"Olan biteni anlatacak mısın, yoksa işkence mi etmem gerekiyor?" diye sordu Tori yüzüncü kez. Başımı yasladığım camdan kaldırarak derin bir nefes aldım. Tori'nin ceketini üzerime geçirmeme rağmen titreyen ıslak bedenim konuşma gücünü bulmamı zorlaştırıyordu. Bilmek istediği onu neden beni eve götürmek için aradığım değildi, öğrenmek için kırk takla atmaya razı olduğu şey, 'Neden Ed'in kollarındaydın?" sorusunun cevabıydı. Beni tarif ettiğim durağın önünden almaya geldiğinde sarmaş dolaştık çünkü.
Sessizce ofladım gözlerini yola diken arkadaşım duymadan. "Yarın konuşsak olmaz mı? Çok yorgunum." dedim yalvaran ses tonuyla. Boğazımda hissetmeye başladığım sızlama korktuğumun başıma geleceğinin haberini veriyordu. Onca zaman yağmurun altında ince bir elbiseyle kalınca hasta olma ihtimali maalesef kaçınılmaz olmuştu.
"Bilmem farkında mısın, ama annen seni bu halde görünce soru yağmuruna tutacak. Ve seni o durumdan kurtarabilecek tek kişi benim." derken zayıf noktamı bulmanın verdiği gururla omuzlarını dikleştirdi. "Seni dinliyorum."
Ne annemden ne de Tori'den saklanamayacağımı çok iyi biliyordum. Aynı anda ikisinin saçtığı soruların altında ter dökmektense Tori'ye hemen anlatıp eve vardığım an yorganımın altına girme fikriyle dudaklarımı araladım, ve anlatılacak ne varsa tek nefeste ortaya döktüm.
Sözümü nihayet bitirince, "İlk öpücüğünü mü aldın?" diye sorarken bir an heyecandan ellerini direksiyondan ayıracak sandım. Ona kelimenin tam anlamıyla her şeyi anlatmışken bu belirli konuyu seçeceğini tahmin etmeliydim. Sonuçta Ed'in yatak partneriyle konuşmam, Ed'e tokat atıp ondan kaçmam, ya da iki yabancı tarafından neredeyse saldırıya uğramam hiç önemli değildi. Önemli olan ilk öpücüğümü almamdı.
Cevap vermeden başımı onaylarcasına salladım.
"Nasıldı? Nazik mi yoksa sert miydi? Dilini kullandı mı? Her şeyi anlat!"
Ed'i öperken zevk almadım desem yalan olurdu, ancak Tori'nin tanımlama şekli yüzümü iğrenircesine buruşturmuştu. Kulağa bencil gelse de hiçbir şey anlatmadan detayları kendime saklamak istiyordum.
"Fena değildi." diye yalan söyledim omuz silkerek. Tori cevabımdan memnun olmamışçasına protesto etmek üzereydi ki görüş alanıma giren evim bana konuyu değiştirme seçeneği sundu.
"Ah, geldik!" dedim noel günündeki küçük çocuk edasıyla. Evimi görmek beni daha önce hiç bu kadar sevindirmemişti. Kafede geçirdiğim yorucu bir günün ardından bile eve böyle bir hevesle gelmemiştim.
Araç nihayet durduğunda vakit kaybetmeden ayaklarımı beton zeminle buluşturdum. Babetlerimin düz topuklarının çıkardığı ses eşliğinde kapıya ilerlediğimde Tori hızlı adımlarla aramızdaki mesafeyi kapatmıştı.
"Daha seninle işim bitmedi Bayan Hailey." dedi kollarını göğsünde birleştirip. Elbette bitmemişti, günümü kağıda dökmemi istese şaşmazdım. Bu daha başlangıçtı ve Tori memnun olana kadar susma hakkımı kullanma şansım yoktu.
Varlığını unuttuğum çantamdan çıkardığım anahtarı kilide sokacaktım ki gözlerimin irice açılmasıyla duraksadım. "Saat kaç?" diye sordum ani panikle. Annem açıkça saat on birde evde olmamı emretmişti, ve bir dakika geç kaldıysam bu başımın belada olduğu anlamına geliyordu.
Tori sakince telefonuna göz atıp, "Neredeyse on." dediğinde tuttuğum nefesi özgür bıraktım. Bu kadar erken olmasına inanamıyordum, bana aradan saatler geçmiş de birazdan güneşin doğmasına şahitlik edeceğim gibi geliyordu.
"Tanrıya şükür." diye mırıldandığımda nihayet kilidi bir el hareketiyle açtım. İçeriye adım attığım an babetlerimi girişe fırlatıp ışık hızıyla merdivenlere yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece ve Gündüz (Ara verildi)
RomanceKurduğumuz hayaller, aklımızda yarattığımız o görkemli dünyalar geleceğimizde yaşamak istediklerimizin izlerini taşırlar. Kaderimizden habersizce uyansak da yeni bir güne, hedeflerimiz hazırdır ve gerçekleştirilmeyi beklerler. Her şey temiz bir sayf...