6-Fly Away

9.9K 314 48
                                    


6-Fly Away

Maçı biz kazanmıştık. Hile yapmış olabilirdik ama yine de biz kazanmıştık ve erkekler bize dondurma almışlardı. Pahalı olanlarından aldırmıştık ve hemen yemiştik. En azından ben, Calum'ın bana aldığı dondurmayı hemen bitirmiş, onu güneşlenmek için şezlongların oraya sürüklemiştim. Bizim için iki tane havlu aldıktan sonra şezlongların olduğu kısma gitmemize izin vermişti.

Sözünden çıkmamı istemiyordu. Otoriter bir babacıktı.

Tek şezlongda, ikimiz uzanıyorduk. Ya da o uzanıyor, bende onun üzerinde yatıyordum. "Burayı seviyorum."diye fısıldadı bir eli belimi, diğer eli saçlarımı okşarken.

"Sevmelisin."dedim yutkunarak. Kokusu insanın aklını kullanmasını engelliyordu. "Uğruna şarkılar yazdığınız yer burası. Gökyüzünü bile sevmelisin."

Güldüğü için göğsünde bende sallandım ama gülen sesini duymak iyi hissettirmişti. "I wanna little bit of California with little bit of London sky."diye şarkısın o kısmını söylediğinde gülümsedim. "Mesela bu. Oldukça güzel bir şarkı."

"Tüm şarkılarımızı dinledin mi?"

"Hayır... Eski şarkılarınızdan başlamıştım ve Sounds Good Feels Good albümünüzden birkaç şarkıyı dinledikten sonra dışarı çıkmıştım... Yeni çıkardığınız albümleri dinlemedim ama ilk albümler gibi renkli değil."dedim ve derin bir nefes aldım.

"Çünkü yeni modest büyümemizi ve şarkılarımızın hem karanlık hem de aydınlık olmasını istiyor."diyerek iç geçirdiğinde, aklımda sesindeki hüzün kalmıştı. "Gerçekten ayrılmak mı istiyorsun?"

"Çocukları seviyorum."dedi hemen. "Onlarla ayrı kalmak hiçbir zaman hoşuma gitmedi ama modest... Bizi daha ünlü yapmasına rağmen istediğimizi, benim istediğimi veremiyor. Bu kadar ünlü olmak istemedim. Ben sadece yazdığım şarkılarla gençlere akıl vermek, bunun yanında onların kulağına hoş gelecek şeyler yazmak istedim... Eskisi gibi değiliz Ocean. Keşke eskisi gibi olabilseydik..."

Alnıma değen dudaklarını hissedince gözlerimi kapattım ve birkaç saniye, okyanusun sesinin, Calum'ın kokusunun ve dudaklarının aynı anda kalbimde ve beynimde yarattığı etkinin altından kalkmaya çalıştım. "Tüm o hayranları ve kızların canını yakacak ama... Eğer mutlu değilsen ayrıl Calum."dedim soğukkanlı olmaya çalışarak. "Eminim ki hayranların bunu anlayışla karşılayacaktır."

"Şuan mutluyum. Beni anlayan ve düşüncelerime önem veren birisiyle beraberim."

"Ama gideceksin. Geleceği düşün ve ona göre hareket et Calum Thomas Hood. Ben seni hayatın boyunca mutlu edemem."

Kıkırdayıp elini belimden kalçama götürdü ve hafifçe sıktı. "Tanrıçam sen olduğuna göre, geleceğimde sen olmalısın Ocean Lee Stone."

*****

Tekrar bir Michael Clifford grubu toparlamaya çalışma vakası ile karşılaşmak istemediğim için, güneş batmadan kendi evime gittim. Calum şarkı yazmak istediğini söylemiş, bu yüzden de kendi evine gitmişti. Onu buraya getirmeyi her ne kadar istesem de ünlüydü, işleri ve geçirmesi gereken güzel bir tatili vardı. Onu boğmak ve kendimden soğutmak hiç istemiyordum.

"Anne?"diye içeriye doğru ilerledim. "Odamdayım Lee, bir sorun mu var?"

Rahatça evde dolaşmak için ayakkabılarımı çıkardım ve annemin odasına doğru ilerledim. Bunu ona söyleyebilecek kadar cesaretli bir kızdım. Bunu ona söyleyebilir, onayını alabilirdim. Alabilirdim, değil mi?

Odasına girdiğimde, Lydia ile yatakta uzanıyorlardı. Şaşırmamıştım. Ve umursamadım da. "İşin nasıl gidiyor?"diyerek bir nevi konuşmak istediğim konuyu açtım.

Koyu gözleri merakla parladı. "İyi... Neden?"

"Bir iş buldum. Ama uzakta. Parası oldukça iyi ve tüm o borçları tek başına ödemeye çalışmanı istemiyorum."

Kaşları kalkarken, "Uzakta derken tatlım?"diye mırıldandı Lydia'nın parlak saçlarını okşayarak.

Güzel soruydu. "Belirsiz."dedim dürüst olarak. Calum, bir şarkıcıydı ve çok fazla seyahat ettiğini düşünürsek, olduğu yerler belirsizdi.

"İşi nereden buldun peki?"dedi annem iç çekerek.

Kritik soru. "Komşumuz yardımcı oldu." Hafif alaylı kurduğum cümle ile gözlerini devirdi.

"Lydia, sence ablan gitmeli mi? Gitmesini istiyor musun?"

"Para kazanacaksa gitsin anne. O oyuncağı istiyorum."diyerek Lydia mızmız tavrıyla konuştuğunda tek kaşımı kaldırarak anneme baktım. Eğer Lydia'ya bağlıysa gitmem, neden konuşmuştum ki? Lydia tabii ki de gitmemi isterdi.

"Pekâlâ, Ocean Lee. Her gün durumunu haber vermen şartıyla seni gönderiyorum..."

Bu kadar mıydı yani?

Dudaklarım kıvrılırken şimdiden Calum'ın bunu öğrendiğinde, yüzünde oluşacak ifadeyi hayal edebiliyordum. Calum ile birlikte olacaktım. Ünlü basçı Calum Thomas Hood ve bu küçük merkezin sıradan kızlarından Ocean Lee Stone birlikte olacaktı. Biz beraber olacaktık.

***

lys'den sonra bölüm yaymlayacağımı düşünen iloşa

ZOOAAAOAOAOAAA 

nys

Daddy Issues. [Calum Hood]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin