitirmiştim benliğimi. Onca acı yaşayıp, kendimi hep güçlü görmüş ve yalnızca kendime saygı duymuştum. Ta ki bu geceye kadar. O adamın pis ellerine kendi bedenimi teslim edene kadar. En azından çabalasaydım da kurtulamasaydım, bu kadar yitik hissetmeyeceğimi biliyordum. Oradan kurtulmuş olmak büyük bir şanstı.

Ve şimdi beni kurtaran o adamın arabasındaydım. Ne o tek kelime ediyordu ne ben. Sessizlik hakimdi gecenin karanlığında.

Berbat hissediyordum.

Yorgun, ağır, güçsüz ve sefil.

Özgürlüğüm elimden alınmıştı. İstediğim saatte istediğim kıyafetle arzu ettiğim yerde olamayacaksam, ne gereği vardı yaşamamın?

Nasıl göründüğüm hakkında en ufak bir fikre bile sahip değildim. Pistim ışte, hem bedensel olarak hem ruhsal.  Arabanın yolcu koltuğunda, onun adamın yanında oturuyordum. Kısa bir süre önce yaşadığım dakikalar sayesinde elbisem yukarı çıkmıştı. Göğüs bölgemde olan dekolte köprücük kemiğimdeydi. Dekoltemin göstermediği çatala teşekkür edecektim ki gözlerim bacaklarıma gitti.

Keşke gitmeseymiş.

Göğüslerimin kapanması, kalçama kadar çıkmış bir elbise demekti. Düzeltmek istiyordum. Fakat buna gücüm yoktu. Görmezden geldim.

Yaklaşık 10 dakikadır arabada öylece oturuyorduk. Yanımdaki adam kollarını dirseğine kadar direksiyona yaslamış, kafasınıysa kollarının arasına almıştı. Derin nefes sesleri bana kadar geliyordu.

Gitmek istedim.

Nereye veya nasıl gideceğimi bilmiyordum. Bu saatte kesinlikle yurt kapalıydı. Beni almazlardı. Ki alacak bile olsalar o sokaktan bir kez daha sağ salim geçebileceğime emin değildim. Aynı zamanda o sokaktan geçmem gerektiğine de.

"Eteğini düzelt!" Kalın ve sert sesin kulağımı doldurmasıyla ellerimi delip geçtiğim bakışlarımı hızla ona çevirdim. Gözlerim kocaman açılmıştı.

Nedeni neydi bilmiyordum. Sesi, muazzamdı. Bu yüzden mi bu kadar şaşırmıştım yoksa söylediği şey için mi bilemiyordum.

Burnumu çektim ve cevap verme gereği duymadan sırtımı biraz dileştirdim. Ayaklarımda derman yoktu. Ancak yükümü onlara vererek kalçamı koltuktan hafifçe kaldırıp, eteğimi düzeltmem gerekiyordu. Denedim, yapamadım.

Topuklu ayakkabıların parmaklarımı şişirdiģine emindim fakat bu güçsüzlüğün tek sebebinin o olmadığını da biliyordum. O pis adamın bedeni bedenime yapışıkken ayaklarımın tüm gücü kullanılmış, şuan ise ayaklarım kendisini tir tir titremeye bırakmıştı.

RİTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin