13(Düşmüş Melekler)

"DAHA DERİN'E"

İyi okumalar.

Bölüm şarkısı:Adele-Skyfall

Partiden sonra ki 2 hafta boyunca,Ulaş'ın mesajlarına ve aramalarına cevap vermiyordum.Hiç kimse ile konuşmuyor ve kafamı bilim kurgu kitaplarımdan kaldırmamıştım.Yoksa olanları düşünmekten kafayı yiyecektim.

Öğleden sonra,yaptığım temizliğin yorgunluğuyla kendimi yatağıma bırakmış,müzik eşliğinde tavan ile kesişiyordum.Aklımda ise son bir sene içinde olanlar vardı.Annemden sonra babam da benden uzaklaştı,ailem yoktu,küçüklük aşkımla birlikteydim,Duman geldi,küçüklük aşkımın "gerçekten" dünya dışı bir varlık olduğunu öğrendim ve buna benzer şeyler...
Hah!Bir de Demir Beyimizin öpücüğü vardı tabii...

Ellerimi yavaşça şakaklarıma götürüp,ovalamaya başladım.
Cidden düşündükçe kısır döngüye girecektim.Duman'nın söyledikleri doğruysa-ki artık ona inanıyor gibiydim- bana zarar veremiyeceğini nereden biliyordum?

"Ama ona güveniyorsun,Elmas"

İç sesim uzun bir süreden sonra,doğruları suratıma vuruyordu.Aman,ne güzel!

Duman ile konuşmamızdan sonra babama bir süre,düzenli çağrı ve mesaj atıyordum.Hiç birine cevap vermemiş olması canımı sıkmaya yetiyordu.Cidden ne yapacağım hakkın hiç bir fikrim yoktu.

Bunları düşünürken,kapı zilinin çalmasıyla irkildim.Yorgun ve bitik bir şekilde ayaklarımı yataktan sallandırıp,müziği kapattım.Yavaş adımlarla merdivenlerden inerken tekrar çalan zil yüzünden daha hızlı ilerlemeye başladım.
O kadar bitik ve bir şey düşünemeyecek haldeydim ki kapıdakinin kim olduğunu sormadan açmıştım.

"Elmas!"

Karşımda adımı bağıran,Derin'i görünce,ağzımın şokla ayaklarımın dibine düştüğüne yemin edebilirdim.
"Derin!" Diye çığlık attığımda,omzunun üstünde tuttuğu çantayı yere atıp hızla kollarını belime doladı.Sarılışına karşılık verirken,çikolatalı parfümünün içinde boğuluyordum.

Ayrıldığımızda,onu incelemeye almıştım.Yumuşak ama her zaman dik olan siyah saçlarının düzeninde ki kaşları,saçlarının dikliğine benzeyen uzun kirpikler,pembeliğini her zaman koruyan dudaklar,düzgün yüz hatları ve uzun yapılı,Derin.
Her zaman olduğu gibi yine mükemmel gözüküyordu.Dayanamayıp,tekrar ona sarıldığımda,gözlerim dolmuştu.
Ayrıldığımızda,
"Sanırım beni içeriye almayacaksın güzelim."

Heyecanla geri çekildiğimde,ezbere bildiği koridorda ilerlemeye başladı.Kapıyı kapatırken,ardından bağırdım.
"İçecek bir şey ister misin?"

"Soğuk bir bira iyi olabilir aslında."
Bağırırken normalden daha fazla boğuk çıkan sesini bile özlemiştim.
"Unutma,abiciğim burasının annenin evi değil."

Mutfaktan içine kola doldurduğum bardakları alıp salona doğru ilerledim.Kendini resmen koltuğa fırlatmıştı.Elimde ki bardağı alınca,

"Bununla idare ediceksin artık."

Yüzünü buruşturarak,"17'den beri kola içmiyordum,Elmas.Sağol."

Bir kaç saniye bakıştıktan sonra kahkahalarımız salonda yayılmıştı.Yanına oturduğumda,kolunu boynuma sarmıştı.

"Görmeyeli büyümüş ve bu güzelleşmişsin."
Sesi hüzün dolu çıkmıştı.

"Sende öyle." Dediğim de ise kıkırdamıştı.

Konuşma kesilince,etrafı rahatsız edici bir sessizlik kaplamıştı.Kolamı yudumluyorken,Derin'i ne kadar uzun bir süredir görmediğimi fark ettim.Annem giderken onuda peşinden sürüklemişti çünkü daha 18 olmamıştı.Babam ise abimin eşcinsel olduğunu öğrendiğinde ona resmen sırtını dönmüştü.Derin evdeyken,o yokmuş gibi yaşıyordu.Yani Derin'in annemle gitmekten başka seçeneği yoktu.