Secret

Bir Avcı Varmış

  Önde Bayan Ginny daha doğrusu Ginny, arkada da ben Bay Jones'ın odasına doğru yürüdük.

Ginny kapıyı yavaşça tıklattı. İçeriden tok bir erkek sesi geldi.
-Giriniz.

  Odaya girdiğimizde Ellen'la göz göze gelmemiz bir oldu. Ama ifadesinden anlayacağım üzere o da benim kadar heyecanlıydı.

  Sonra etrafa göz gezdirmeye başladım. Beyaz tonları ağırlıklı olarak gözr çarpıyordu. Duvarlar da deri koltuklar da beyazdı. Sadece masa bir aykırılık oluşturuyordu. Ahşap rengindeydi ama odaya ayrı bir hava kattığı belliydi. Yerlerdeyse halı yoktu fakat odanın modern dizaynınyla uyumlu ahşap rengi parkeleri vardı.    Sol tarafıma gözlerimi çevirdiğimdeyse çeşitli kitapların sıra sıra döşendiği uzun bir kitaplık vardı. Sağ tarafımda da yine bir kitaplık uzanıyordu ama bu sefer içerisinde kitap yerine dosyalar vardı.
  Tabi benim bunları incelemem en fazla birkaç saniyemi almıştı.

  Sahi onca şeyi incelerken Bay Jones'ı unutuyordum. Kendisi ahşap masanın arkasındaki tekli döner koltukta oturur vaziyetteydi. Açıkçası tahminimdeki müdür tarzının tam zıttı biriydi. Karşımda atmışlara merdiven dayayan bir ihtiyar bulacağımı sanarken, en fazla otuz otuz beş yaşlarında oldukça karizmatik bir adam oturuyordu.
  Üzerinde oldukça şık siyah bir takım elbise vardı. Babamın bile böylesini almaya parası yetmezdi. Altında da beyaz gömleği ve siyah ince kravatıyla uyumu sağlamıştı. Tabi o özenle taranmış siyah kısa saçlarını da geçmemek gerek öyle ki tek bir saç teli dahi düzeni bozmadan sola taranmıştı. Ayrıca duruşunu daha bir üst seviyeye çıkaran ingiliz beyefendilerini andıran siyah hafif ince bir bıyığı vardı. Yani sizin de anlayacağınız üzere klasik göbekli yaşlı müdürlere benzeyen hiçbir yanı yoktu.

-Hoşgeldiniz bayanlar, buyurmaz mısınız sevgili Ellen ile olan sohbetimize?

  O an düşüncelerimden sıyrıldım. Ama hala gözlerim müdürü süzmekle meşguldü. Sesi de görüntüsüyle uyumlu tok ve asilzadelerinki kadar kibardı. Açıkçası, aramızda yaş farkı olmasa çoktan gönlümü kaptırmaya hazırdım. Bu düşünceyle şöyle bir gülesim geldi ama son anda ortamı hatırlayıp tuttum kendimi.

-Tabi ki Müdür Bey, dedi Ginny o mütevazi tebessümüyle.

-Bu arada Hailey, sen de hoşgeldin ailemize, dedi Bay Jones kibar İngiliz aksanıyla.
  Buradaki aile kavramına da alışmam gerekiyordu anlaşılan.

-Hoşbuldum. Ama şunu belirtmeliyim ki burası gerçekten bir harika.             Geldiğimden beri bir an olsun şaşkın ve meraklı tavrım geçmedi.
Bunu söyleyince Ginny ve Ellen da benimle beraber güldüler. Bay Jones da o beyefendi halinden taviz vermez şekilde bana bakarak gülümsedi.

  Sonra Ginny söze girdi.
-Çocuklar daha alışma evresindeler efendim.
-Öyle tabi. Buraya her gelende o şaşkın haller illa ki oluyor. Bu duruma biz de alıştık. Ama buraya uyum sağlayabileceğinize inanıyorum.
Bay Jones bunları söylerken ben de içimden umarım, umarım diye tekrarladım.
Bay Jones da konuşmasına devam etti.
-Bakın, bugün sizin ilk gününüz, zaten yormayacağım. Zira size bugünkü şaşkınlığınız bile yeterli olacaktır. Ancak burada geçerli birkaç kuraldan da bahsetmem gerek.

  O anda Ellen ve ben göz göze geldik. Eminim o da tedirgindi. Aynı anda,
-Tabi ki, dedik.

-Öncelikle burası gerçekte gizli bir örgüt, yani buradan hiçbir şekilde halkın haberi olmadan yürütüyoruz. Ben de bu bloktaki güvenlik ve düzeni sağlamakla yükümlüyüm. Diğer blokların zaten benden ayrı müdürleri mevcut. Ama sizin şu anlık çalışma yeriniz bu blok olacak. Yani sizden ben sorumluyum. Sizlerden de isteğim şu ki, buranın gizliliğini korumanız ve size vereceğimiz eğitim aşamalarına düzenli bir şekilde devam edip uyum göstermeniz.     Burada da size birer öğrenciymişsiniz gibi davranılacak. Eğer düzeni bozacak harekette bulumursanız ihtar alacaksınız. Bu da üçü geçmesi durumunda buradan gönderilirsiniz. Tabi ben size güveniyorum. Buraya da seçilerek geldiniz. Her ne kadar Bayan Ginny Ellen'ın teyzesi olsa da bunun sizi seçmemizde etkisi yoktu. Ama Bayan Ginny sizi önerdiğinde biz izlemeye başladık. Eminim ikiniz de gayet başarılı birer avcı haline geleceksiniz.