8.Bölüm

4.4K 527 48
                                    

Multimedya: Eylül ve Aras

EYLÜL'DEN;

İlk görev yerime gitmek üzere evden çıkmıştım. Arabama doğru yürüdüm. Kapıyı açtım ve oturdum. Anahtarı yuvasına yerleştirdikten sonra arabamı çalıştırdım. Çok heyecanlıydım. Eğitimden sonraki ilk iş yılım olacaktı. Bu yerlere gelebilmek için çok mücadele vermiştim. Dahiliye uzmanı olmama son bir adım kalmıştı. Sonunda da verdiğim emeğin karşılığını almaya az kalmıştı. Emeğimin karşılığını aldığım zaman en çok ta annemin ve manevi babam olan Haluk babamın yüzüne gururla bakıp verdiğiniz emeği boşa çıkartmadım diyecektim. En çokta buna seviniyordum. Annem de haluk babam da çok mutlu olacaklardı. Ben üzülürsem bişey olmazdı ama onlar üzülürlerse ben daha çok üzülürdüm. Bu hayatta en değerli varlıklarımdı Annem ve Haluk babam...

Sürekli haluk babam demiştim. Çünkü benim öz babam ben daha çok küçükken vefat etmişti.
Haluk babamla tanışmamız biraz tuhaf olmuştu. Aslında çok acı içerisinde geçirdiğimiz yıllardı. Babam vefat etmişti. Elimizde hiçbir birikimimiz yoktu. Babamdan bize kalan tek şey evimizdi. Benim de eğitimimi bir şekilde tamamlamam gerekiyordu. O zamanlar gerekli imkânlâr köyümüzde yoktu. Babam yaşarken geçimimizi tarlalarda çalışarak sağlıyordu. O vefat edince elimizde evimizden başka hiçbirşey kalmamıştı. Annem babamdan kalan tek şeyin evimizin olduğunu ve ne olursa olsun son yadigârını satmayacağımızı söyledi. Eğitim için şehire yani Antalya şehrine taşınmıştık. Antalyadaki geçim çok zordu. Evlerin kirası çok pahalıydı. Bir şekilde geçinmek zorundaydık. Annem gece gündüz demeden sürekli çalışıyor,hem evimizin kirasını hem de yiyecek ve ihtiyaç giderimizi karşılamaya çalışıyordu. Çok zorlanıyordu. Ben onun bu halini gördükçe çok üzülüyordum. Çünkü herşeyi benim için yapıyordu...

Bende ona yardımcı olmak amacıyla birşeyler yapmaya karar vermiştim. Bana verdiği harçlıklarla kalem satın alıp,satmaya başladım. Belki elime para geçerde anneme daha çok yardımcı olurum diye düşünmüştüm. Kalem satarken haluk babam ile karşılaşmıştım. Beni gördügü zaman ilk önce benden bütün kalemleri satın alıp verdiği paranında üstünü istemediğini söylemişti. O an dünyalar benim olmuştu. Haluk babami tanımasam da anneme daha çok yardımcı olacağım için onu çok sevmiştim.

Ertesi gün okuldansonra tekrar kalem satarken haluk babamı gördüm. O da beni gördü ve benimle konuşmak istediğini söyledi. İşte o gün Haluk babam tüm hayatımı değiştirdi. Bana çok yardımcı oldu. Haluk babam bir kazada kızını ve eşini kaybettiğini ve benim de o kızına çok benzediğimi söyledi. O günden sonra beni hep kızı yerine koydu. Benim büyük olmama rağmen hâlâ bana yardımcı olmak için elinden gelen herşeyi yapıyordu. Tıpkı öz babam gibi... Bu hastaneye gelmemde de en büyük yardımı bana yaptı. Burada görev yapmamı sağladı...

Ben geçmişimi yâd ederken hastaneye geldiğimi fark ettim. Arabamdan iner inmez hastaneye şöyle bi baktım. Bayagı güzel bir hastaneydi. Çiçekler,güller ve çimlerle donatılmış harika bir bahçesi vardı. Böyle bir hastanede görev yapacağımı düşündükçe heyecandan içim içime sığmıyordu. Tabi birde nasıl bir doktorun asistanı olacağım konusu vardı. Doktorum ile anlaşıp anlaşamama düşüncesi beynimi her dakika kemiriyordu. Girdiğim her ortama uyum sağlama gibi bir huyum vardı. ...Ahhh... Birde bazen kötü bazen iyi olan huyum... UTANGAÇLIK....

Düşünceler beynimi kemirirken bazı yakarışlar duydum. Bu yakarışlar yardım edin yakarışlarıydı. Bende bir doktordum. Sadece uzman olmak istediğim için belli bir süre uzman bir doktorun asistanı olmak zorundaydım.
Yakarışların olduğu tarafa doğru koştum. Hastanın başında duran hastaya neyi olduğunu sordum. Diyabet hastası olduğunu söyledi. Tamda hastasına denk gelmiştim. Dahiliye deki hastalıklar arasında diyabet hastalığı da vardı. Şimdi herşeyi bilgilerime göre yapabilirdim. Hastaya yapması gerekenleri ve başucundaki bayana sakin olması gerektiğini söylerken, biri hastanın başucunda durdu ve çekilin doktor diye bağırdı. Hiç başımı kaldırmadan hem hastayla ilgileniyor, hem de doktora hastalığını ve nedenlerini sayıyordum. Bitirdiğim gibi başımı kaldırdım ve kalbimin çarpmasına neden olan kahverengi gözlerle göz göze geldim.

Gözlerimin içine bakıyordu. Göz göze gelmemle kahverengi gözlerinin beni kendine çektiğini fark ettim. O kahverengi gözler birden bir kişinin gözlerini gözlerimin önüne getirmişti. .. Ahh hayır... Ne diyorum ben böyle. İyice saçmalıyorum. Gözleri sadece küçükken gördüğüm birinin gözlerine benzeyebilirdi ki bu çok normaldi. İnsanlar birbirine benzeyebilirdi. Yeni görmeme rağmen bayağı yakışıklı olduğunu fark ettim. Çok çekici bakıyordu. Bakmakla kalmıyor kendine çekiyordu.

Hasta burda can çekişirken ben salak duygularımı düşünüyordum. Ben düşüncelerin içerisindeyken kahverengi gözlerin sahibi olan doktor ayağa kalktı ve sedye getirin diye bağırdı. Hastayı sedyey koyup koşar adımlarla hastaneye doğru gittiler.. Bende olduğum yerden onların arkasından bakakaldım. Fesat düşüncelerim peşimi bırakmıyordu çünkü kahverengi gözlerin sahibinin fiziği inanılmazdı. Ve harika koşuyordu..

İlk görev yerimde ve ilk yılımda ilk hasta aksiyonu ile karşı karşıya gelmiştim. Hatta bir doktor hastalığını ve nedenlerini açıklamış,hastaya ilkk yardımı yapmıştım.
Uzun zaman sonra ilk defa birinin gözleri bana çocukluk aşkımın gözlerini hatırlatmıştı. Tıpkı küçükken arasın gözlerima derinve masum bir şekilde baktığı gibi... Küçükken bile olsa onu ne kadar özlediğimi fark etmiştim. Özlersem neye yarardı ki. Yoktu işte. Olsaydı bile olmazdı artık..
Neden hatırlamıştım? Neden bir başkası değil de sadece bu doktorun gözleri bana arasın gözlerini hatırlatmıştı??

Neyse bunları düşünecek vaktim yoktu. Bir an önce başhekimin yanına gidip asistanı olduğum doktor ile tanışmalı ve görevime başlamalıydım. Hastaneye doğru yürümeye başladım. Hem bahçesine bakıyor hem de yürüyordum. Hastaneye girdim. Tıpkı dışı gibi içi de harikaydı. Tertemizdi. Düzenliydi. Hemşireler ellerinden geldiğince hastalara yardımcı olmaya çalışıyorlardı. Söylediklerimin arasında en önemli olanı temizlikti. Temizlik benim için çok önemliydi. Hele ki hastaneler de.. Hastaneler mikrop yuvası olduğu için ayrı bir temizlik özeni gösterilmeliydi. Ve gördüğüm kadarıyla bu özen fazlasıyla gösteriliyordu..

Danışmanın yanın doğru gittim. Başhekimin odasını sordum. Beni hastanenin görevlisi ile yönlendirirken heyecandan ölmek üzereydim. Alışıp alışmama benim için önemliydi. Görevliye teşekkür ettikten sonra derin bir nefes aldım ve kapıyı tıklattım. İçeri girdiğimde başhekim beni beklemiş olacak ki;
"Hoşgeldin. Sen haluk beyin kızı ve hastanemizin yeni asistanı olan eylül hanım olmalısınız. " dedi.
"Hoşbulduk. Evet efendim benim."dedim.
"Nasılsın." dedi.
"Teşekkür ederim iyiyim siz nasılsınız?."dedim
"Bende iyiyim sağol. Heyecanını yüzünden okuyabiliyorum. Hadi daha fazla heyecanlanmadan seni doktorunun yanına götüreyim. " dedi.
"Peki."dedim.

Heyecanlı olduğum fazlasıyla belliydi. Kalbim deyimi yerindeyse boğazımda atıyordu. Sakin olmalıydım. Yoksa heyecandan dilim tutulur konuşamayabilirdim. Başhekim ile beraber bir odanın önünde durduk. Derin bir nefes aldım ve besmelemi getirdim. Bir yaratıcımız olduğuna ve bizim de ona kulluk etmemiz gerektiğine fazlasıyla inanırdım. Herşey o nun ol demesiyle olurdu. O o nun adının anıldığı yerler huzurla dolaf ve kolaylık sağlardı. Bende o nun ismini andım. Ve kapıyı tıklattım. İçeri girdiğimizde suyunu içen kişinin bugünkü kahverengi gözlerin sahibi olduğunu gördüğümde şok oldum. Demekki asistanı olduğun doktor oydu..

Başhekim "Bu yeni asistanın" dediğinde onun da gözlerinden şaşkınlığını görebiliyordum. Beni hatırladığından emindim. Sakin kalmam için kendimle savaş içerisindeydim adeta. Bu heyecan da neyin nesiydi böyle. Eylül kendine gel o senin doktorun...

Elini kaldırdı ve bugünkü düşündüklerimi tekrar aklıma getiren şeyi yani"ARAS DERİN" dedi. Aras dediği anda kalbim deli gibi atmaya başladı. Nefesimi düzene sokmaya çalısıyordum. Belli etmemeye çalışıyordum. Sadece isimleri aynıydı...

Her ne kadar bişey yoktu desemde şüpheler,tahminler almış başını gidiyordu. Elimi kaldırdım ve elini sıkarak;
"EYLÜL TEKİN" dedim...

ARKADAŞLAR YENİ BÖLÜM GELDİİ. OKUDUKTAN SONRA VOTE VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. HATA FİLAN VARSA LÜTFEN YORUM ATARAK BELİRTİN. YORUMLARINIZI DİKKATE ALACAĞIM. VOTE VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM....

ASİSTANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin