-TEHDİT
Okuyorum, öyleyse varım!
Arken'in beni daha fazla utandırmasına müsaade etmeden derse girmiştim. En sevdiğim ve başarılı olduğum dersteydik, Biyoloji.
Hocanın tahtaya yazdıklarını not alma gereği duymadım çünkü ben bunları çoktan kendime özetlemiştim. E ne de olsa mevzu bahis yks!
"... Bu anlattıklarımın özetini çıkarmanızı istiyorum. Yarın seçeceğim 3 kişiden sunum yapmasını isteyeceğim ve bu notlarınız içinde oldukca etkili olacaktır. Hazırlıklı gelin. Ayrıca size bir haberim daha var. Yarın okulumuzun yeni bağışcısı olan beyefendi benimle birlikte birkaç derse girecek. Bunun yıllardır süregelen bir prosedür olduğunu biliyorsunuz. Bu sunum sizin için bir şans çünkü yine bildiğiniz gibi bağışçılar beğendikleri öğrencilere özel burslar ya da şirketlerinde staj imkanları verebiliyor, iyi hazırlanın ve özgüvenli bir şekilde sunumunuzu yapın. Belli mi olur, bir bakmışsınız üniversite hayatınız garantilenmiş olur. Umarım bu konuşmam bir işe yararda çalışırsınız. İyi teneffüsler!"
🌍🌍🌍
Sunum ödevi için kısa bir tekrar yetmişti. Zaten biyoloji dersine fazlasıyla zaman ayırıyordum, hatta diğer derslerden zaman çalıp ona verdiğim doğruydu.
Sıramda oturmuş biyoloji hocasının içeri girmesini bekliyordum. 2-3 dakikanın ardından hemen gelmeyeceğini anladım ve kulaklıklarımı takarak kafamı sıraya gömdüm, derin düşünceler silsilesine merhaba dedim.
Bugün hava çok güzeldi. Güneş vardı fakat hırkasız gezilecek gibi de değildi. Siyah hırkamın kollarını parmaklarıma kadar çektim.
Müzik dinlemeyi çok seviyordum.. Bana bir kulaklık vermeniz; saatlece yürümem, yolculuk etmem için yeterli sebepti. Değişken bir zevkim vardı, her türden müziği dinler fakat çok az şarkıyı beğenir ve beğenmediğim sürece hiçbir güç bana o şarkıyı dinletemezdi. Ha birde o şarkının beni düşündürmesi, bir şeyler hatırlatması gerekiyordu.
Omzumdan dürtülmemle şarkının etkisinden çıkmıştım. Dürten kişiye baktığımda bacaklarımın pompalı tüfekle eklem yerlerinden vurulduğunu hissettim, sanki yere yıkılacaktım.
Arken Kantar!
Kendimi tutamadım, ki bu konuda da oldukça haklıyım! "Yuh! Senin burda ne işin var be?"
Arken yüzünü buruşturdu, "çemkirme, kay yana."
Kay yana? Ne dediğini sanıyordu bu? Sanki çok normal bir şeyden bahsediyormuş gibi davranıyordu. Çıldırmam an meselesiydi. Gerçekten! "Ne yanı ne kayması? Ne saçmalıyorsun sen yine?" sesimin yükseldiğinin farkındaydım fakat elimde değildi, o an sanki aklım gitmiş, yerine başka bir uzvum gelmişti. Şaşkınlığımla harmanlanmış korkumun gözlerimden okunduğuna emindim. Ve evet korkuyordum, yerimde kim olsa korkardı. Bu adamda ürkütücü bir şey vardı. Tamam arada bir sırıtıyordu ama bu oldukça imalı bir sırıtmaydı ve altındaki imanın nerelere gittiğini yerimde kim olursa olsun anlardı.
Bu gizemli adam beni kalpten götürecekti. Cidden!
Bana doğru eğildi ve hafiften dişlerini sıkarak konuştu, "farkında mısın şuan bütün sınıf ve öğretmenin bize bakıyor. Ayrıca uslu uslu oturup öğretmenini beklemek yerine uyumayı tercih etmeseydin şuan neden burda olduğumu tüm sınıf gibi öğrenmiştin."
Gözlerimi öyle bir açmıştım ki, her an fırlayıp yere düşebilir ve sınıf boyunca yuvarlanabilirdi. Ayrıca Arken'in eğlendiği de belliydi, her ne kadar sinirli gibi konuşmaya çalışıp dişlerini sıksa da. Hiç iyi bir oyuncu değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RİTİM
Teen Fiction"Hasta olmanı istemem küçük. Zira hislerim doğruysa başıma kalacaksın.. " (+18) -------- Nefes alamıyordum. İlk kez böyle bir şey hissediyordum ve bu, çok garip bir duyguydu. Dudaklarını dudaklarımdan ayırdı ve çenemin hemen yanındaki, yüzümü boyn...