1.Bölüm: Sıradan Birgün

40 8 2
                                    

Kulağıma gelen alarm sesiyle uyandım. İşte bundan nefret ediyordum. Hemen kalkıp tuvalette işlerimi hallettim. Aşağıya inip kendime bişeyler hazırlayıp atıştırdım. Saat 9'a geliyordu. Hemen hazırlanıp çıktım.

Garajdan motorumu çıkarıp restorana sürdüm. Restoran 9 da açılıyordu. İki katlı şirin bir yerdi. Sabah-tan kahvaltılık bişeyler verilirken öğleden sonra yemek veriliyordu. Restorana yakın iş yerleri vardı. Bu yüzden öğleden sonra masalar dolu oluyordu. Restoran Ayça'nındı. Bizde Mert ile uzun süredir burada çalışıyorduk.

Düşüncelerimden kurtulup motorumu park ettim. İçeriye girdim daha gelen yoktu. Kasaya bakınca Ayça'nın orda hesap yaptığını gördüm. Her zamanki Ayça işte.

"Günaydın" diyince yerinden zıpladı. Sanırım korkmuştu.
"Günaydın. Beni korkuttun. Ne zaman geldin sen?"
"Şimdi geldim. O kadar konsantre olmuşsun ki kapı sesini bile duymadın." dedim.
"Hesap yapıyordum sadece, neyse sen içeri geç birazdan müşteriler gelmeye başlar."
"Emredersiniz komutanım"asker selamı vererek içeri geçtim önlüğümü taktım. Masaları temizlemeye başladım. Biraz sonra tüm çalışanlar geldi. Tabi ki en son Mert. Hemen ardından müşteriler gelmeye başladı. Ben ilk katta çalışıyordum. Mert ise ikinci katta. Müşterilere bakmaya başladım.

Masa 2 kahvaltı tabağı istemişti onu mutfağa söyleyip masa 5 in hesabını verdim. Saat 12 gibi masalar tam doluydu. Masa 1 patates kızartması istedi. Mutfağa söyledim. Masa 7 ye hesabı verip mutfaktan masa 1'e yemeğini verdim.

Akşama kadar bu sıklıkla aynı şeyleri yaptım. Akşam masalar boşalmaya başladı. Onları temizledim. Paydos saatinde kimse kalmamıştı. Ayça ile konuşan Mert'in yanına gittim.
"Ne konuşuyorsunuz bakalım" diye sordum.
"Bu akşam bize gidelim diyoduk. Annem çağırdı meşhur böreğinden ve tatlısından yapmış. Gelir misin?"diye sordu Ayça.
"Lütfen gidelim Melek. Biliyorsun Ayşe teyze sen olmadan bana börek falan vermiyor. Lütfen lütfen lütfen..."diye sıralamaya başladı Mert.
"Of tamam tamam gidelim. Ama fazla duramam ben. Ona göre ha."dedim. Aslında çok yorgundum gitmek istemiyordum ama Mert'i kırmak istemedim. Üstelik o benim için birçok şey yapmışken.

Hazırlanıp yola çıktık. Ben motorumla giderken, onlar Mert'in arabasıyla gidiyorlardı. Eve gelince motoru kenara park ettim. Kapıyı çaldık. Kapıyı üstü başı unlu bir Ayşe Teyze açtı. Ayça ve Mert bir anda kahkaha atmaya başladılar. Bense sadece tebessüm ediyordum.
"Ne gülüyorsunuz siz. Komik birşey mi var?"diye sordu Ayşe teyze. Ayşe ve Mert gülmekten cevap veremiyorlardı.
"Yüzüne un bulaşmış Ayşe teyze. Bu yüzden gülüyorlar."dedim.
Ayşe teyze bir anda beni kolumdan tutup içeri çekti ve kapıyı Ayçaların yüzüne kapattı. Ben şaşkınca bakarken Ayşe teyze sırıtıyordu. Olayın şokundan çıkan ilk Ayça oldu.

"Anne ne yapıyorsun? Açsana kapıyı ya" diye isyan etmeye başladı. Mertte ona katıldı. Biraz orda kalında aklınız başınıza gelsin. Sıpalar." diye seslendi ve beni mutfağa çekiştirdi.
"Sen otur kızım Şuraları sileyim sonra sıpaları içeri alırız."dedi.
"Tamam Ayşe teyze "dedim. 5 dakika sonra masa ve Ayşe teyze tertemizdi. Kapıyı açıp Ayça ve Mert'i içeri aldı.
"Uufff kıçım dondu valla Ayşe teyze ya"diye isyan etti Mert.
"Bi daha bana gülünmeyeceğini anladınız inşallah?"
"Evet , evet çok iyi anladım Ayşe teyze hadi şimdi böreği yemeye başlayalım."dedi Mert. Ayşe teyze şefkatli bir anne gibi önce Mert' in sonra Ayça' nın başını öptü. İşte bu manzara bana geçmişimi hatırlattı. Eskiden ailemle olan anılarım gözümün önünden geçti. Annemde başımı böyle öperdi. Babamda bana şefkatle sarılırdı.Ve kardeşim... Gözümden bir damlayı akmasına izin verdim. Kafamı kaldırınca bana bakan üç çift gözle karşılaştım.
"Özür dilerim ben sanırım gitsem iyi olacak iyi geceler. Tekrar Özür dilerim Ayşe teyze."dedim ve seslenmelerini duymazdan gelerek kapıdan çıktım.

Yüzüme vuran rüzgârla birlikte bir damla daha aktı gözümden. Motoruma binip eve geldim. Burası ailemden kalan tek şeydi. Üstümü değiştirip salondaki koltuğa oturdum. Çekmeceden fotoğraf albümünü alıp bakmaya başladım. Bebeklik fotoğraflarımdan lise fotoğraflarıma kadar hepsine baktım. Diğer albümü aldım elime. Üstünde yazan yazıya takıldı gözüm. Gökçe yazıyordu. Açtım ilk sayfasını ve sonra diğerini. Her açtığım sayfada bir damla izinsizce damladı sayfaya. Sanırım bu gece bana uyku yoktu. Geçmiş, geçmiş olabilirdi ama hala acılarını, anılarını hissediyordum.

Siyah MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin