Annem yine sabah sabah bağırıyordu. "Kalksana Petek !"
"Ya, tamam anne! 5 dakika sonra söz kalkacağım !""Kalk delirtme beni, bak geç kalacaksın !", diyen annemin sesi durmadan yükseliyordu.
"Üff, tamam be !", diye isyan edip, banyoya daldım.
Lacivert rengindeki, pembiş çiçekleri olan elbisemi giydim. Çantama makyaj malzemelerimi ve formamı tıkarak stilettoyla zıplamaya başladım.
Şu sabah trafiğinde, kendimi resmen kaybediyordum ! "Bu kadar insan, niye bu saatte çıkıyor ya ?!?", diye isyan ederken kendimi müziğe verdim.
-Athena/ Fondip Yapma- (Dinleyiniz.)
Kendimi o kadar müziğe kaptırmıştım ki, yandaki arabadaki adamın beni dans ederken izlediğini farkedememiştim !
-"Hayırdır ya, hele noliyi ?", dedim sinirle karşı tarafa bakarken.
"Adınız nedir ?", diyen adama karşı kafamda birden hain planlar oluşmaya başlamıştı.
"Muhittin.", dedim dişlerimin arasından. Diğer yandan da elimdeki cam şişeyi karşı tarafa atmaya hazırdım.
"Gerçekten soruyorum."
"Tamam işte, adım bu. Muhittin, ya sen ne ittin ?", dediğim an elimdeki şişeyi fırlatmış gaza yüklenmiştim.
Sonra da gaza basarak, hızımı arttırdım. 1 saat sonra hastanenin otoparkındaydım. Daha fazla Levent Hocayı bekletmemek için, hızla hastaneye girdim. Bu tatliş elbisemi çıkarıp, şu lanet formayı giydim. Hastaneyi ve kendine has özel kokusunu çok sevsem de, formanın rengini beğenmediğim için durmadan saydırıyordum.
Levent Hoca her gün kahve içmeden işine başlamadığı için öncelikle kafeteryaya yöneldim.
"Günaydın hocam.", dedim enerjikçiliğimi ortaya koyarcasına.
"Sana da günaydın Petek.", dedi Levent Hoca.
"Eeee hocam ? Nasılsınız ?"
"İyiyim, sen ?"
"Bende iyiyim sağolun."
"Bakalım bugün nasıl vakalarla karşılaşacağız. Heyecan var mı heyecan ?", diyen Levent hocaya gülerek cevaben başımı sallamakta yetindim.
"Sakın fazla heyecan yapma Petek."
"Tabi hocam."
"Ama hiç heyecanlanmamazlık da yapma. Sonuçta her şey dozunda güzeldir."
"Haklısınız."
"O zaman takıl peşime ilk olarak hastaları kontrol edelim."
"Tabi.", diyerek Levent Hocanın peşine takılmıştım.
-------------------------------------------
Hastaları kontrol etmiş, yeni vakalara da Levent hoca sayesinde müdahale etmiştim. İlk olarak fikirlerimi söylüyor sonra da harekete geçiyordum. Levent hoca da ters bir şey yapar mıyım diye, beni izliyordu. Tam hastayla işimi bitirmiş, eldivenlerimi çıkartıyordum ki telefonumun sesini duymamla sinir krizi geçirmem bir oldu. Neden sessize almayı unutmuştum ki ben, bu lanet telefonu ?!
DIT...DIT...DIT... (Pis Telefon !)
Arayan : Ruh Öküzüm (Mervoş'm)
"Ne var kız gene ?", dedim şiddetle gülmemi bastırmaya çalışırken. Zira Levent hocadan zar zor izin almış 2 dakika içerisinde gelirim demiştim.
"Hiiç, dedim bu bizim sakar yine ne yaptı acaba ?"
"Sağol Merve ya ! Bugün ilk kez her şey iyiydi."
"Yuh ! Gerçekten mi ?"
"Aynen canım."
"Vayy, be ! Bu günleri de görecekmişiz he ?"
"Evet, varmış nasibinde. Şimdi kapatayım mı ? Kapatmazsam Levent hoca beni yer !"
"Tamam, o zaman sana kolay gelsin."
"Bay bay canım öpüldün."
"Sende Gül'üm."
"Iyyy, ya krosun resmen !"
"Kroyum, ama para bende."
"Allah'ım ya, hadi öptüm."
"Bende.", dedi ve konuşmamız da burada bitti.
Son hastamın işi de bitince, olay tamamdır ! Hastanın odasına gidip ilgilendikten sonra LeventHocanın yanına geçmiştim.
"Hocam, verdiğiniz işler tamamdır."
"Aferin sana. Bugünlük serbestsin."
---------------------------------------
Anlaşılan bugün eve erken gidip daha da çok dinlenebilecektim. Benim için hayattaki en mutlu zamanlardan biriydi şu an. Zira sevgili odama ve hayatımın aşkı olan yatağıma kavuşmuştum. Annemler yarın sabah erkenden Alanya yollarını tutacağından dolayı onlarla biraz vakit geçirip kendimi de hızlıca yatağa atmıştım.😏Sevgilerle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Açılın Ben Tıp Okuyorum ! (Düzenleniyor)
HumorKomik bir stajyerin doktorluğa kadar geçirdiği dönem. Komiklikler ve olaylarla çok eğleneceğiz..