Bunlar bir nevi çerezdir. Klasikleri okuduktan sonraki yorgunluğu atmak için mesela. Benim içinse hayal gücümü geliştirmek için basit yollardan biridir. Lütfen bu hikayeleri gerçek kitap yerine koyup bunlarla yetinmeyin 🙏
Keyifli okumalar!
-4.BÖLÜM.
"VEDA"
Arabada son sürat giderken, yolların hızla önümüzden çekilmesi başımı döndürüyordu. Şuan uykusuzluktan geberiyor olmam gerekirdi. Fakat hiç de öyle değildi. Hissettiğim ruhsal bir çöküntüydü ve fiziken oldukça iyi hissediyordum. Bir an uykuya kendimi yenik düşecek kadar kötü hissedip diğer bir an bu kadar güçlü durmam beni de şaşırtsada daha fazla yorgunluk hakkında düşünüp, olmayan problemi de yaratmaya niyetim yoktu.
Arkenden sabah olmadan beni yurda bırakmasını istemiştim. Neden bilmiyorum, bu yabancının yanı bana çok garip hissettirmişti. O da biraz mırın kırın etse de kabul etmiş ve evden tam çıkarkan kafamı karıştıran o cümleleri kurmuştu. "şimdilik gidelim ufaklık, ama içimden bir ses bu çocuk sana kalacak diyor." ve gülerek eklemişti. "bana kalacaksın."Arken'in gözleri kıpkırmızıydı. Bunun uykusuzluktan mı yoksa başka bir şeyden mi olduğunu bilmiyordum, o tamamen kapalı kutuydu. Yerinde başkası olsa belkide kolayca tahmin yürütebilirdim.
Belki de yalnız bana böyle davranıyordu ki haksız da sayılmazdı. Kim iki saattir tanıdığı, daha doğrusu tanımadığı bir kıza yakın davranır veya kendisini gösterirdi ki? Onun da benimle ilgili kafasında soru işaretleri olup olmadığını merak ettim. Belki de o da beni farklı buluyordur, kapalı kutu gibi mesela?
Bunu umursamamam, az sonra yollarımızın ayrılıp bir daha kesişmeyeceğine emin olduğum bu adamı takmamam gerekirdi. Ne yazık ki öyle olmuyordu.
Arken'i bir daha göreceğimi sanmıyordum. Evi oldukça uzaktı ve benimde gece onunla iğrenççe karşılaştığımız yerde bir daha işim olmayacaktı. Emindim. Yurdu öğrenmiş oluyordu fakat bu benim için bir tehlike arz etmezdi. Sonuçta benden kurtulmaya bu kadar hevesli bir adamın peşime düşeceği gibi deli saçması bir fikre kimse varamazdı, değil mi?
Emindim ki onun da şuan istediği tek şey bir an önce benden kurtulup evine gitmekti. Belki zehrine devam eder, belki zehrin büyüsüne kapılır derin bir uykuya dalardı. Kim bilir.
Bildiğim tek şey, bu gecenin devamında yalnızdık. Ne ben olacaktım onun yanında, ne o olacaktı benim yanımda. Eğer yurda girebilirsem yine camıma gidecek, beklettiğim için ve yaptığım onca aptallık için af dileyecektim.
Yıldızlar beni affederdi. Pusulamı bulurdu.
Ya da yurda giremeyecek, Arken'in evinde en azından rahat bir gece geçirmediģim için kendime lanetler okuyacak ve sonunun neye bağladığını kestiremediģim bir şekilde, herhangi bir bankta dualar eşliğinde sabahlamaya çalışacaktım.
Belki uyumaya.
Az sonra, yurda vardığımızda olacaktı her şey. Şimdiden gözümün önündeydi o an, önce ben Arken'e teşekkür edecektim, o ya cevap verme zahmetine girmeyecekti ya da bir önemli değil mırıldanarak toz olacaktı. Ve benim için sonsuzluģa kavuşacak, yalnızca kâbusumda yer almasını istediğim güzel bir anım olacaktı. Ve ardından ya battaniyeme sarılacaktım, ya da gazetelere.
Eğer yerim banklar olacaksa, şuandan emindim bu geceyi Arken'in evinde geçirmediğime, Yarın bir yol aramadığıma pişman olacağıma.
"Bana kalacaksın!" Bu sözler yine aklıma gelmişti ve yine tüm bedenim, tüm uzuclarım titremişti. Neydi ki bu? Sevgiye veya sahiplenmeye olan açlığım mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RİTİM
Teen Fiction"Hasta olmanı istemem küçük. Zira hislerim doğruysa başıma kalacaksın.. " (+18) -------- Nefes alamıyordum. İlk kez böyle bir şey hissediyordum ve bu, çok garip bir duyguydu. Dudaklarını dudaklarımdan ayırdı ve çenemin hemen yanındaki, yüzümü boyn...