Benim Kalbine Gönderdiğim Oklar Zehirli Olur Ancak..

451 140 48
                                    

BENİM KALBİNE GÖNDERDİĞİM OKLAR ZAHİRLİ OLUR ANCAK

Gece yaptıklarım aklıma geldikçe yüzüm kızarıyor ve kendimden utanıyordum. Bu gün hiç yataktan çıkmamalıydım. Hatta yerin dibine girmeliydim. Kapı birden pat diye açıldı. Yorganı iyice kafama çektim, uyuyor numarası yaptım. Özgür olsa kapıya vururdu kapıya vurmayacak tek kişi Ömer...

"Kalk kız keko"

Ses tam tepemden geliyordu. Onu takmayarak arkamı döndüm. Yorganın altından ayağımı tuttu ve ben daha ne olduğunu anlamadan çekti. Popom soğuk yerle buluştuğun da müthiş bir acı hissettim. Ona ters bakışlar atıp üstüne yürüdüm.

O ise kaçmayı başardı. O gidince halının üstüne oturup düşünmeye başladım. Ben ne yapacaktım. Güya buraya işçi olarak gelmiştim ama evin hanımı gibi takılıyordum. Bu günden tezi yok Özgür'den uzak duracak ve yerimi bilecektim. Ben dünü unuttum onun da unutması dileğiyle...

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra formamı giydim. Üzerime de kırmızı bir hırka geçirdim. Saçlarımı da acele ile balıksırtı örüp odadan çıktım. Öykü odasından çıktığında hayranlıkla ona baktım. Kızıl saçları dağınık dalgalı duruyordu. Kalkık burnu, beyaz teni, kırmızı dudakları o kadar güzel duruyordu ki ağzım ayrılmış şekilde ona bakıyordum. Siyah kapüşonunu kafasına geçirdi.

"Günaydın." Sesi isteksizdi. 'Ne oldu' dercesine başımı salladım.

"Bu gün çok kötü hissediyorum" Tabi kötü hissedersin gece geç saatlere kadar durmadan konuştun. Çenen ağrımıştır. Yaradan benden alıp çeneyi sana vermiş. Bir şeyi yeni fark etmiş gibi beni baştan aşağı süzdü. "Elizya bu ne hal."

Üstüme baktım ve ne var dercesine başımı salladım.

"Gece geç saatlere kadar uyumadığın, her halinden belli ama garip bir şekilde yanakların pembe."

Kolumdan tutup odaya sürükledi. Ne kadar dirensem de aynanın karşısında buldum kendimi. Kaşlarımı çatıp kollarımı önüme bağladım.

"Küçük balığı denizkızına çevireceğim." Ve bana göz kırptı. Önce saçarlımı açtı ve örgünün etkisi ile bukle bukle olan saçlarımı elleri ile dağıtıp saç spreyi sıktı. Onu hayranlıkla izliyordum sonra yüzüme güzelce makyaj yaptı. Tabi benim makyaj malzemem olmadığı için kendininkileri kullandı.

Kırmızı kapüşon çıkarıp salaş bir hırka giydirdi. "Eğer umursamaz ve havalı görüneceksen bunu da kombinasyon yapacaksın yataktan çıkıp okula gitmeyeceksin güzel kız."

Aynaya bakıp önce görüntüme hayretle baktım sonra da ona ve sıkıca sarıldım.

"Bırak kız beni hadi okula geç kalacağız." Başımı olumluca sallayıp koluna girdim ve sekerek merdivenden indik.

''Gel kız sümüklü sana kahvaltı hazırladım bu yüzden yarın akşam yemeğini sen yapacaksın bu gün akşam yemeğini dışarıda yiyeceğimiz için yarın sana ait. Öykü'cüğüm senin sabah kahvaltı yapmadığını bildiğim için sana hazırlamadım"

Kahvaltı dediği masada zeytin, peynir, reçel ve dilimlenmemiş domates vardı. Ömer hiç de adil biri değil. Masaya oturmadan önce yumurta tavasını çıkarıp omlet yaptım.

Öykü bizi beklemeyeceğini söyleyip dışarı çıktı ve yolun yarısında ona yetişmemizi söyledi. Sıcak omleti masaya koydum ve tıkınmaya başladım. Ömer bana hayretle baktı."Bu Öykü'yü anlamıyorum. Zayıf olmasına rağmen yürüyüş yapıyor, kahvaltı yapmıyor. Sende habire yiyorsun."

SESSİZLİĞİ DİNLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin