Hailey müdürün odasından çıktığında hala şoku atlatamamıştı. Nasıl olabilirdi düşüncesi beyninde dönüp dolaşıyordu.
Sessiz ve sakin adımlarla lavaboya doğru ilerledi. Yüzünü yıkayıp, kendine gelmeliydi.
-Yarı ruhlar, yarı ruhlar diye söylenerek lavaboya girdi.
* * *
Ders sonunda bitmişti. Luke derslere az çok alışabilmişti. Gerçi aynı sınıfları tekrar tekrar okuduğu için bunlar onun için çocuk oyuncağı gibiydi.
Müdürün yanına gitmeliydi. Verdiği kayıt formunu doldurmuştu. Gerçi hep aynı yalanları yazıyordu. Babası ve annesi trafik kazasında ölmüştü ve mirasları da ona kalmıştı. Tamamen bir kurguydu anlayacağınız.
Sınıftan çıktı ve hızlı merdivenlere doğru ilerledi. Merdiveni tam çıkmıştı ki müdürün odasından çıkan Hailey'i gördü. Ama neden yüzü böylesine solgundu ki? Adeta kirece dönmüştü yüzü. Belli ki bir şey olmuştu. Yürümesi bile dengeli değildi, hatta bir an düşüp bayılacağını sandı.
-Hailey diye seslendi ama hiç tepki vermedi.
Ne olmuştu ki Hailey'e neden bu haldeydi diye düşünmeye başladı Luke.
Tam yanına gidecekti ki Hailey lavaboya girdi. Onu beklemeliydi. Hailey'nin bu durumu onu oldukça meraklandırmıştı. Onun için kendini tedirgin hissediyordu. Bunu düşündüğünde kendine hayret etti. Neden onun için üzülüyordu ki? Neden onu bu denli merak ediyordu? Hele ki bu hissttiği üzünüden farklı bir histi. Önceden hiç bir insan için böylesine düşünceleri olmamıştı. İnsanların endişe dedikleri duygu bu muydu? Ama bu da değildi bu hissettiklerinin karşılığı.Hem neden daha iki günlük tanıdığı bir insana böylesine bir endişe duysun ki?
Tam böyle düşünceler arasında dalmış haldeyken müdür odasının kapısının açılmasıyla kendine geldi. Bu Ellen'dı. Arkasından da 40'lı yaşlarda bir bayan çıktı.
Luke hemen koridoru diğer koridora bağlayan dönemeçteki kapının kenarına sindi.
-Ellen bak Hailey çok şaşkın ve senin ona yardımcı olman gerek. Müdürün de dediği gibi bu konu çok gizli ve bunun önemini de Hailey'e anlatmalısın. Madem bu meselede onun da senin yanında olmasını istiyorsun, o halde bunu yapmalısın.
-Biliyorum teyze. Emin ol ileride çok faydasını göreceksin Hailey'nin. Hem onun sizi hayal kırıklığına uğratacağını sanmam. Güvenebilirsiniz.
-Tamam tatlım, sen öyle diyorsan eminim bizi yarı yolda bırakmaz.
-Tabi ki öyle ama bu görev...
Tam konuşmalarını Luke tüm dikkatiyle dinliyordu ki, cebindeki telefon çalmaya başladı. Tam sırasıydı sanki diye düşündü. Hemen telefonu eline aldı ve hiçbir şey olmamış imajıyla kapının kenarından koridora çıktı. Telefon kulağında bir yandan yavaş yavaş yürüyor, bir yandan da göz ucuyla Ellen'ların olduğu tarafa bakıyordu. İkisinin de gözü ondaydı.
-Alo dedi telefona.
-Luke ben okul müdürü.
-Aa evet buyrun dedi oldukça sakin bir ses tonuyla. Bu arada merdivenlere kadar gelmişti. Hiç çaktırmadan normal adımlarla merdivenleri inmeye başladı.
* * *
Hailey biraz daha kendine gelebilmişti. Durumu algılaması ve sindirmesi oldukça zor olmuştu. İçinden lavaboda başka kimse olmadığı için şükrediyordu.
Derin bir nefes aldı ve lavabodan çıktı.
Karşıda müdür odasının kapısının önünde Ellen ve Bayan Ginny'i gördü. Kendi aralarında konuşuyorlardı. Bayan Ginny Hailey' görünce ona doğru döndü ve hafifçe gülümsedi. Hailey de zor da olsa gülümsemesine karşılık verdi ve yanlarına gitti.
-Hailey tatlım benim artık gitmem gerek. Geri kalan kısmı Ellen sana anlatacaktır.
-Peki Bayan Ginny. Gerçi ben kendimden bu sorumluluk için pek emin olamıyorum ama.
-Ah tatlım ben sana inanıyorum. Hem Ellen da istediyse senin de bu meselenin içinde olmanı, eminim bir bildiği vardır, dedi oldukça sıcak gülümsemesiyle.
-Tabi ki yapacaktır Hailey, dedi Ellen da gülerek.
* * *
Sonunda çıkış zili çalmıştı. Hailey tüm ders boyu Bayan Ginny'nin anlattıklarını düşündü. Tabi henüz her şey kafasında tam oturmamıştı. Ellen ders sonrası onu evine çağırmıştı. Orada tüm detayları konuşacaklardı. Çantasını toplayıp kapının önünde kendisini bekleyen Ellen'a doğru yürüdü.
-Hailey canım sen hala atlatamadın şokunu galiba. Hayır ben senin ödlek olduğunu bilirdim de bu kadarını bilmezdim, dedi gülerek Hailey'e doğru.
-Ellen ya dalga geçmesene. Sanki hayatımda kaç kez birinden ruhların gerçek olduğunu duydum ki. Gerçi Bayan Ginny'nin anlattığına göre pek bizim tabirimizdeki ruh kavramında değillermiş ama.
-Şşt! Biraz sessiz ol, bu konu öyle her yerde konuşulmayacak bir konu, dedi Hailey'nin kulağına eğilerek Ellen.
-Haklısın özür dilerim, dedi Hailey.
Beraber okulun çıkış kapısına doğru yürüdüler. Her zamanki gibi Ellen'ın babasının şoförü kapıdaydı. Kapıya geldiklerinde hemen arabaya binip Ellen'ların evine doğru yol almaya başladılar.
* * *
Ellen'la onun odasındaki koltuğa oturdu Hailey.
-Evet, artık tüm detayları konuşabiliriz, dedi Ellen gülümseyerek Hailey'e.
-Bak ben her şeyi en başından dinlemek istiyorum çünkü kafam karmakarışık oldu, neyin ne olduğunu bile zor algılamışken bir de sen üstüne anlatmaya devam edersen iyice allak bullak olacağım, dedi Hailey hızlı ve tedirgin bir şekilde.
-Tamam sakin ol Hailey, ben her şeyi en başından anlatırım, dedi Ellen hala gülümseyen ifadesiyle.
-Peki madem, seni dinliyorum bayan bilmiş.
-Bilmiş mi? Bu senin lakabın ama, dedi Ellen gülerek.
Sevgili okurlarım umarım bu bölümü de diğerleri gibi beğenmişsinizdir. Sırlar ortaya döküldü ama hala Hailey'nin bu sır perdesindeki yeri belirsiz. Bakalım neler bekliyor sevgili kahramanımızı? ;))
Hepsi diğer bölümde olacak. Heyecan hat safhada...
Bölüm hakkındaki yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum.
Sağlıcakla kalın... :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret
AdventureTüm hakları saklıdır. @ArtemisWoman Ansızın hayatına giren gizemli bir ukala ne derece değiştirebilirdi ki ömrünü? Hailey'nin gizem dolu dünyasına davetlisiniz.. Yok olmak uğruna güneşine ilerleyen bir yağmur damlasının hikayesi bu.. Çıkabilir...