1.BÖLÜM

297 61 33
                                    

Vücudumu kaplayan ağır yalnızlık uzak diyarlardan getirdiği, özlem duyduğum sesleri taşıyordu kulaklarıma. Beynimin içi vızıltılarla dolan bir cehennemken sahte cennetimi yaşamaya çalışıyordum. Önümde uzanan koyu karanlık, her defasında küçük esintiler taşıyıp gerçeği gösteriyordu. Gerçeğe verdiğim tepki ise gri sigara dumanından başka bir şey değildi. Bütün anılarım bir tokat misali saçlarıma çarparken aldığım nefes, ciğerlerime batıyor ve hissettiğim gerçeklik can acıtıyordu. Gözümde beliren sahnelerin üzerine kara bir çarşaf sererek yalnızlığımı tazeledim. Artık hissedip gördüğüm her şey aleyhimeydi.

Bitmek üzere olan sigaramı dudaklarıma yerleştirerek önümde uzanan karanlığa baktım. Bütün anılarım babam gibi karanlığa gömülmüştü. Çocukluğum bir halatın ucuna bağlanmış, karanlığına yalpalayarak ilerliyordu. Karanlıkta boğulan her anı, zihnimde silikleşiyordu. Hafızamın bulanık sularına karışan her şey benden bir parça koparırcasına canımı yakıyor, eksik hissetmemi sağlıyordu. Geriye kalan düşünceler ise ıstırap veren kötü bir güç gibi büyüyor, kötü bir hastalık gibi bütün beynime yayılıyordu.

Ağzımda biriken dumanı bir kere daha karanlığa doğru üfledim. Evimin küçük balkonunda oturmuş, serin havaya rağmen üzerimdeki gecelikle geceye meydan okuyordum. Esen rüzgârın sessizliğime eşlik ettiği anlarda, belki de babamın gelmesini bekliyor, yolunu gözlüyordum. Kâbusumdaki bulanık sahnelere sığınarak gözlerimi karanlığa sabitleyip babamın kurtuluşunu umuyordum. Bitmek üzere olan sigaramı balkonun bir köşesine attım. Çıplak ayaklarımı soğuk fayansla buluşturarak sandalyeden kalktım ve yavaş adımlarla içeri girdim. Saten geceliğimin askıları isyan edercesine omuzlarımdan kayıyor, ürpermemi sağlıyordu. Adımlarımın fayansa her temas edişinde bütün vücuduma yayılan paniği hissedebiliyordum. Bu panik, bütün uzuvlarımı alârma geçiren işgalci bir duygu gibiydi ve algılarımı açık tutmama sebep oluyordu.

Odaya girdiğimde bakışlarım odanın köşesinde duran saate kaydı. Daire şeklindeki gümüş saat, sokak lâmbasının cılız ışığıyla parlıyor, uğursuz tıkırtılarla evdeki sessizliğe eşlik ediyordu. Damarlarımdaki kanın akışını hissedercesine ürperdim. Sessizlik ilk defa bu kadar ağır geliyordu. İlk defa saatin tıkırtıları dışında bir ses duymak istiyordum. Derin bir nefes aldım. Bu gecenin geçmesini ve güneşin gökyüzünde yerini almasını büyük bir sabırsızlıkla beklemeye koyuldum.

Çıplak ayaklarımı fayans zemine iz bırakacak kadar sert şekilde basarak ilerledim. Odanın sağ duvarına asılı saatin tam karşısına koyduğum sandalyeme otururken gözlerimi akrep ve yelkovan ikilisine diktim. Defalarca baktığım ve anlamını çok iyi bildiğim nesneyi yabancıymışım gibi inceledim. Bir'den on ikiye kadar dizilen sayıların bulandırdığı zihnimi açık tutmaya çalışarak ufak hareketlerle, ilerleyen çubukların hareketlerini dakikalarca izledim. İzledikçe çoğalan, çıkmaz bir hal alan düşünceleri beynimde teker teker, en ince ayrıntısına kadar inceledim.

Aklımda dolanan düşüncelerden en önemlisi beynimde kısık fısıltılar oluşturarak sayıkladı: Babam nerede? Gergince yerimde kıpırdandım. Sahi o neredeydi? Siyaha bürünmüş, korkunç adamlar onu gerçekten götürmüşler miydi? Beynimdeki donuklukta neydi böyle?

Korkuyla irkildim. Bedenime dolan hisler bütün vücudumu alârma geçirmiş gibi ayaklanıp deli gibi odayı turladım. Saat sabah beşe geliyordu. Aralık perdeden görünen gökyüzü, hafif kızıla dönüşerek güneşi kucaklıyordu. Babamın da gece gibi karanlığa bulaşıp kaybolduğunu düşündüm. Korkularım ise tekrar fısıldadı: Ya onu bulamazsam?

"Lânet olsun!" Ayağımın altındaki fayans soğukluğunu kaybetmiş, bir kömür parçasına dönüşmüş gibiydi. Beni ürperten zemin artık yakıyordu. Bir adım geriledim. Saatin uğursuz sesi sessizliğe eşlik eden yoldaş değil, beni harekete geçiren gerçeğe dönüşmüştü. Aldığım her nefes ise yaşadığımı fısıldar gibiydi. Hafif adımlar atmaya özen göstererek yatak odama doğru döndüm. Her adımım hayali kömüre basar gibi savsak ve hafifti.

Kör Labirent / TaharriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin