Bir kaç saatin ardından zor da olsa gözlerimi araladım. Gözlerimi açtığımda direk aydınlanmaya yüz tutmuş gökyüzü ve Sasuke'nin yukarı bakan yüzü ile karşılaştım. Nerede uyandığımı anlamadığım için doğruldum ve kafamı koyduğum yere baktım, Sasuke'nin bacaklarıyla karşılaştım. Dizinde uyumama izin mi vermişti? Hep onunla uyanmayı hayal ediyordum fakat bu hayal ettiğimin de ötesindeydi. Ne kadar hayal gücümü zorlarsam zorlayayım böyle mutlu uyanabileceğimi hayal dahi edemezdim.Doğrulduğumda Sasuke'nin yüzüne baktım. Gökyüzüne bakan hasret kaldığım yüzünü bana çevirdi. "Günaydın!" dedim ve mutluluğumu en iyi yansıtacak şekilde gülümsedim. Fakat o "Uyandıysan yola çıkalım." dedi ve pelerinini düzelterek ayağa kalktı. Moralimin bozulduğunu belli etmeyerek ayağa kalktım ve bizimkilere doğru yürüdüm. Uyanır uyanmaz sevincimi kursağımda bırakmıştı hayvan.
"Shikamaru!" önce Shikamaru'yu uyandırdım. Sesimize Sai ve Hinata çoktan uyanmıştı. Naruto'ya baktığımda Sasuke Naruto'nun önünde ona şaplak atarak uyandırmaya çalışıyordu. Sasuke'nin bu haline gülümsedim çünkü önünde peluş bir oyuncak varmışcasına Naruto'yu dürtüyordu. Sasuke'nin son bir kez dürtmesiyle Naruto uyanmıştı ve pişkin pişkin sırıtıyordu. "Günaydın millet!" dedi ve kollarını ensesinde birleştirerek esnedi. "Yarım saattir uyanman için uğraşıyoruz ahmak. Neredeyse hava aydınlanacak." dememle birlikte Naruto çemkirmeye başladı. "Neden bu kadar acele ediyoruz?! Bi' kaç saat daha uyusak ölecek misiniz?!" demesiyle kan beynime sıçradı ve ben de ona çemkirerek karşılık verdim. "Ahmak üç gün içerisinde orda olmalıyız! Oyalanacak vaktimiz yok!" dedim ve Hinata'nın arkadan bana tutunmasıyla çenemi kapattım.
Diğerlerine baktığımda herkes çantasını almış yola koyulmaya hazırdı. Naruto'nun kalbini kırdığımı düşünerek Hinata ve Naruto'nun peşine takıldım. "Naruto!" dedim, Hinatayla beraber uykulu gözlerle bana baktılar. Naruto'nun omzuna hafif bir yumruk geçirdim. "Canlan Naruto! Her zamanki gibi çok eğleneceğiz!" dedim ve önümüzde yürüyen Shikamaru ile Sai'yi enselerinden tutarak bize doğru çevirdim "Ha gayret!" dedim ve onları motive etmek için gülümsedim. Naruto'nun da gülümsemesiyle ortam yatışmıştı. Sasuke'ye baktığımda arkasını dönmüş bizi bekliyordu. Bu ortamı özlediğinden hiç şüphem yoktu. Belli etmese de bizim yanımızda rahattı.
***
Kum köyüne vardığımızda köyün kapısına yakın bir yerde soluklanmak için durakladık ve mataramı çıkarıp kana kana su içtim. Köy kapısına doğru yürüdük. Görevin tam olarak ne olduğu belli değildi ve hiç bir açıklama yoktu. Bizden de yardım istediklerine göre gizli tutulması gerekilen bir sırdı. Köy kapısında bizi bekleyen Temari ve Kankuro'yu gördük. Naruto hemen gülümsedi "Gaara neden bizi çağırmış?" dedi kocaman gülümseyerek. Temari ise ciddiyetini bozmayarak "Yanına gidince öğreneceksiniz." dedi. Kanluro'ya baktığımda yüzünde Temari'nin aksine yüzünde gülümseme vardı. Temari'nin bu denli sessiz ve ciddi olmasının altında Shikamaru'nun olduğuna emindim fakat ağzımı açmadım.
"Tepeme güneş geçti." herkesin kafası Naruto'ya döndü. Sızlanmakta haklıydı. Shikamaru dayamayarak "Haydi girelim artık." dedi, Temari'nin ani bir refleksle onu durdurdu. Bu tavrına karşın hepimiz ürkmüştük. "Önce şunları geçirin üzerinize.Sebebini sonra açıklayacağız zamanımız yok." dedi ve elimize burda rahat giyilen elbiselerden ve bir tane de buradaki halkın çöl kumlarından korunmak için taktığı başlıklardan verdi. Giymesi rahat olduğu için direk uzun elbiseyi kıyafetlerimizin üzerinden giydik. Başımıza o başlıkları geçirmeden önce alın koruyucumu çıkardım ve başlığı taktım. Diğerlerine baktığıma onlar sadece verdikleri üstü giymişlerdi. Biz giyinirken üzerlerini çıkarmış olmalılar. Sasuke'ye baktığımda nefesim kesildi. Uzun saçlarına geçirdiği başlık ona o kadar çok yakışmıştı ki. Ona bakarken ağzım hafifçe aralandı. O ona baktığımı farkedene kadar bakışlarımı onun üzerinden çekmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Absolute Hate// SasuSaku
FanfictionMAYIS 2016 "Sana vaat ettiğim şey cennetti doğru. Ama sana cehennemi vermiş olabildiğimden korktum. Bir melek cehenneme ait değildir."