---- 3. Bölüm ----
Deniz kenarında oturmuş denizin güzelliğini seyrediyorum. Güneş tepeden vururken deniz ışıl ışıl parlıyordu. Bu ışık ve doğal parlaklık gözümü aldığı için de gözlerimi kısma zorunluluğu hissetmiştim. Denizin tuzlu kokusu ciğerlerimin bilinmeyen loblarına nüfuz ederken martıların sesi kulağıma doluyordu. Bu manzara öyle bir manzaraydı ki takdire şayandı. Gözlerimi kapattım usulca yine denizin o tuzlu kokusunu ciğerlerime çektim ve denize doğru derin bir soluk verdim. Geçmişten bugüne dek ne değiştiği ile ilgili bir sürü soru oluştu. Yine o bilinmeyen loblarda.
" Gerçek dostlarını bulmak için hata yap. " dedi şair. Ben de dedim ki o şaire " hayatımda yaptığım doğru bir şey yok zaten. " hep yanlış yaptım. Hata üstüne hata yaptım. Yeri geldi adam öldürdüm , yeri geldi hırsızlık yaptım.. İşkencenin her türlüsünü kısaca her türlü adiliği yaptım. Bu hatalarıma dahası adiliğime katlanmayan bir insana nasıl da dostum derim bilmiyorum.
Yalnızım.. Uzun zamandır yalnızım.
' Peki rahatsız mısın ? '
' Hayır ! Hiç bu kadar rahat olamadım. Olmadım. '
İnsan yalnızken görüyor iyiyi - kötüyü , doğruyu - yanlışı , eğriyi - büğrüyü.. Etrafında dostun ne kadar çok olursa o kadar uzaklaşırsın hayattan. O kadar koparsın dünyadan. Odaklanırsın sadece dostlarına. Dost dediğin insanlara dahası... düşmanlara.Ayaklarım sudaki soğukluğa zamanla alışıyordu artık onlar da hissizleşmişti denizin farkındalığına. Bulunduğum konuma o kadar çok alışmıştım ki arkamdan bana doğru yaklaşmaya çalışan kişiyi bile fark etmiş fakat tepki vermemiştim. Belki haberim yokmuş gibi davranacak ardımdaki bilinmez şahıs. Sonra arkamdan yaklaşıp bir çocuk moduna girecekti ve beni korkutacaktı. Belki de yanıma gelip
' Nasılsın ?? '
Diyecek. Ve ben yine aynı cevabı vereceğim.....Omzuma konan elle bile sakinliğimi bozmadan muhteşem denize bakmaya devam ettim. Farkındaydım o gelen kişinin. Ne kadar yüzünü görmesemde. Beynim sadece onun gelişini bildirdi bana , sîması ise gözlerime kalmış bir şeydi. Veyahut konuşursa kulağım duyup haber gönderecekti beynime ve beynim ona ait sîmayi hapsedecekti algılama lobuna ben de benimseyecektim o sîmayı o an hissizleşecekti gözlerim. Çünkü ; ben onu tanıyacaktım ve ona bakma eylemine girişmekten vazgeçecektim.
" Nasılsın ? "
Soluk alıp verişi kulağımın derinliklerine kadar işledi ilk önce , sonrasında sorusunu algıladı beynim. Dedi ki ' artık cevap ver şu adama. Tanıyorum. Tanıyorsun. O yüzden , bir sorun yok. '
Beynimin bana bildirdiği sonucu ve işlevini algıladım. Az önce de dediğim gibi yine aynı cevabı verdim.
" Bugün de b*k gibiyim. " eğriye eğri. Doğruya doğru.
" Nasıl geçti ? "
" Her zaman ki gibi işte. Bomba bir şey yok. " sustu , bir şey demedi. Diyemedi belki. Diyemez de zaten. Ne diyebilir ki ' üzgünüm , böyle olmayabilirdi... ' hep aynı şeyler.
" Hayatım boka döndü. Hiçbir şey istediğim gibi olmuyor. Neden bilmiyorum ama olmuyor işte. Tam ' her şey oldu ' derken , yine bok çukuruna düşüyorum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLÜMSE ' N
TienerfictieBile bile gitti. Yanacağımı bile bile. Hep öyle değilmiydi zaten? Hep o gidiş acıtmadımı insanın canını , ölümden beterdi arkasını dönüp gidişi. AŞK NEDİR? Aşk başlı başına yanmaktır. Onunla yada onsuz yanmak değil , başlı başına yanmaktır. 'Sonsu...