Daddy Issues. [Calum Hood]

21-Social Casualty

first, multideki calum

second, hayır dualarınızı alabilir miyim bir günde iki bölüm ehueheusdkfşskslmsjdf

21-Social Casualty

Uyumaya çalışmak, hiçbir zaman bu kadar zor olmamıştı. "Tamam, Santa Cruz'daki faciayı hatırlamıyorsun. Ama San Francisco'daki otelde yaptığımız seksi hatırlıyorsundur? Birilerinin bizi izleyebileceğini düşünmüştün... Bana vurmuştun... Her zamanki gibi güzeldin."

Sesimi çıkarmadım. Şimdiye kadar altı tane anımızı anlatmıştı ve kahretsin ki hepsini hatırlıyor, o anlattıkça içimden gelen ağlama hissi bastıramıyordum. Santa Cruz faciamızda da –sadece bir tane facia yaşamamıştık ama o içlerinden birini anlatmıştı- gülecek gibiydim. "Bunu da mı unuttun Ocean?" Nasıl unutabilirdim ki? Daha geçen gün olmuştu. "Gittikçe bu daha fazla canımı yakıyor. Konuş benimle veya çık oradan. Lütfen."

Onun canını yakmak istemiyordum. Bunu düşünmek bile benim canımı yakıyordu. "Dostum..." Luke'un sesini duydum. "Gitmemiz gerek."dediğinde telefonumun sesini duydum. Mesaj gelmişti.

"Hayır."

"Gelmek zorundasın. Bunu biliyorsun."

"Onsuz hiçbir şey yapmak istemiyorum."

Yataktan kalkıp yerdeki çantamı aldım ve içinden telefonumu çıkarıp gelen bildirimleri ve aramaları es geçerek yeni gelen mesaja baktım. Calum'dan da mesaj vardı ama bakmamıştım. "Calum'a eziyet etme. Eğer konsere gelmezse sorumlusu sen olursun. –M"

"Hayranlar bekliyor Cal, en azından onlar için."

Luke'un sesi çaresiz gibi çıkmıştı. Bir şeyler yapmam gerekiyormuş gibi hissettim.

"Luke."dedim kapıya bakarak. Etrafta kapıya fırlattığım çerçevelerin parçaları vardı ama önemsemedim. Ayaklarım zaten Calum'ın odasındayken çizilmişti. "Ocean."dedi Calum.

"Evet Lee?"

"Lütfen ona söyler misin, konsere gitsin."

"Aaa..?"

"Sen? Sende gel Ocean."

Gözlerimi kapattım. "Luke, ona yorgun olduğumu söyle. Daha fazla hayranları bekletmenize gerek yok."

"Duydun onu. Hadi gidelim."

Calum'ın onaylayan sesini duymamıştım ama kapının önündeki hareketlilikten gideceğini anlamıştım. "Umarım geldiğimde kapı açık olur Lee."

Yatağıma ilerledim. Bu kapı ona açık olmayacaktı bir süre daha çünkü benim sözümü dinlememiş, en yakın arkadaşına vurmuştu.

Telefonuma tekrar mesaj gelince iç çektim. Acı dolu hissediyordum. "Sonunda Calum sesini kesti. Onu dinlemekten sıkılmıştım. Teşekkürler güzelim. –M"

"Kaşınıyorsun Mike. –O"

Cevap olarak sadece göz kırpan emoji yolladığında gözlerimi devirip başımı yastığıma dayayarak uzanmaya başladım. Calum beni allak bullak ediyordu. Beni seviyordu, onu seviyordum. Eğer Michael'a vurma dediğimde beni dinleseydi şimdi onun yanında olur, onu öperdim.

Biraz kafamı toparlamak için şekerleme yaptıktan sonra telefonumdaki mesajlara geri cevap yazıp –Calum'ın duygusal mesajları hariç, bunlar sadece beni ağlatmıştı- arayanlara geri dönerek söyledikleri önemli şeyleri telefonuma not ettim. Genellikle hepsi Grammy ödüllü grup ile çalışmak veya programlarında görmek isteyenlerdi. Sıkıcı konulardı. Bunlardan sıkılmıştım.