Herkese merhaba. Niall ın ünlü olduğu bir kurgu ile daha karşınızdayım. Oldukça ilginç bir şey oldu. Ciddiyim. Farklı bir kurgusu var. Textinglerde var. Umarım seversiniz HOME İLE OKUYUN. MULTİYE KOYDUM :)
"Selam Ron!"diye cırlattım
Neşeyle konuştuğumda Ron bana baktı.
Ron her zaman bu restorandaki en çok sevdiğim insanlardan brii olmuştu. Yani sebebini tam bilmiyprdum. Güvenilir, yardım sever ve esprili bir insandı. Onu uzun süredir tanıyordum. Yaz kampından beri ve harika biri olduğunu öğrenmiştim. Artık gay değildi. Başta herkese keskin bakışları ve yeşil gözleri ile kötü çocuk havası tattırmayı başaran Ron aslında çok iyi biriydi. Tabi sık sık maruz kaldığımız esprilerinin berbat olduğunu saymazsak. Tabi bir de kızıl saçları bazen ciddiyetini bozuyordu.Stella ile iki yıldır burada çalışıyorduk. Halimizden memnunduk. Herhangi bir para sıkıntısı çekmiyordum. Standart bir hayatım vardı.
"Selam Angel"dedi Ronald gülümser bir yüzle.
. Tezgaha yürürken ceketimi çıkardım. İçerinin çoktan dolmuş olması beni hiç şaşırtmamıştı doğrusu. Williamsburg günün bu saatlerinde tıka basa olurdu. Tezgahı silmekle meşgul olan Stella nin kolundaki alçıyı fark ettim. On beş dakika da kolunu mu incitmişti yani? Şaşkınlıkla gözlerimi pörtlettim.
"Tanrım Stella koluna ne oldu?!"diye sordum şiddetle.
Bir yandan da ceketimi askılığa astım.
"Agh bir şeyim yok. Yalnızca bu güntemizlik günü ve ben örümcek kolonisi temizlemek istemiyorum."diyerek açıklamada bulundu Stella.
Kahkaha attım. Şey evet bu günün gelmesini büyük bir merakla bekliyordum. Ve sonunda Stella de karanlık tarafa geçmeye karar vermişti.
"Sonunda benden birkaç şey öğrenmiş olman güzel"dedim sinsi bir gülümseme göndererek.
Gülümsedi.
"Biliyorsun Han sana böyle yaparsan zam yapmaz"
Diye uyarıda da bulunmak istedim.Yani ben iki yıldır Han ın bana zam yapmamasını sorun etmiyordum ama Stella edebilirdi çünkü onun beklentileri benimkinden yüksekti.
Han ise en adi hobbit patronlardan biriydi. Dünyada sayılı Hobbit olduğunu da göz önünde bulundurursak Han herkesin hayal ettiği patrondu. Daha çok patron bendim. O minik koreli cin cüce hiçbir şeyi beceremiyordu.
" Yapmak zorunda. Ah bir mini Cooper istiyorum. Ve bir İpad."diye yakındı Stella.
Güldüm. Evet onları herkes istiyordu.
"Hatırlatta Han a Mini Cooper diyeyim."dedim bunu kendi aklımda da bulundurarak. Evet o cin cüceye bu sıfat harika gidersi.
Herhangi bir sipariş şimdilik olmadığından tezgahı silmeye -siliyormuş gibi yapmaya- başladım. Bir yandan da müşterilerin yoklamasını alıyordum. Müşterilerimiz kadrolu insanlardı. Williamsburg daki bütün lüzumsuz serseriler buraya toplanırdı. Yani burası nırmal birinin tercih edeceği cinsten bir lokanta değildi. Daha çok tinerciler. İnsanlar pizzada ne buluyor anlamıyorum. Yani pizzayı bende severim ama üç öğün yiyenler vardı.
Sonunda cin cüce odasından çıkıp güzel yüzünü bize bahşetmeye karar verdiğinde Stella in de benimde dikkatimizi elindeki İpad çekti.
" Han ın bile İpad minisi var"
![](https://img.wattpad.com/cover/72975356-288-k578.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANGEL //horan + 18 {bitti}
Hayran Kurgu"Evet seni yatağımın kenarında soluğu kesilmiş görüyorum Arabamın arka koltuğunda, kafamın arkasında Sesini duyduğumda gülmeden edemiyorum Bu güzel bir ses, güzel bir ses Hey Angel, hey angel Gökyüzüne bakıyor musun?" Her Şarkının Bir Hikayesi Vardır