MULTİMEDYADA EYLÜL VE ARAS VAR. İYİ OKUMALARR. CANIM OKUYUCULARIM...
Eylülü kırmanın vermiş olduğu üzüntü nedeniyle kendimi bir an önce eve atmak istiyordum. Eve atıp düşünmek... Kırmıştım onu. Bunu nasıl yapmıştım bilmiyordum. Herhangi biri yüzünden kaburgamın kalbini kırmıştım. Her mesai çıkışında bana ilaç gibi gelen gülüşten bugün mahrum kalmıştım. Hak etmiştim. Onun kalbini kıran bendim. Kalbini kırdığım halde bana gülümsemesini beklemek saçmalık olurdu. İçimdeki ses yerinde duramayıp tekrar devreye girmişti. Üzül Aras. Üzül. Hak ettin üzülmeyi. Kızı kıran sensin. Kızdan mutlaka özür dilemeli veya gönlünü bir şekilde almalısın diyordu. haklıydı. İç sesim insan olup karşımda duruyor olsaydı onu ayakta alkışlardım. Suçu işleyen bendim. Ve doğal olarak da gönlünü almak da bana düşerdi. Bir an önce gönlünü almanın bir yolunu mutlaka bulmalıydım.
Beni düşünceleremin arasından telefonuna gelen mesaj sesi çıkartmıştı. Mesaja baktım. Gelen mesaj ceyhundandı. Akşam dışarı çıkıp birşeyler yapalım mı?diyordu. Hiç keyfim yoktu. Gitmenin iyi bir seçim olacağını düşünmüyordum. Ceyhuna başka bir zaman gidelim. Keyfim yok diye cevap yazdım. Onu da ihmal ettiğimin farkındaydım. Uygun zamanı bulur bulmaz vaktimin tamamını onunla geçirmeliydim. Hem özlemişim de ceyhunu. Bu sırada tekrar telefonumdan mesaj sesi gelmişti . Hayırdır ne oldu kardeşim diye mesaj atmıştı. Ararıım seni yazıp hastaneden çıkmak için ayağa kalktım. Eylülün masasına bakarken içim burkulmuştu. Kırılmış ve üzülmüş yüzü gözümün önüne gelmişti.
Aşkta böyle birşey di işte . Bir gülüş yarayı yok ederken, bir üzülüş yaraya tuz bastırıp dayanılmaz hale getirmeye yetiyordu.Ceketimi giyinip odamdan çıktım. Danışmana iyi akşamlar dedim. Hastaneden çıktım. ve garaja doğru yürümeye başladım. Barajın orada bulunan iki kişi gözüme takılmıştı. Eylül oradaydı ve bir adamla birşeyler konuşuyordu. Sinirim tekrar tavan yaparken yumruğumu sıktım. Çünkü bu oydu. Bugün eylüle askıntılık yapan adamdı. Ne arıyordu ne istiyordu eylülden. Aslında suç bendeydi. Bugün fark ettiğim gibi yüzüne gömecektim yüzümü. Ahh. Ne aptaldim. İçimi o adamı öldürme duygusu kaplamıştı çünkü şu anda eylülün kolunu tutmuştu. Eylül de kolunu kurtarmaya çalışıyordu. Şimdi görürdü!!!!!!
İçimdeki sinir duygusu kabarırken hızlı hızlı yürümeye başladım. Sinirle dolup taşmıştım. O kimdi de benim dokunmaya kıyamadığıma dokunuyordu. Adam beni görmüştü. Bana taraf bakarken eylül de kafasını çevirip bana baktı. Yanlarına vardığımda yaptığım ilk şey adamın yüzüne yumruğu indirmek olmuştu. Ben yumruğu attığım sırada eylülün çığlık sesi kulağımı doldurmuştu.
"Ne işin var lan senin burada köpek"yumruğu indirmemle adam dengesini kaybetmiş yere düşmüştü. Yanına gittim ve yakasını tutup çektim.
"Sanane lan. Sen kimsin. Seni ne ilgilendirir. İstediğimi yaparım". Demesiyle öyle bir yüzüne indirdim ki yüzünde kemik kalmadı diyebilirim. Eylül şok olmuş bir halde olanlara bakıyordu. Yüzündeki korkuyu tahmin edebiliyordum. Korkmamalıydı"Hadi desene lan. Duymadım. Bidaha desene. Ne yapar mişsin. Tekrarlasana. Şerefsiz köpek". Ve bir daha... Eylül yanıma koştu . Olayın şokunu atlatmaya çalışıyor gibiydi.
"Durun. Yalvarıyorum artık durun". Dedi.
"Uzaklaş buradan eylül". Dedim. Ve adama döndüm. İçimi rahatlatırcasına bir tane daha indirdim.
"Yeter ya yeter. Duymuyormusunuz. Yeter diyorum. Siz kimsiniz ya? Size ne oluyor. Kendi sorunumu kendim hallederim. Sizi ilgilendirmez. Ne diye gelmiş burada kavga çıkarıyorsunuz ki? ". Demişti.Bu duyduklarım karşısında bir an donakalmıştım. Şerefsiz köpek bundan faydalanarak bir yumruk geçirdi yüzüme. Kafam sadece yana dönmüştü. Elimi bunuma götürdüm. Kanıyordu. Geri yüzümü adama çevirdim. Hiçbirşey yapmadım. Yumruğun verdiği acı eylülün söylediklerinin yanında hiçbirşey değildi. Nasıl böyle birşey söyleyebilirdi? Hoş söylemesi normaldi. Belki beni unutmuştu. Hatırlamıyordu bile. Belki de Sadece asistanlığını yaptığı doktor olarak görüyordu. Duyduklarım karşısında ilk yıkılışım gerçekleşmişti. Bakalım daha ne kadar kırılacak, ruhumu bu kırıklardan nasıl onarabilecektim...
Aslında ne diye düşünüyordum ki söylemeliydim. Soyleseydim işler bu noktaya gelmezdi. Ne olacaksa olsun artık. Ya benim olsun. Yada... Yadasını bile düşünmek istemiyordum. . Yani delirmem an meselesiydi.
Yakasına yapıştığım serefsizin yakasını bırakıp ölümcül bakışlar attım. Eylül bunları soylemeseydi belki de elimden sağ çıkmazdı. Ayağa kalktım. Elim refleks olarak burnuma gitti. Adam da ağrıdan inliyordu
"Kalk lan. Ve hemen kaybol . Seni bir daha burada gormeyeyim. Sonra olacaklardan ben sorumlu olmam. Bu kadar yapmakla da kalmam. Sağ çıkamazsın elimden. "Dedim. Sendeleyerek ayağa kalktı ve hemen uzaklaştı.Eylüle döndüm. Öfke,sinir,üzüntü,korku vardı gözlerinde. Ve en acitani da kırgınlıkla bakıyordu gözlerime. Bakma be öyle Allahına kurban olduğum. Bir bilsen içimde ne yangınlar yanıyor. Dayanamıyordum gözlerini öyle gördükçe. O gözler öfkeyle sinirle üzüntüyle kırgınlıkla bakmamalıydı . Mutlulukla bakmalıydı. Kimsin sen demişti bana. Niye kavga çıkarıyorsun demişti. Öğrenmeliydi bir an önce. Onu ne kadar çok sevdiğimi. Karşısında duran kişinin onun çocukluk aşkı olduğunu öğrenmeliydi. Ve bugün yaptıklarımı sevgisinden ve sahiplenme duygusundan kaynaklanan kıskançlık duygusu olduğunu öğrenmeliydi.eylül dikkatli bir şekilde bana bakıyordu. Gözlerimiz sadece birbirimize takılı kalmisti. Ve işte şimdi herşeyi söylemenin tam vaktiydi.
"Kimim öyle mi ? Ne diye karışıyorum öyle mi? Ben... " Sözlerimi bile bitiremeden eylülün telefonu çalmıştı. Lan çalacak başka zaman mı yoktu!! Niye ben hep herşeyi söylemeye çalışırken tam kendimi hazır hissederken bir sorun çıkıyordu ki???? Anlayamıyordum.
Eylül çantasından telefonunu çıkardı ve açtı. Annem dedi. Sesinde korku ve gerginlik vardı. Arayan annesi olmalıydı. Bir an annem lafını duymak anneme olan özlemimi tarif edilemez bir şekilde arttırmıştı. Bir an kalbim sıkışmıştı. Nefes alamıyordum. Anne nefesti. Annem yoktu ve ben nefes alamıyordum. Ah. Canım annem. Burada olsaydın.Oğlunun sana çok ihtiyacı var. Bir an özlesem bile gelmesinin imkansız olduğunu fark ettim. Ve fark ettiğim andaki acıyı iliklerime kadar hissediyordum. Tarif edilemez bir şekilde canımı yakıyordu . Ve yakmaya da devam edecekti.
Annesi eylül gecikince çok merak etmiş olacak ki eylül annesine "işlerim uzadı seni arayamadım annem. İyiyim ben gerçekten. Bir sorun yok. hemen eve geliyorum" diyordu. Karşı tarafı dinledi. "Tamam canım annem geliyorum. Annem tamam dikkatle gelicem. Endişelenme lütfen. Öptüm seni. Görüşürüz. ". Dedi ve telefonu kapattı.
Bir an durup birşeyler söyler sandım. ama sadece sandığımla kaldım. hiçbirşey demeden ve yüzüme bile bakmadan arabasına binip gitti...İşte bir hiçmişim gibi , sanki yokmuşum gibi davranışı beni o kdr çok acıtmıştı ki bunu ifade edecek hiçbir söz bulamıyordum. Ve hiçbir söz bu acıyı tarif etmeye yetmezdi. Tüm olumsuzluklar olabilirdi. Eylül beni hatırlamıyor olabilirdi. Beni unutmuş olabilirdi.
Ve tüm bunları düşünmek uyuşturulmamış bir bedenden kurşunu çıkarırken ki acı kadardı. Ve Belki de daha fazlaydı...
MERHABA SEVGİLİ OKUYUCULARIM. YENİ BÖLÜM GELDİ. İNŞAALLAH BEĞENİRSİNİZ . EMEĞE SAYGI DEĞİLMİ? OKUDUĞUNUZDA BİR VOTEDEN VE YORUMDAN EKSİK BIRAKMAZSINIZ BİZİ DEĞİLMİ? YORUMLARINIZI TEKER TEKER OKUYORUM VE CEVAPLİYORUM. SİZLERİ SEVİYORUM. ALLAHA EMANET OLUN. BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZEREE. ÖPTÜMMM. 😘😘😍😍😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİSTANIM
RomanceGeçmişte yaşanan bir acıydı bu.. Beklenilmesi gereken bir aşk... Beklemiş midir acaba beni diyen ARAS... Beklerim diyen EYLÜL... Bu aşk onları birbirine bağlayan,açılması zor olan kilitti.. Bu kilit açılacak mı yoksa sonsuza dek onlari birbirine bağ...