İyi Okumalar.
Bölüm şarkısı:Crosby,Stills&Nash-Heplessly HopingDuman'la en görüşmemizin üzerinden neredeyse iki hafta geçmişti.Ulaş'la her şeyi bitirdiğimizden bu yana ise sürekli aramış ve mesaj atmıştı;karşılık vermemiştim.Hiç birine cevap verecek gücü,bu aralar kendimde bulamıyordum.Okul gitmiyor,evde elimde kalan paraları yiyordum.Bunun yanın da babamın gönderdiği para bir yere kadar yetiyordu.
Diz üstü bilgisayarımı odamdan alıp salona geçtim.İnternetden bazı iş ilanlara göz gezdirmeye başlamıştım ki telefonuma gelen bildirim sesiyle yerimden sıçramıştım.Okulun klasik sene ortası partisi için mesaj atmışlardı.Hayır,cidden benimle dalga geçiyor olmalıydılar.Telefonun ekranını kitleyip koltuğa geri fırlatıp,derin bir nefes aldım.Hem,oraya tek başına gitmenin ne anlamı vardı ki?
Tekrar ekrana göz gezdirmeye dönüp,bazılarını yıldızlı sekme bölümüne kaydetmiştim.İş konusunda ciddiydim.En azından kafa dağıtıp,para kazanacaktım sonuçta değil mi?
Bir yayın evinin asistanlık ilanın üzerinde düşünürken kapı çalmıştı.Merakla kapıya doğru ilerleyip,açtım.Ulaş mavi gözlerini bana dikmiş,beklenti içinde bana bakıyordu.
"İçeriye almıyacak mısın?"
Sesi yumuşaktı.
Kapının yanına çekildim ve içeri geçmesi için işaret yaptım.Yavaşça salona doğru ilerledi.
Yanına gidip,"Kahve yapacağım,ister misin?"
Gayet net olmaya çalışıyordum.
"Olur...Hatta sana yardım edeyim."
Gözleri parlıyordu.Fark etmez anlamında omuz silktim.Hızla oturduğu yerden kalktı ve mutfağa doğru ilerledik.İçeri girince,nasıl içtiğini sormadan kahve makinesine su ve kahveyi koyup,çalıştırdım.
"Kupalar nerede?" diye sordu.Kupaların olduğu dolapların önüne gidip iki bardak çıkardım.Onunla konuşmayacaktım.Derdi her ne ise söylesin ve gitsin.Evet,onu eve sokarak aptallık yaptığımı düşünüyor olabilirsiniz ama o,Ulaş'tı.
Bardakları makinenin yanına koyup ona döndüm.Dolaplara yaslanmış yaptıklarımı inceliyordu.
"Zayıflamışsın."
Sesin de suçluluk hissi vardı.
Göz devirip,"Yemek yemiyorum." dedim boş sesle.
"Farkındayım."
Sağ elimi,iki avucunun içine koyup,irislerini,irislerimle birleştirmişti."Elmas,cidden her şey için üzgünüm.Sence öyle bir piç ile birlikte vakit geçirmeni ister miydim?"
Bunları söylerken kaşları havaya kaldırmış,sanki ağzında ki zehiri tükürürcesine konuşuyordu.Sesi ve gözleri endişenin aynı tonundaydı.
Elimi çekmeye çalışınca,daha sıktı tuttu."Ulaş,ben o konuyu unuttum.Bir daha açılmasını istemiyorum."
"Bu affedildigim anlamına mı geliyor?"
Biraz duraklayıp,düşündüm.Bilmiyorum.Ulaş'ın bir suçu olmadığını düşünüyorum.Bir yandan onun kıçını öldüresiye tekmelemek istiyordum.Önüme,'En fazla ne olabilir ki?' çıkıp duruyordu.Ve,tabii hala ondan hoşlanıyordum.
"Bilemiyorum.Sizi affetmem için neler yapacaksınız Ulaş bey?"
Bana bir gülümseme yollayıp,beni kendine çekti.Sarıldığımız da sıcak nefesini kulağımda hissediyordum.
"Görüceksin." Diye fısıldadı.
Bir kaç dakika aynı pozisyonda kalıp kahvelerimizin olmasınını beklemiş,daha sonra kupalarımızı alıp salona geçmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
13(Düşmüş Melekler)
Fantasy''Bir elmas, senin kadar parlak olabilir mi?Bir dumanın, benim kadar karanlık olmayacağı gibi.'' ⚡️23.03.2016⚡️