Perdelerin arasındaki milimlik aralıktan sızan güneş ışığıyla uyandırılarak başlamak isterdim Pazar sabahına, fakat gözlerim kırpıştırılmadan açık dururken güneşi tatlı şekerlemesinden uyandıran ben olmuştum. Yüzümü göremesem de gözbebeklerimin içine dolan kanın çizgilerinin varlığını hissedebiliyordum. Saatlerce nane yeşili duvarlarımı izledikten sonra bunun olacağını anlamak zor olmamıştı. Yorgunluktan ölmek üzereyim desem yeriydi, lâkin gözlerimi kısmaya yeltendiğim her an, uyku ışık hızıyla yanımdan uzaklaşıyordu. Sanki saatler önce kollarını hasretle açan o değilmiş de inatla rüyalar alemine girmemi engelliyordu.
Her şey ismini-anmak-istemediğim yüzündendi. Büyük uğraşlarla atlattığım yorucu güne rahatla noktayı koyacağımı düşündüğüm an beni yanıltmıştı. Rahatla mı? Hah, bu kelime artık beni tanımıyordu ki. Ve bu da beklenmedik bir mesajla yatağımın her santiminde huzursuzlukla tepinmeme neden olan şahısın sayesindeydi. Beynim, ekranda okuduğum kelimeleri algılamaya başladığında derin bir bataklığın dibine varmak üzere olduğumu anlamıştım. Beni o halde gördüğüne inanamıyordum. Onu zaferle arabada bıraktıktan sonra gaza basıp gider diye düşünmüştüm. Ama, o ne yapmıştı? En savunmasız halimde beni gözetlemişti sapık gibi. Ah, Tanrım! Düşündükçe bile kızaran yüzümü yorganımla örtmek istiyordum. Hayır, bir yorgan yetmez. Dünyadaki tüm yorganlara ihtiyacım vardı.
Hayatı boyunca sakin kalmayı öğrenen beni, Ed kelimenin tam anlamıyla deli ediyordu! Ve bir de uzun süredir yüzünü göstermeyen korkuyla kaplıyordu vücudumun her kısmını. Bu kadar duyguyu aynı anda hissedebileceğime dair hiçbir fikrim yoktu.
On beş dakika içinde uykuya dalamayınca yataktan kalkıp bir şeylerle oyalanma önerilerini daha önce duymama rağmen tüm gece yatakta inatla yuvarlandıktan sonra, kendime daha fazla işkence etmeyerek ayaklandım, ve banyoya gittim. Yerlerde sürünen ruh halimi üst seviyeye çıkarabilecek tek şey sıcak bir duş almak olacaktı o anda. Üzerimdeki yumuşak pijamaları bir çırpıda çıkarıp zeminle buluşturdum. Sıra iç çamaşırlarıma gelince bir an duraksadım. Kapıyı kilitlediğimden emin olmak için kolunu indirince odayı da dikkatle inceledim her ihimale karşı. Bir köşede gizli kamera olamazdı herhalde. Olamazdı, değil mi? Hayır hayır, profesyonel sapıkla uğraşıyor olamazdım. Gece beni gözetlemesinin tek nedeni kendi aptallığımdı. Perdeleri kapatsaydım ona izlenilecek malzeme sunmazdım. Bu durumda en büyük suçlu bendim.
Güvende olduğum hissiyle duş kabinine girdim suyu açmamın ardından. Başımdan aşağıya akan sıcak sıvı tüm endişelerimi almıştı bir anlığına. Hiç çıkmak istememe hissiyle kendime zaman ayırdım, ve acele etmeden vücudumu yıkadım yorgunluktan, kirden arınmak için. Tenim pürüzsüz olana kadar da tıraş bıçağını bacaklarımda gezdirdim. Parmaklarım kuru üzüme benzemeye başlayana kadar duşta dikilmiştim, ve harcadığım zamandan sonra sabah saatlerinde huysuz olduğum süreç neyse ki geçmişti. Bu yüzden bedenime beyaz bir havlu dolayarak duştan çıktım saçlarımı da başka bir havluyla kurulayarak. Banyo ve odamda olan aynalardaki yansımamı bilerek görmezden geliyordum, onların da ne kadar kötü göründüğümü yüzüme vurmalarına gerek yoktu. Eski dolabımın kapılarını araladım, her zamanki gibi gıcırdıyordular. Kesinlikle yeni bir dolap almalıydım yoksa bu ses beni zamanla deli edecekti. Ama, araba için topladığım parayı çarçur etmek istemiyordum. Annemden de isteyemezdim.
Elime ilk geçen eşofman altını ve bol bir tişörtü üzerime geçirdim. Nemli saçlarıma da dağınık topuz şeklini vermemin ardından aşağıya inmek üzere odayı terk ettim. Kapalı perdeler açılmayı bekliyordu, ama umursadığım söylenemezdi. Sanırım yeni bir fobi yaratmıştım. Vampirlerin beslediği güneş ışığı korkusuna benzer bir korkuydu benimkisi de. İzlenilme korkusu. Zaten daima içimde çıkmayı bekleyen paranoyak yanım gittikçe bedenimi ele geçirmeye başlıyordu. Evin her köşesinde beni izleyen birkaç çift göz vardı sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece ve Gündüz (Ara verildi)
RomanceKurduğumuz hayaller, aklımızda yarattığımız o görkemli dünyalar geleceğimizde yaşamak istediklerimizin izlerini taşırlar. Kaderimizden habersizce uyansak da yeni bir güne, hedeflerimiz hazırdır ve gerçekleştirilmeyi beklerler. Her şey temiz bir sayf...