14. yeni arkadaşlar

60 11 4
                                    


Mersa'dan :

Yaklaşık bir buçuk saattir Yağmurun sözlerini dinliyordum. Demir'in beni öptüğünü duyduğunda ilk yaptığı çığlık atmaktı. Şu anda ise çocuklarımıza isim düşünüyordu. Alt üstü bir öpücükten çocuğa kadar gitmişti bu kız gerçekten manyaktı!

En sonunda "Yağmur bir sus artık" diye bağırdım. Bir şey olmayacaktı aramızda biliyordum. Olması garip olurdu zaten. Yağmur'a söyleyeceklerimi düşünürken bile gözlerim doluyordu ama anlatmalıydım.

''Öptükten sonra ne dedi Yağmur biliyor musun? Iki gündür hiçbir kızla yatmadım o yüzden kendimi tutamadım dedi anlıyor musun? Beni duyguları için değil tüm o bok beyinli erkekler gibi hormonları için öptü ve bende aptal gibi karşılık verdim! Canımın yanacağını düşünmeden onunda beni sevebileceğine ihtimal verdim! Ama yanılmışım hemde çok artık gerçekten onun adını dahi duymak istemiyorum."

Tutamadığım gözyaşlarım yanağımdan süzülüyordu. Üzüldüğüm şey Demir'in bana onu yapması değildi. Tamam belki biraz oda canımı yakmış olabilirdi, fakat asıl üzüldüğüm şey o kadar kazık yememe rağmen hala bir erkeğe güvenebiliyor olmamdı.

Yağmur dediklerim karşısında gözleri dolmuş ve şaşkınca yüzüme bakarken hep yaptığımız gibi sarıldık. Sadece sarıldık. Çünkü biliyorduk sözlerin değil sarılmanın bizi teselli edeceğini. Sarılmak benim için normal bir şey değildi. Ben öyle herkese içten sarılamazdım sarılmak özel bir şeydi. Sarıldığında insanın boş olan sağ tarafı karşısındakinin kalbiyle dolardı, karşısındakinin de onun kalbiyle.

O yüzden sarılmak özeldir. İki kişinin birbirini tamamlaması gerekir. Yağmurla biz her zaman iyi veya kötü zamanda birbirimizin yanında olmuş ve her şeyi birlikte atlatmıştık şimdi şerefsizin birini mi atlatamayacaktık? Birbirimizin omuzunda ağlarken daha önce yaptığımız gibi sustuk ve güldük.

Bize iyi gelecek şeyi yaptık. Çiğköfte, pizza söyledik. Marketten cips, jelibon, nutella aldık ve bilgisayarı televizyona bağlayıp supernatural izledik.

Hani insanın hayatında bazı olaylar olur ve o olaylardan ders alır ya da doğru olduğu düşüncesiyle hala daha aynı hatayı yapmaya devam eder. Ben yaptığım şeylere genelde hata demezdim çünkü benim gözümde onlar doğrularımdı ve ben asla doğru bildiğim şeyden vazgeçen bir insan olmadım.

***

O günün üzerinden bir hafta geçti ve Demir yine ortalıkta yok. Aslında olmaması benim için daha iyiydi en azından üzülmüyordum. Çıkış zili çaldığında eve -ablamın evine- gitmek için eşyalarımı topladım. Yavaş adımlarla kulaklığımı takıp yürümeye başladım.
Eve girdiğimde kendimi o kadar yorgun, boş, çaresiz hissediyordum ki kendimi direk yatağıma attım yapacağım en güzel şey uyumaktı.

Demir'den :

Mersa'yı öpmemin üzerinden bir hafta geçti. Söylediklerimden sonra, yüzündeki o ifade aklımdan çıkmıyor. O an ona söylemek istediğim şey onlar olmasa da seni seviyorum diyemezdim. Abim ablasının hayatını karartmış Mersa'nın o acıları yaşamasına sebep olmuşken ben ona seviyorum desem bile o kabul edecek miydi? Gerçi ben Demir Aksoy'dum. Kabul etmek zorundaydı. Ben asla hiçbir kızın peşinden koşmazdım onlar benim peşimden benimle birkaç kez daha birlikte olmak için koşarlardı.

Bir haftadır Mersa'yı göremiyordum. Abimle uğraşmaktan vaktim kalmıyordu. Tedavi olmasına rağmen kendine hakim olamıyordu. Normalde olsa o piç umrumda olmazdı ama eğer onu bırakırsam direk Afra'ya gideceğini biliyordum. Kaldığı kliniğe gittim. Odasına girdiğimde karşımda yatağına yatmış öylece yatan bir Yaman beklemiyordum.

Karanlık CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin