12.Bölüm: Balo

4 1 1
                                    

Sabah öğlene doğru kalkıp kahvaltımızı etmiştik. Sonra da hazırladığımız bavulları arabaya yerleştirip evi kitleyip yolculuğa başlamıştık.

Yaklaşık yarım saat sonra ise gelmiştik. Önce benim evime gelmeyi istemiştim. Sonra Burağın evine ve ordan da restorana.

Eve girince özlediğimi farkettim. Hemen oyalanmadan bavulu yukarı çıkarıp boşalttım. Burak aşağıda beni bekliyordu. Üzerimi değişip aşağı indim.
"Ben hazırım. Gidebiliriz." Kafasıyla onayladı.

Arabaya binip bu sefer Burağa gitmeye başladık. Evlerimizin arası fazla yoktu. Gelince arabayı park etti.
"Gelecek misin?"
"Yok sen çık gel. Gene gene inmeyeyim şimdi."
"Tamam canım. Fazla sürmez."diyerek evine gitti. Fazla sürmeden geldi. Üzerini değişmişti. Mavi dar bir tişört ve dar bir kot. Tanrım ne kadar yakışıklıydı. Ama sadece benimdi.

Şimdiye kadar onu korumam gereken herhangi bir kız vakasıyla karşılaşmamıştım ama yine de dikkatli olmalıydım. Evet kıskançtım. Ama diğerlerinden farklı bir kıskançlıktı. Ben kıskandıysam sorunu ayrılmaya kadar götürebilirdim. Ve ihaneti affetmezdim. Buraktan böyle bişey beklemiyordum ama ne olacağı belli olmazdı.

Burak arabayı çalıştırdı. Artık işe dönme vaktiydi. Şu iki gün çok güzel geçmişti. Ve hiç bitmesin istemiştim. Ama vakit boldu.

Sessiz geçen yolculuktan sonra restoranın önüne durdu. İkimizde indik içeriye girdik. İçerisi yine doluydu. Kasada duran Ayça bizi fark edince hemen koşarak yanımıza gelmeye başladı. Hemen sarıldı. Bende ona sarıldım. Çok özlemiştim. Uzun bir sarılmadan sonra ayrıldık.
"Hoşgeldiniz çifte kumrular. Ay çok özlemişim kızım. Neyse gelin oturalım."
"Hoşbulduk. Ama size doyum olmaz Ayça ben gidiyim. Şirkette işlerim var ama sözüm olsun."
"Tamam Burak o zaman yarın akşam birlikte bişeyler yapalım olur mu?"
"Tamam olur. Neyse görüşürüz. Görüşürüz sevgilim."diyerek yanağımdan öptü. Bende onu öpünce kapıdan çıkarak gitti. Aynı zamanda Ayça da beni kolumdan tutarak çekiştirmeye başladı.

Arkadaki Ayça'nın odasına girince hemen koltuklara oturduk.
"Ee anlar bakalım. Tatil nasıldı. Neler yaptınız?"
"Tatil iyiydi. Bişey yapmadık. Denize falan girdik. Dolaştık. O kadar yani."
"Bu kadar mı? Ağzından da kelimeyi cımbızla alıyoruz yani Melek. Nerelere gittiniz. Başka neler yaptınız."

Bunu söylerken gözlerini kocaman açıp garip sesler çıkarmaya başladı. Ah sapık bir Ayça.
"O manada bişey yapmadık Ayça. Denize girdik. Lunaparka gittik. Deniz kenarında yürüdük. Falan filan."
"Tamam. Neyse sen bugün çalışma. Yarın başlarsın."
"Tamam. Mert nerde bu arada?"
"Ah o bugün izinli. Esra ile sinemaya gittiler."
"Vay işler ilerledi demek. Peki senin aşk işlerin nasıl? Telefonda fazla soramadım ama şimdi söyle bakalım."
"Neyi söyleyeyim ya. Sadece bir akşam yemeğe çıktık. O kadar."
"Emin misin?"
"Yani yemekten sonra deniz kenarında oturduk biraz sonra o beni eve bıraktı. Eve girmeden önce de...."
"Ne?"
"Veda öpücüğü. Sadece yanaktan."
"Oooooo. Sizin işte ilerliyor. Peki ona karşı ne hissediyorsun?"dedim ciddileşerek.

Bu konu da Ayça biraz tereddütlüydü. Eski sevgilisi onu aldatmıştı. O günlerde Ayça'yı zor toplamıştık. Mert ve ben adamı dövmüştük. Adam da korkarak şehir değiştirmişti.

Neyse Ayça biraz düşünerek cevap verdi.
"Bilmiyorum Melek. Eskisi gibi olmasından korkuyorum. Sanırım hoşlanıyorum ama güvenemiyorum. İçimde ki sesler susmuyor. Düşündükçe dibe batıyorum. Ne yapmam gerektiği hakkında hiç bir fikrim yok."dedi dalın sesle.
"Bak Ayça her erkek aynı değildir. Belkide bu senin için doğru insandır. Belki de değildir. Ama bunu şimdi düşünmemelisin. Bence oluruna bırakmalısın. Ne olacak diye düşünmeden. Kendini kaptırmadan."
"Teşekkürler."diyerek bana sarıldı. Bende ona sarıldım. O mutlu olmayı hak ediyordu.

Siyah MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin