Secret

Gizemli Ukalâm

-Şey orada biri mi var?
-Sence, kör değilsen fark edebiliyorsundur sanırım, dedi gizemli ses.

Sesi acayip karizmatikti, kimdi ki bu, off neler düşünüyordum ben, koyun can derdinde kasap et, yalnızlıktan oluyor bunlar hep yalnızlıktan.

-Hey ne oldu, daldın.
-Ha şey ben şey anlarsın ya bana göre olmayan bir partideyim ve kafa dağıtayım diye çıkmıştım buraya ama gerçekten senin buradaki varlığından habersizdim.

Sesimin titrediğini cümlem bitince ancak anlayabilmiştim of ya geri zekalı gibi davranıyordum tam da.

-Yaa orasını anladık canım ama maşallah sende de ne ses varsa artık, şurada iki uyuklayalım dedik hemen cır cır öttün.
-Özür dilerim ne çok abarttın çattık ya.
-Hah kim kime çattı acaba, ilk ben gelmiştim ayrıca.
-Bak bak bir de seninle yarışamayacağım kusura bakma, ay bir de o kadar özür diliyoruz, ama beyefendiye begendiremiyoruz.

Of yine sesim istediğimden on kat farklı çıkmıştı, ay ne olacak benim bu halim.Bu arada bu çocuk kimdi hakikaten ya, daha kim olduğunu bile bilmiyorum.

-Hem sen kimsin ya, dedim.
-Ne oldu benden mi hoşlandın yoksa, gizemli biriyim işte boş ver.
-Gizemliymiş, aman yesinler gizemini.Kim olduğun umrumda bile değil ayrıca.
-Yaa tabi, sen benim külahıma anlat, bal gibi merak ediyorsun.
- Umrumda degilsinn.Hem sen beni tanıyor musun ki zaten maskeli balodayız farkındaysan.
-Şu an seni tanımıyor olabilirim ama hiç tanımayacağım anlamına gelmez.
-Ne ima etmeye çalışıyorsun sen yaa, ayrıca bir köşeye çekilmişsin, yüzünü göster de konuş.

Bunu dememle gizlendiği yerden çıktı ama çıkmaz olaydı.Aman tanrım, yaklaşık 1.80-90 boyu vardı, çok ince değildi, kaslı bir yapısı vardı, üzerinde siyah yakasında gümüş detaylı bir smokin vardı, maskesi o gizemli duruşuna yakışacak şekilde siyah ve parıltılıydı, gözleri belli belirsiz olsa da simsiyah olduğuna bahse girebilirdim, saçlarına da gelecek olursam siyah hafif dalgalı ve doğal duran bir dağınıklığı vardı kısacası harika görünüyordu.Taş desem daha açıklayıcı olur sanırım.Kesin bir sevgilisi vardı.Ya 1 ya da 2'ydi, aslında böyle karizma birisi boşta olsaydı çoktan fark ederdim.Gerçi fark etsem de ben de o şans nerdee.

-Yakışıklılığım seni cezbetti sanırım, baya süzdün de hani.
-Ne alakası var ya, seni tanıyabilecek miyim diye bakıyordum.
-Yaa tabi, yanakların kızardı fark etmedim sanma.

Off bir bu eksikti, ne zaman nerede duracağını bilmiyordu şu tenim.

-Farkındaysan hava soğuk canım, dedim.
-Ooo canımlı cicimli konuşuyoruz bakıyorum da.
-Ay hemen bir yerden bir şey çıkart zaten, pis fırsatçı.
-Şimdi de fırsatçı olduk öyle mi?
-Of off!Daha fazla uğraşamayacağım seninle, ne bu yaa.İçeri giriyorum ben, sana da iyi eğlenceler!
-Hey tamam tamam eğleniyordum sadece.

Tam arkamı dönecekken ansızın kolumu tuttu.

-Öyle olsa bile içeriye giriyorum ben, dedim.

Hakikaten sinir olmuştum, kolumu elinden kurtarıp kendime çektim hızla.

-Yaa ama adını bile bilmiyorum ki.
-Ne o, okulda da dalgana devam etmek için soruyorsan rüyanda görürsün.
-Ne inatçısın ya, bir adını sorduk bin türlü laf işittik.
-Tamam öyleyse şimdi işitmezsin zira ben içeri giriyorum.
-Hey!

Beni tekrar tutmasına fırsat vermeden hızla içeriye girmiştim.Gerçi pek de bir faydası olmadı, o da benimle beraber içeri girmişti.

-Ya sen gitsene işine, dedim sertçe.
-Tamam ya kızma, dışarıya soğuk diyen sen değil miydin?Ben de üşüdüm, içeri girdim.
-Yaa tabi ondandır.Tekrar yanıma neden geldin öyleyse?
-Of ya amma konuştun.
-Bak bak, çok konuşan ben oldum öyle mi?
-Hailey, Hailey! Nerelerdeydin tatlım, merak ettim seni göremeyince, diye seslendi pistten Ellen.

Tam da sırasıydı sanki, adımı da öğrendi, off yaa!

-Geldim işte, sen eğlenmene bak canım, diye seslendim.
-Tamam canım, şu anda seni pek seçemiyorum buradan ama yanındaki her kimse selam söyle.
-Tamam canım, dedim.
-Hailey demek ha, güzel isim, dedi gizemli çocuk zafer kazanmışçasına.
-Bravo, mutlu oldun mu bari?
-Hem de nasıl.
-Pis pis sırıtma öyle.Senin adın ne, şimdi sen söyle.
-Ooo yok öyle yağma!Senin adını öğrenmek için bin türlü laf işittim zaten.
-Bak canım, eğer okulda falan sakin dalga geçeyim deme.
-Bak bak, şimdi de tehdit mi ediliyoruz?
-Nasıl istersen öyle anla, umrumda değil.
-Tamam, tamam söyleyeceğim ama bir şartla.
-Söyle işte beni sinir etme!
-Ooo yok öyle yok, senin adını zor öğrendim, öyle kolay söyler miyim sanıyorsun.
-Off sinir şey!
-Of pof deme, öğrenmek istiyor musun istemiyor musun?

Aman ya sanki keyfime istiyorum, yarın okulda rezil edecek şunun zoruna bak.

-Tamam ya şartın neymiş duyalım.
-Hımm benimle dans et sonra düşünürüm.
-Ne bir de düşünürüm diyor ya, sanki öğrenemem adını.
-Tamam sen bilirsin, bu okula yeni transfer oldum zaten, yarina kadar öğren bakalım.

Yeni transfer mi?Tabi ya tahmin etmeliydim.

-Off yaa tamam hadi gel.
-Oo pek heveslisin bakıyorum da ama maalesef canım ben öyle her müzik için dansa kalkmam.
-Ay yesinler havanı, kalkacağın zaman haber ver, ben yan masaya geçiyorum, malum çekilemeyecek kadar gıcıksın da.
-Bak ya yine başladık, git tamam.

* * *

Off ne zaman gelecek bu ukala şey, yaklaşık üç şarkı bitti, gelmeye niyeti yok galiba, of adını bir öğrensem...

-Madam, diye seslendi bizim gizemli ukala.
-Ne oldu beğenebildin mi bir müzik bari.
-Şşt!Sadece ritme uy.

Beni bir anda kollarıyla sardı ve dans pistine doğru harekete geçti.Kolları öyle sıkı tutuyordu ki, o kollarda kas olduğuna yemin edebilirdim.Kokusuysa beni daha da etkilemişti.Kendisi gibi parfümü de bir o kadar cezbediciydi.Durun bir dakika çalan şarkı fransızca ve ritme bakılırsa 60'lar falandı.Böyle bir mekanda bu şarkıyı neden çalsınlar ki?Bu kadar disko havasındaki mekanda bu şarkının çalması doğal mıydı ki?Aman ya ne diyorum ben?Şarkı şarkıdır.Kendimi akışına bıraktım yani ona...

Sevgili okurlarım bu bölümde ana karakterler üzerine yoğunlaştım. İleriki bölümlerde sır perdesi yavaş yavaş kendini belli edecek. Benimle kalır ve gelecek bölümleri de okumanız beni çok mutlu eder.
Umarım bu bölümü sıkılmadan beğeniyle okumuşşunuzdur.
Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorumm. :)