İyi okumalar.
Bölüm şarkısı:The Weeknd -Heaven or Las Vegas~Duman'nın Ağazından~
Üstüme çeki düzen verdikten sonra salona geçip,Elmas'ı beklemeye başlamıştım.Bu işlerden pek anlamadığımdan,pek fazla sabrım da yoktu.Yani,sanırım.
Çok beklememe gerek kalmadan merdivenlerden hızlıca ve bağırarak iniyordu.Salona vardığın da oturduğum koltuğun karşısına geçip sert ses tonuya daha da fazla bağırmaya başladı.
"Bu ne?!Senin yanın da bu elbise ile geziceğimi mi sanıyorsun?!Elbisenin yarısı dükkan da mı kalmış?!"
Sert tutmaya çalıştığı ince sesi kulaklarımı doldurmaya devam ederken kafamı kaldırıp,gözlerimi gözlerine diktim.Kendimi olabildiğince uzak tutmaya çalışırken,kızımız dibimde yarı çıplak duruyordu.
Sinirlerim,daha fazla konuşmasını kaldıramazken hızla kolundan tutup kucağıma doğru çektim.
"Yalnız, şuan karşımda yarı çıplak duruyorsun."
Her ne kadar sert çocuğu oynasam da bu ne kadar sürdürebileceğimden emin değilim.
"Bu...farklı.S-Sorun sen değilsin."
Fısıltı şeklinde konuşmasa,daha iyi olabilirdi herşey.Boğazımda ki kuruluğu giderip,dalgaya vurdum."Ama bana "bunu senin yanında giyemem," anlamında şeyler söylemiştiniz Elmas hanım."
"Beni bozmayı bırakırsan sorunu anlarsın.Bunu insanların önünde giyebileceğimi pek sanmıyorum."
"Onların seni görmeyeceklerine söz verebilirim."
Sesimi olabilidiğince düz tutmaya çalışıyordum,her ne kadar kucağım da çıplak olsada."Ne kadar da kendinden eminsin."
Daha fazla"kucak üstü" konuşmasını kaldırmayacağımdan,Elmas'ı omuzuma atıp odasına çıktım.Çığlıklarını duymazdan gelmeye çalışıyordum.
Odaya girdiğim de,onu resmen yatağın üstüne fırlatmıştım.
"Şimdi ya giyersin,ya da ben sana giydiriceğim."'Lütfen üstünü giyme ve seni ben giydirmek zorunda kalayım.'
Lanet olsun!Ona,her ne kadar zarar vermemek istesem de,bu benim görevimdi.
"Çık dışarı Demir."
Söyledikleriyle birlikte kendimi salona doğru adımlarken bulmuştum.Merdivenlerin başında,aldığım ağır kömür yanığı kokusuyla nerdeyse tökezleyip yuvarlanıcaktım.
Hızlı adımlarla aşağıya inmeyi başarmıştım.Ecevit,az önce oturduğum üçlü koltuğun çaprazında ki tekli koltukta oturuyordu.Kokudan anlamam lazımdı zaten,bunlar kendi özel kokularımızdı ve sadece bizim gibiler bu kokuyu duyabiliyorlardı.
"Buraya böyle,bir anda girmemelisin Ecevit.Ya salonda olsaydı?!"
Tamam,son söylediğim baya bir saçmalıktı ama şuan ki tedirginliğimden ne dediğimi bilmiyordum.Karşısında ki koltuğa yavaşça oturup soran gözlerle ona bakıyordum.
Üstlerden bir haber olmalıydı yoksa böyle bir yerde buluşmazdık.
"Onun burada olmayacağını bildiğimden burdayım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
13(Düşmüş Melekler)
Fantasi''Bir elmas, senin kadar parlak olabilir mi?Bir dumanın, benim kadar karanlık olmayacağı gibi.'' ⚡️23.03.2016⚡️