Bölüm 2

542 30 4
                                    

Koyu yeşil, yeşimi andıran küreler takip ediyordu attığım her adımı. Başımı hangi yöne çevirsem oradaydı. Sanki gözlerime perde inmiş de, her taraf zifirî karanlık olmuştu. Gündüz geceye parçasını vermişçesine yeşil irislerini aydınlatırken tek görebildiğim şey siyah siluetiydi.

 

Arkamı döndüm yoğun bakışlarından kurtulma çabasıyla. Ama yine oradaydı. Karanlığı hükmedercesine karşımda duruyor, duyguya dair hiçbir iz barındırmadan sadece gözlerimin içine bakıyordu. Nefesim daralmıştı, korku sarmıştı her yanımı. Ondan hiç kurtulamayacak mıydım? Peşimi neden bırakmıyordu?

 

"Melinda." derken dolgun dudakları yine o kusursuz şekle bürünmüştü.

 

"Melinda!" Sesi aniden değişti, kalın tonundan eser kalmamıştı. Yüzüne boş boş baktım fakat görüş alanım bulanıklaşıyor, aramıza bir duvar örülüyordu.

 

 

 

"Melinda Hailey!" Gözlerimi kırpıştarak araladım güneş ışığı kapalı olan gözkapaklarımı yakmaya başlayınca.

"Kalk şu lanet uykudan!"

Nerede ve neler olduğunu algılamaya çalıştığımda yatağımın kenarına hışımla düşen ağırlıkla sarsıldım.

"Saat iki oldu! Kalk. Artık." Gövdemi örten yorgan bir çırpıda üzerimden çekildi ve açık camdan esen rüzgar savunmasız kalan tenimi kapladı.

Gözlerimi nihayet tamamen açtığımda beni kaşları çatık sarışın baş belam, diğer adıyla arkadaşım karşıladı.

"Daha alışverişe gitmeliyiz bayan Hailey." dedi kollarını göğsünde birleştirip.

"Tori." diyerek homurdandım suratımı yumuşak yastığımın yüzeyine gömerken. "Gitmekten vazgeçtim desem, ne olur?"

Suratım hala yastıkta gömülüyken cevabını bekledim merakla. Birkaç saniye odada sessizlik dolaştı.

"Önce," diye söze girdi ciddi ses tonuyla. "Seni bu nefret ettiğimi bildiğin perdelere sararım."

Başımı kaldırıp oturduğu yöne göz ucuyla baktım ve öldürücü bakışları benimle buluştu. "Sonra da seni mezarlığa sürükleyip diri diri gömerim." diyerek noktayı koydu.

Oflayıp poflayarak dirseklerimin üzerinde doğruldum. "Pekâla, bağışlayın beni leydim." dedim gözlerimi devirip. Her ne kadar tüm gün yatağımda yatıp uyumayı dilesem de, anlaşılan bu partiden kaçış yoktu. Daha üniversiteye başlamadan üniversitelilerin düzenlediği bir partiye katılacaktık. Her şey Tori'nin başının altından çıkıyordu. Davet edilmeyi nasıl başardığını bilmek bile istemiyordum.

Komodinin üzerinde duran saat dikkatimi üzerine çekti, gerçekten de öğlen olmuştu. Nasıl bu kadar uyumayı başardığımı ben de bilmiyordum. En son hatırladığım kadarıyla tüm gece iki yeşil göz işgal etmişti rüyalarımı. Kendimi birkaç kez kâbustan terleyip de uyanarak bulmuştum. Bir kez de komşunun köpeğinin kulak tırmalayıcı sesi uyandırmıştı. Kış uykusuna yatmamın sebebi de böylelikle açıklanmış oluyordu.

Gece ve  Gündüz (Ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin