15. Kaptan

38 9 1
                                    

Multi : Ilgaz ve şarkıyıda tavsiye ederim  iyi okumalar

Mersa'dan :

Havalar artık iyice ısınıyordu ve ben yazı sevmezdim. Sevdiğim tek şey tatildi. Tatilde genelde izlemediğim dizileri izler ve merak ettiğim kitapları okurdum. Benim için tatil bu demekti. Hava bugün baya sıcak olduğundan bende kot şort giymeyi tercih etmiştim. Normalde olsa okula giderken asla şort giymezdim ama okuduğum okul Esen lisesiydi sonuçta.

Erkenden evden çıktım ve kulaklığımı takarak okulun yolunu tuttum. Omuzumdan düşen çantayı takarak kapıdan girdim. Birkaç abaza ıslık öttürdüğümde umursamadan yürümeye devam ettim. Sınıfa çıktığımda bizimkilerden kimse gelmemişti ama Ilgaz'ın çantası sırasındaydı.

Sabah kahvaltı etmeyi istememiştim. Karnımdan bando takımı gibi ses gelince kantine gitmem gerektiğinin kanısına vararak cüzdanımı alıp sınıftan çıktım. Merdivenlerden inerken cüzdanımdaki Uygar'ın fotoğrafı gözüme çarptı. Artık umrumda olmadığı için fotoğrafı yırtarken önüme bakmadığım için son üç basamak kala ayağım takıldı. Tam düşecekken biri beni tuttu.

Bakmak için kafamı kaldırdığımda sabah bana laf atanlardan biri piç gibi sırıtıyordu. Hemen ittirdim.
"Böyle mi teşekkür ediyorsun sen güzellik?"

"Siktir git." dedim mimiksiz bir şekilde ama kolumdan sıkıca tutunca bağırmaya başladım. Şansıma erken geldiğim için kimse yoktu. Koridordun sonundaki depoya doğru sürükleyince tüm gücümle bağırdım fakat yine sesimi duyan yoktu.

Hayvan kaslı bir şeydi ve doğal olarak gücüm yetmiyordu. Kapıyı açıp beni içeriye ittirdi. O pis eliyle ağzımı kapatıp "korkma güzelim biraz eğleneceğiz" dedi. İyice korkarken kendi kendime panik yapmadan nasıl kurtulacağımı düşünüyordum.

Aklıma gelen fikirle, üzerime eğilmiş olan pisliğin kasıklarına dizimi geçirdim. Acıyla inlerken üzerimden itip depodan çıkmak için kapıya koştum. Kapıyı açıp çıkarken beni kolumdan tutmasıyla çığlık attım. Kapı açıktı tek umudum birinin sesimi duymuş olmasıydı.

Üzerime doğru gelirken çırpınışlarımın hiçbir faydası yoktu. Kapı sertçe açıldığında yalvaran gözlerimle Demir'e baktım. Anında çocuğu üzerimden alıp yumruklarken çocuğunun yüzü arka arkaya inen yumruklar sayesinde kandan gözükmüyordu. Aklına Öykü gelmiş olmalıydı.

Ben bayılmış olan çocuğu bakarken Demir kendinden geçmiş gibi hala yumruk atıyordu. Kolundan tutup ağlamaktan çatallaşmış sesimle konuştum.
"Demir tamam bayıldı artık hadi gidelim"
Beni duymamış gibi yumruk ve tekme atmaya devam ederken ağlayarak "Demir!" diye bağırdım.

Son bir tekme atarak beni kolumdan tutup çıkardı. Kapıdan çıkar çıkmaz korkudan titreyen bedenimdeki kollarımı ahtapot gibi ona doladım. Başımı göğsüne bastırdı. Hıçkırarak ağlamaya devam ederken yavaş yavaş kokusu sayesinde sakinleştiğimi hissediyordum.

En son başımı kaldırdı. Bende ondan bir adım uzaklaştım. Elimin tersiyle gözümdeki yaşları silerken. Demir anlatamamı bekliyordu.
"Anlatacak mısın?" diye sorduğunda usulca başımı salladım. Sabahın köründe yaşadığım şeye bakın. Derin bir nefes alıp anlatmaya başladım. "Sabah kapıdan girerken yanında bir iki arkadaşıyla laf attı ama ben umursamadan sınıfa çıktım. Çantamı koyup kantine inerken merdivende ayağım takıldı. Beni o tutmuş sonra ben gitmeye çalıştım ama nereye falan deyip beni kolumdan tutup zorla depoya çekiştirdi. Bağırsamda erken olduğundan kimse duymadı. Oraya girince ona tekme atıp kaçmaya çalıştım. Yine yakaladı sonra sen geldin zaten. Sen olmasan.." deyip sustum.

Düşünmek bile istemiyordum. Tamam çok masum bir kız değildim fakat yinede bekaretimi o pis odada o şerefsizin tecavüzüyle kaybetmek istemezdim. Bunları düşünürken istemeden ağlıyordum. Az çıkan sesimle "teşekkür ederim Demir" dedim. Demir'e baktığımda kaşlarını çatmış şortuma baktığını gördüm.

Karanlık CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin