(MEDİA'DA Kİ MÜZİKLE OKUMANIZI KESİNLİKLE ÖNERİRİM!)
"Elmas,uyan canım.Eve geldik."
Ulaş'ın yumuşak sesi ve hafif dürtüklemesiyle gözlerimi aralamıştım.Alkol almama rağmen,on litre içmiş gibi hissediyordum.Kolumu Ulaş'ın omzuna doğru attığımda ufakça gülümseyip beni kucağına aldı.Arabadan indiğimiz de ayağı ile yolcu kapısını kapatıp tökezlemeden ilerlemeye çalışıyordu.Ulaş ilerlerken,hala kafamın içinde çalan -yüksek bas içeren- müzikler devam ediyordu.Kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım ama şuan ki olduğum pozisyonda, bunun bir işe yaramıyacağını anlamam uzun sürmemişti.
Kapının önünde durup çantamın içinden anahtarı aldı ve kapıyı açtı.İçeriye girdiğimizde kucağından inmemi engellemiş hatta salonla birleşik olan mutfağa doğru ilerlemeye başlamıştı.
"Ulaş,yürüye bilirim."
"Ama ben olduğumuz pozisyonda kalmamızı istiyorum."
Bir şeyler söylemek için ağzımı açtığım da,kıçım soğuk mutfak tezgahıyla buluştuğundan kelimeler yerine tiz bir çığlık çıkmıştı.Kafasını boynuma doğru yönlendirip,
"Elmas," diye fısıldadı.Güldüğünü temin üzerinde hissetmiştim.
Ellerini kalçalarıma koyup,boynuma küçük bir öpücük kondurduğun da,damarlarımda ki kanın daha hızlı pompalandığını hissede biliyordum.Onu durdurmalıydım.Ama yapmadım.Nedensizce onu durdurmak istemiyordum.
Islak öpücükleriyle çeneme doğru yavaş yavaş ilerledi.Dudaklarımızı bir araya getirdiğinde elleri yavaşça yukarıya doğru hareket ediyordu.Alt dudağımla ilgilenirken bende onun üst dudağını çekiştirmekle meşguldüm.
Eli elbisemin fermuarını bulunca,sakince aşağıya indirdi.Açıkta kalan sırtımda dolaşan elleri sayesinde onu kendime daha çok çekmiştim.Yumuşak öpüşü daha derinleşmişti.Ne ara buraya geldik şuan onu bile kestiremiyordum.Kalp atışlarım olduğundan daha hızlı atıyor,nefesim kesiliyordu.Acaba bana yaptıklarının farkında mıydı?
Alt dudağımı dişlediğinden içimdeki tanrıçadan gelen cesaretle ellerimle saçlarına asılmıştım.Ağzıma doğru boğukça inlediğinde tanrıçam zafer dansı yapmaya başlamıştı bile.Dudaklarımızı tekrardan ayırıp boynumla oyalanmaya başlamıştı.Oraya iz bırakmaya çalıştığını kesinlikle farkındaydım.Öptüğü yerleri yavaşça ısırıyor daha sonra üzerlerinde dilini gezdiriyordu.Yaptıklarına karşı göz kapaklarım açık kalmak için resmen benimle oyun oynuyordu.
Aniden mutfağı,Ulaş'ın telefon melodisi doldurunca gözlerimi açabilmiştim.O ise hiç aldırmadan işine devam ediyordu.
Yavaşça kendimden uzaklaştırıp,"Bakmalısın,önemli olabilir." dedim.
Sesimin çatallı çıkmasına o an lanet etmiştim.
Suratıma anlamsızca bakıp, ceket ve kravatını almış salona doğru ilerlemişti.Bir kaç dakika sonra telefona bağırma sesleri geliyordu.Daha sonra ise kapının hızla çarpılma ve porsche model arabasının güçlü motor sesi duyuldu.
Herşey o kadar hızlı gelişmişti ki ne olduğunu hala anlamaya çalışıyordum.Eve girişimiz,eve olanlar,çalan telefon,kapı çarpılması ve gidiş.Kendimi istemsizce terk edilmiş gibi hissediyordum.
***
Bar olayının üzerinden 2 hafta geçmesine rağmen Ulaş ile sadece mesajlaşıyorduk.Okulda veya etrafta gözükmüyordu.Kumardan kazandığı paradan kartıma yatırmaktan başka bir şey yapmamıştı.Cidden benden kaçtığını düşünmeye başlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
13(Düşmüş Melekler)
Viễn tưởng''Bir elmas, senin kadar parlak olabilir mi?Bir dumanın, benim kadar karanlık olmayacağı gibi.'' ⚡️23.03.2016⚡️