11.BÖLÜM: "BEYHUDE"

5.4K 125 27
                                    

Amacımın ne olduğunu, emin olmamakla birlikte biliyordum. Arkenle yaşadığım şeyden sonra büyük bir pişmanlık hissetmiştim. Bunun nedeni neydi, işte bunu çözememiştim. Yaşadığımız o şeyin gayet normal ve önemsiz bir şey olduğunu düşünmem gerekirdi ama böyle düşünemiyordum ve kendimi asla bir parçası olmak istemediğim dogmaların bir parçası gibi hissetmeye başlamıştım. Bu yüzden hem kendime hem Arken'e çok kızgındım. Yersiz bir kızgınlık kendimi güçlü gösterme isteğini yaratmıştı. Ve sonra da fiziksel anlamda ufak tefek değişimler yaparsam bunu başarırım sanmıştım. Ergendim ve ergen gibi düşünmekten kendimi alamıyordum.

Arkenle kitapçıda karşılaşmamızın üzerinden bir hafta geçti. Bu süre boyunca onu hiç görmedim. Ona dair hiçbir şey düşünmedim. Çünkü düşünürsem olacaklardan korkuyordum.

Ve şimdi, bir kafede, dışarıda yağmur yağarken kahvemi içiyor, kitabımı okuyordum. Huzurlu olduğum nadir anlardan biriydi. Bu yüzden de bu ara huzurumu en çok bozan kişiyi görmek, en son isteyeceğim şeydi. En son isteyeceğim şey olduğu için, elbette gerçekleşti. Karşımdaki sandalye bir anda çekildi. Ve kimsenin hiç tahmin edemeyeceği o kişi oturdu.

Asla tahmin edemeyeceksiniz. O kişi Arken.

Bir şeyler söyledi. Kulaklarım takılı olduğu için duymadım. Sonra sinirli bakmaya başladı ve kulaklıklarımı çıkarmak zorunda hissettim. "müziğimi durdurmama değecek kadar önemli şeyler söyleyeceksindir umarım. Yoksa sana şurada şarkı söyletebilirim."

Sol elini kaldırdı. Baş parmağıyla arka tarafını, masaların tam ortasındaki boşluğu gösterdi. "şurada mı? Yok beğenmedim. Dur bak, kucağında söylesem?" gözlerinde gördüğüm o parıltı, muzır bir çocuğun annesinden dondurma parası aldığı o an ki sevincin parıltısıydı.

"altını da bezleyeyim mi? Gazını da çıkarırım hatta. Tamam gel kucağıma." sinirlenmiştim ama sakin ve umursamaz görünmeye çalışarak cevap verdim.

"onlara şuanlık ihtiyacım yok. Ama emzirebilirsin." sırıtarak kurduğu cümlenin hemen arkasından göz kırptı. Normalde hiçbir şekilde utanmayacağım bu cümleden oldukça utanmıştım. Nedenini tahmin etmeniz pek zor olmayacak. Benzerlerini yaşadığım kişiydi o.

"gerçekten bugün uğraşma benimle. O gün işini batırdığım için mi geldin? Sana zaten hiçbir şey için söz vermemiştim."

Gözüm bileğine kaydı. Yeni bir dövme yaptırmıştı. Tam damarının üstüne, ufak bir dünya.

"geçen pek bir uysaldın. Değişmiş mi bu diye bi düşünmüştüm de, yok. Odun aynı odun." bana odun demişti. Bunu bana söyleyen ilk kişi değildi. Ondan önce söyleyen kişi, edebiyat öğretmenim beni şaşırtma konusunda o derece yükseltmişti ki, şuan Arken'in söylemesine hiç şaşırmamıştım. Sadece hani önce aynaya bak derler ya insana, o biraz komik olmuştu işte.

"değiştim değişmedim. Ne fark eder? Neden geldiğini söyleyecek misin?" Boğazına atlayabilirdim. Ben bu denli sinirlenirken onun hala sakin bir şekilde gülüyor olması beni daha da delirtiyordu.

" karşında duran şirket benim." camdan dışarı baktığımda gördüğüm şirket onunsa, ben onun karşısında bir karıncaydım. "arabadan inince seni gördüm ve geldim. Hiçbir nedeni yok. Bir nedene ihtiyacım olduğunu da sanmıyorum."

"ben sanıyorum ama."

Kaşlarını çattı. Anlamamıştı. "ne?"

Derin bir nefes verdim ve boş bakışlarımı dışarı yönelterek cevapladım, "bir nedene ihtiyacın olduğunu düşünüyorum ben."

Tek kaşını kaldırdı. Muzır bir gülüş eşliğinde, "hmm. Geçen gün inlerken de bir nedenin vardı o zaman. Söylesene nedenini. Çok merak ettim."

Çığlık atmak, koşarak kaçmak istiyordum. Ben bu adamdan, kendi sınırlarımın ötesinde olmakla beraber çok utanıyordum.

"tamam. Sen oturmaya devam et o zaman. Ben kalkıyorum." tam kalkacakken bileğimi tuttu. Ciddileşen yüz ifadesi kaşlarımı çatmama neden olmuştu. "otur."

"ne oldu?"

"karşılaşmamız iyi oldu bir bakıma. Yoksa zaten bugün yanına gelecektim." arkasına yaslandı ve bir sigara yaktı. Kapalı alan ulan diye bağırmak istedim, ama istese bütün bu kapalı alanları satın alabilecek bu adama bunu söylemem beyhude bir çaba olurdu. Çünkü benden başka kimse bu durumdan rahatsız olmazdı.

" neden? "

" konuşacaklarımız var."

RİTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin