2. Bölüm

20.4K 833 98
                                    

Sabah geç kaldığımdan dolayı Merve eve beni uyandırmaya gelmişti. Neyse ki, hastaneye henüz geç kalmamıştım. Benim çalar saatim de pek sevgili arkadaşım Merve'ydi. Az da olsa yetişmek için vaktim vardı. Merve'yle arabama hızlıca binmiş, yola koyulmuştuk. Önce onu iş yerine bırakacaktım, sonra da hastaneye gidecektim. Ben üzerime açık bir gömlek ve altıma da boru paça bir pantolon tercih ederken, arkadaşım da kare yaka, beline tam oturan bordo renginde bir elbise giyinmişti. Merve'yi bırakacağım sırada, önümde beliren siyah bir Audi'ye bakmakla yetindim. Zira sinirimi şu an belli edemiyordum. Işık yeşildi, ama adam malesef hareket etmiyordu ! Sinirlensem bir dert, sinirlenmesem bir dert diye düşünmeye başladım.

2 dakika geçmişti ve yine kırmızı ışık yanmıştı ! Böyle insanlar yüzünden millet hep kriz geçiriyordu. Kornaya basıp, pencereden çıktım ve

"Yürüsene be adam !" , diye çığırdım. Bu sırada fark etmeden gaza basmıştım ki, adamın kaportasına girdim. "Bu sefer bittin Petek sen, yerler seni kızım !", diye düşünürken birden bu düşüncelere son verdim. Şu an çok sinirliydim ve suçlu olup olmamam umurumda değildi. Sonuçta bir saattir bekleyen ben değil,  oydu !

Sonra da psikopatlığım sağolsun,  levyeyi alıp çarpmış olduğum arabaya doğru hızlıca yürümeye başladım.

Penceresinden içeri levyeyi göstererek
"Derdin ne senin kardeşim ?!", derken gözlerim arabanın üstündeydi ve bir taraftan da hınzır fikirlerimle düşüncelere dalmıştım ki
"Petek ?!? ", diyen adama şaşkınca bakakaldım.

"Aaaa, hocam siz ? , derken içimde bir anda çıkan yangını söndürmekle uğraşıyordum. Hocaya rezil olmuştum ve ne yapacağımı bilemiyordum. Ya bunun bedelini hastanede ödetirse diye de, düşünmeden edemiyordum !

O sırada levye arabanın üstündeydi ve arabayı çizmeye başlamıştı. Ben ise bunu fark etmekte baya gecikmiştim.

"Napıyorsun ya sen ?! Arabamı rezil ettin !", dedi Murat Hoca sinirle.

"Aaaa, hocam hiç yakıştı mı bu size ?", derken adamın göstermiş olduğu bu sinire şaşkınca tepki veriyordum.

"Yakışır, tabi insanın senin gibi bir öğrencisi olursa baya bi yakışır !"

"Kırılıyorum, ama bakın ! Tamam hatalıyım ama sizde dinlemiyorsunuz ki."

"Niye, sen cam mısın ?!"

(Iyy vallaha aklıma Merve ve iğrenç esprileri geldi yaaaaa !)

"Aşk olsun, ama aaaa !"

"Allah korusun ! Çık ya hayatımdan, AllahAllah !" , diyen Murat Hoca bana hiç görmediğim halini göstermişti şu an.

Bu sırada Murat Hoca, benden baya bi sıkıldığını belli edercesine, arabanın gazına sinirini çıkartırcasına bastı. Bu sayede de, az da olsa benden kurtulmuş oldu.

"Merve ya, gördün mü şu öküzü ?!", derken sinirden küp ve biraz da mahcup olmuş şekilde sormuştum sorumu.

"Evett de, adam haklı. Arabanın içine ettin ya !", diyen Merve'ye sinirle bakmıştım. "Sen benim kankamsın beni savunacaksın !", felsefem ölümüne devam ediyordu.

"Sende çok sağol Merve'ciğim yaa !"

"Neyse ben burada ineyim, sende git hocanın gönlünü al !", dedi Merve pis pis sırıtarak. Tabi sonuçta o hocasıyla kavga etmemişti ki, ben etmiştim.

"Sağol canım ya !"

Hastaneye nasıl vardığımı hatırlamıyorum bile. İçeri girdiğimde, bizim meraklı melahatımız kendisi manyak bir Sümeyra'dır (Çılgın Kız) yanıma geldi.

"Noldu kız ne bu heyecan ? Zaten senin hocanın da sinirleri tepesindeydi, hastaneye saydırarak girdi."

"Biliyorum da, nerede şu an ?", derken kendimi nasıl affettireceğimi merak ediyordum. Affettirmem şarttı yani, başka bir seçeneğim yoktu. Bugün tüm hastalara Murat Hocayla bakacaktım ve bana bozuk olursa işler hiç yolunda gitmezdi.

"Odasında.", dedi hızlıca.

Bende, kafeden bir Ihlamur Çay'ı alarak, cancağızımın odasına doğru yol aldım. Sonuçta yalakalık yapmam gerekiyordu değil mi ? O zaman dibine kadar ! Odanın kapısını tıklattım ve tahmin edin arkadan nasıl bir ses geldi

"Girme !", diye haykıran bir adet Murat Hoca.

Bende kapıyı hızlıca açarak, sevecen olmasına dikkat eden sesimle "Ben girdim ama hocam.", yaptım gözlerimi kocaman açarken.

"Ne istiyorsun ya sen benden, ha Allah'ın cezası !"

"Ya tamam haklısınızda, bırakın bir özür dileyeyim !"

"İstemez, çık dışarı !", diye bağırdığı an gerçekten çok kızdırmış olduğumu fark ettim. Hadi ama sonuçta her hatanın bir telafisi vardır değil mi ?!

"Peki, sizin için ne yapabilirim ?", diye sormuş olumlu bir cevap bekliyordum ki, hiç beklemediğim bir şey oldu.

"Birçok şey var mesela :
1) Bırak arabamla seni ezeyim !
2)  Ya da kendin intihar et !
3) Ve son olarak istifa et ! Karar senin..."

"Ya ama ben gerçekten soruyorum.", derken isyankar tarafım yine kendini göstermişti. Hiçbir şekilde birini barışmadan bırakmaz, direttiğim şeyi illa yaptırırdım. Eğer gerekirse küçük Emrah moduna girer, ağlardım da.

"Bende gerçekten söylüyorum.", dedi sevgili hocam sinirle gülerek.

"Hocam çok özür dilerim ama biliyorsunuz ki bugün size yardım edeceğim ve ters olmak istemem."

"Bir dahakine şansını bu kadar zorlama !", dedi babacan bir tavırla. Biraz daha sakinleştiği belliydi. Ama birden sönen saman alevi öfkesine karşı gerçekten şaşkına dönmüştüm.

"Tekrardan özür dilerim. Söz masraflarınızı karşılayacağım."

"Saçmalama ya sende !"

"Hadi hocam, bugün ilk ameliyatımız var.", dedim. Birçok hocayla katıldığım ameliyat vardı ama, Murat Hocayla henüz bir ameliyata girmemiştim.

"Evet, hadi gidelim."

Biz hastane koridorlarında ilerlerken, Murat Hocanın birden ismini birden anons ettiler. Güzel bir duygu olmalıydı değil mi ?! Belki bir süre sonra bende yaşardım bu duyguyu.

"Sayın Murat SÖYLER, Sayın Murat SÖYLER 2. Kat Ameliyat Odası'na geliniz."
Koşarak ameliyathaneye girdik. Baya bi heyecanlanmıştım. Sanki daha önce hiç ameliyathaneye girmemiş gibi.

"Şimdi yaptıklarımı dikkatlice incele.", diyen Murat Hocaya garip bir şekilde bakakalmıştım. Daha sonra birazdan bir görev vereceğinden emin olarak, dediğini yaptım.

"Bir terslik varsa hemen bana bildir !"

"Tamam hocam."

---------------------------------

Ameliyattan Sonra :

"En azından heyecanın azalmış.", dedi Murat Hoca gülerek.

"Yani, sayılır."

Hastane çıkışında da bizim kızları toplayıp bize geçmiştik. Malum biz kızlar hiç ayrı kalamayız Ve durmadan sohbet ederiz. En azından bizim grubumuz böyle.

Sevgilerle...

Açılın Ben Tıp Okuyorum ! (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin