DÖRT YIL ÖNCE
Merhaba Bayan Angel Moretz. Kamp Oak'a hoş geldiniz. Alt numaralı kabinde
•Avery Lone
•Liam Payne
•Zayn Malikİsimli öğrencilerimiz ile kalacaksınız. Kabin danışmanınız olan Bay Alexander Brio size her zaman yardım etmeye hazır olarak Lider Kabinlerinden 2 numaralı olanda bulunacaktır.
1 Haziran dan itibaren sizi bir ay yirmi beş gün kadar kampımızda konuk edeceğiz.
Kahvaltımız saat 8.00 da başlayıp 9.30 da bitmektedir. Öğlen yemeğimiz 12.30 ile 14.30 arasındadır. Ve akşam yemeğimiz 17.30 da başlayıp 19.00 da bitmektedir. Atıştırmalık otomatları 7/24 açık olacaktır.Her an yardıma hazır olan liderlerimiz
•Elli Shower
•Gwen ShepherdBay Alexander Brip ile aynı kabinde kalmaktadırlar. Aynı zamanda 1 numaralı kabine giderek 7/24
•Lisa Phoebe
•Andrew Mathew
•Hailey Anistonİsimli liderlerimize ulaşabilirsiniz. Etkinlik tabelamız ana binanın duvarında asılıdır. Işıklar akşam 11.00 ile sabah 05.30 arası kapalı olacaktır. Kamp Oak da eğlenmeniz dileği ile...
Tek bir kelimesini bile atlamadığım saçma sapan tanıtımı okuduktan sonra bunu gereksiz yere elime tutuşturup sonra gözden kaybolan adama içimden sövdüm. Yaz kampı. Tanrım yaz kamplarından hep nefret etmiştim. Filmlerden de anladığım kadarıyla oldukça klişeydiler.
Tabi birden gitar çalıp şarkı söylemeye başlamalarını falan beklemiyordum. Ama yinede kamp ateşleri ve etrafında anlatılan hikayeler pek bana göre değildi.
Ama buraya gelmek zorunda kalmıştım çünkü ailem (aile ile kastım alkolik babam) minik bir seyahate çıkmaya karar vermişlerdi. Ve benbabamın saçma tavırlarını bir buçuk ay çekmektense sıkıntıdan patlayacağımdan emin olduğum bu yaz kampında tembellik yapmayı tercih ederdim.
Gerçi parasını henüz ödediğim Netflix imi bıraktığım için fazlasıyla üzgündüm ama...idare edebilirdim sanırım. Elime broşür tutuşturup kaçan adamın tutuşturduğu bir başka kağıda göz attım. Mini bir harita. İşte bu kalacağım yeri bulmama yardımcı olurdu.
6 numaralı kabini aramaya başladım. Bu sırada etrafı da dikkatle inceliyordum. Minik bir orman, göl...buradı cidden filmlerdeki gibiydi. O kadar güzeldi ki cenneti andırıyordu. Tabi ben bu cennette koşup etraftaki insanlar gibi eğlenemeyecek kadar tembel ve rahatıma düşkündüm.
Sonunda kalacağım kabini buldum ve kapıyı açıp içeri girdiğimde gördüğüm şey kelimenin tam anlamı ile bir kaostu. İyi ama burada listedekinden fazla insan vardı. Tamam fazladan bir insan. Fazladan bir kız.
İki kız yastık savaşı yapmakla meşgulken bir oğlan da neşeyle onlara katılmıştı ve etrafta kaz tüylerini hiç umursamadan uçuşturuyorlardı. Oğlanlardan biri ise onlardan tamamen uzak bir biçimde yatağında uzanmış telefonu ile uğraşıyordu.
"affedersiniz"dedim yüksek sesle ama kesinlikle benden beklenenden daha kibar bir şekilde. Herkes dikkatini üzerime yönelttiğinde kızların yastık savaşına katılmış olan oğlan elindeki yastığı bıraktı ve gelip sebepsizce bana sarıldı. Ben şok geçirmek ile meşgulken o "işte yeni kız!"diye cırlattı neşeyle. Kızlardan birinin onu ittirmesi ile de tanrıya şükür ki geri çekildi.
"Ben Avery"dedi uzun koyu kahve saçları olan kız. Vay canına cidden güzeldi. Boy ölçüşemeyeceğim kadar güzel. "Buda Marilyn. Liam ve Ronald. Ödün veremeyecek kadar neşeli ve gay dir."dedi son olarak bana sarılan çocuğu işaret ederek. Zar zor gülümsedim. Evet harika. Yoksa bunlarla mı kalacaktım?
"Memnun oldum. Ben Angel"diyerek kendimi tanıttım. Liam yatağından gülümseyerek kalktı ve...vay canına! Daha önce hiç bu kadar kaslı birini görmemiştim sanırım. Kesinlikle nefes kesiciydi.
"Aramıza hoş geldin"dedi güzel dişlerini gösterircesine kocaman gülümseyerek. Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Eee yatağım hangisi?"diye sorduğumda Avery ile Liam pencerenin yanındaki yatağı işaret ettiler. Çantamı üzerine bırakıp valizimi de yanına koydum.
"Öğle yemeği başladı. Gelmek ister misin?"diye sordu Liam. Eh yakışıklı olduğu kadar düşünceliydi de. Üstsüz halini görmeyi cidden çok isterdim ve bunu germekleştirmek içi göl işe yarayabilirdi. Evet bunu kesinlikle aklımda bulunduracaktım. "Elbette ama giysilerimi yerleştirmem gerek"dedim yüzümü buruşturarak. Daha fazla valizde tıkılı halde dururlarsa kırışırlardı. Valizimi hazırlarken onları katlayarak koyamayacak kadar üşenmiştim işin doğrusu.
"Siz gidin çocuklar. Bizde Angel ile az sonra geliriz"dedi Avery atılarak. Çocuklar bu fikir akıllarına yatmış bir şekilde kulübeden çıktılar. Valizimi yatırdım. Fermuarını açtım ve Avery ile beraber yerleştirmeye başladık. Bana yardım etmesine gerek yoktu aslında ama bir yardımı geri çeviremeyecek kadar yorgun ve ölesiye kahvaltıya yetişmek isteyecek kadar açtım.
"Pekala, Zayn nerede?"diye sordum Avery e. "Diğerleri ile yemeğe erkenden gitti"
"Diğerleri mi?". Sorumun karşılığı olarak başını aşağı yukarı salladı.
"Bizim grubumuz. Söylemeliyim ki hepsi birbirinden şeydir..."cümlesni tamamlayamayan Selena ya merakla baktım. "Seksi ve tatlı" diye bitirdiğinde hafifçe kıkırdadım.
Evet Liam benim için gayet yeterli bir kanıt olmuştu. Kısa bir sessizlik oluştuğunda Avery bunu bozmaya karar verdi.
"Saçların doğal mı?"
Ve işte sonunda beklediğim soru gelmişti. Açıkçası bunu Liam ın ve ya diğerlerinin önceden sormuş olmamasına şaşırmıştım. Açık kahve-kızıla çalan saçlarım fena halde dikkat çekiyordu. Orta okulda hep bana sorun çıkartmışlardı ama liseye başladığımdan beri onlardan memnundum. Beni diğer insanlardan daha özel yapan bir şey olduğunu düşünüyordum.
Bu yüzden burnumu havaya kaldırdım, göğsümü kabarttım ve gururla "evet"dedim.
"Peki gözlerin? Kahveler"diyerek bir diğer önemli noktaya ayak bastı Ave. Omuz silktim. "İlginç bir genim var"
Ve az sonra yerleştirme işlemimiz bitmişti. Herşey hazırdı. Bu yüzden son olarak telefonumu aldım ve Avery ile beraber kulübemizden çıktık. Yemek alanına doğru yürürken sohbet ediyorduk.
"Onları seveceğinden eminim. Hepsi harika insanlardır. İnan bana hayatının en güzel ayını yaşayacaksın. Ve işte"dedi masalardan birinde oturan dört kişilik grubu göstererek. Biri Liam dı. Biri de Ronald. "Sen gelene kadar tek kızdım"
Gözlerimi onlarda gezidirdim. Birinin kısa, koyu kahve saçalrı ve mavi gözleri vardı. Diğerinin ise koyu kahve saçları biraz daha uzun ve kıvırcıktı. Gözleri ise gerçekten güzel bir yeşildi.
"Vay canına cidden...seksilermiş"
![](https://img.wattpad.com/cover/72975356-288-k578.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANGEL //horan + 18 {bitti}
Fanfiction"Evet seni yatağımın kenarında soluğu kesilmiş görüyorum Arabamın arka koltuğunda, kafamın arkasında Sesini duyduğumda gülmeden edemiyorum Bu güzel bir ses, güzel bir ses Hey Angel, hey angel Gökyüzüne bakıyor musun?" Her Şarkının Bir Hikayesi Vardır