11.Bölüm: Tatil

14 1 1
                                    

Sabah Burağın acı inleyişiyle kalktım. Tabi kide onu yere atmıştım.
"Burak. İyi misin."
"Ah iyiyim. Ahh."diyerek kalkmaya çalıştı. Yardım edeceğimi düşünmüyordum ama yinede sordum.
"Yardım ister misin?"
"Ah hayır sen yaralısın. Dikişlerin açılabilir. Kalktım zaten." Sırtını tutarak yanıma geldi. Gerçekten acımış olmalıydı.

Telaşla sordum.
"Sırtın mı acıdı? Ah ben sana demedim mi ama yanımda yatmamalıydın. Acıyor mu?"diyerek elimi sırtında gezdirmeye başladım. Sırıtmaya başladı.
"Endişelendin mi güzelim." Elimi aniden sırtına geçirdim. Acıyla inledi. Şimdi sırıtma sırası bendeydi.
"Ah napıyosun Melek ya. Acıdı."
"Bişey olmaz sen iki canlısın. Biri sen biri de egon."dedim.

Öğlene kadar tatlı atışmalarla geçti. Öğlen odam Burağın ailesi ve arkadaşlarım ile istila edilmişti.
Lale Teyze benim için yemek yapmıştı. Sarmalar, tatlılar.. Ama benden çok Mert ve Burak yemişti. Açlar.
"İyisin dimi Melek kızım."
"İyiyim Lale teyze. Yaptıkların çok iyi geldi. Teşekkür ederim."
"İyileştiğini zaman bizim eve de bekleriz. Hem artı yabancı değilsiniz."diyip bıyık altından sırıttı. Ah Lale hanım ve imaları.
"Tabii"

Sonra onlar gitti. Burak yine benimle kalıyordu. Zaten yarından sonra çıkıyordum. Sormak istemiyordum ama sormalıydım.

Burağa döndüm.
"Burak. Musallata ne oldu?" Musallat kelimesini duyunca kızdığı belliydi. Ama sakinleşerek cevapladı.
"Polisler onu yakaladı. Zaten birkaç sabıkası varmış. Sende hastaneden çıkınca ifade vermek için karakola uğrayacaksın. Birlikte gideriz hallederiz."
"Tamam."
"Bak ne diyeceğim?"
"Söyle bakalım."dedim dikkatimi ona vererek.

"Hastaneden çıktıktan sonra iki günlüğüne bir yerlere gidelim tatil gibi ne dersin?"
"Aslında emin değilim. Fazla aylak kaldım. Çalışmalıyım."
"Hadi ama tatilden sonra çalışırsın. Hem baş başa kalmış oluruz."
"Hmm Esralar falan gelmicek mi?"dedim.
"Tabi kide hayır. Onlar gelirse özellikle Mert ve Esra tatil olmaz."
"Tamam gidelim o zaman."
"Hadi ama itiraz etme işte ne gü... Ne. Ne dedin sen? " sonradan fark etmişti.
"Sadece sana kıyamadım."diyerek yanağına öpücük kondurdum.

~~2 gün sonra~~

Hastaneden çıkmıştık ve şimdide arabayla gidiyorduk. Burak ve ben. Onların yazlıklarına gidiyorduk. Evden birkaç parça kıyafet alarak yola koyulmuştuk.

Esra ve Mert tabi ki gelmek istemişti. Ama biz reddettik. Baş başa kafa dinlemeye gidiyorduk.

Burak yoldan sola sapıp ilerlemeye başladı. Sanırım yaklaşmıştık. Biraz sonra Burak iki katlı evlerin birinin önünde durdu.
"İşte geldik."

Arabadan inip bagajdan bavulları aldık. Eve doğru yürüdük. Burak kapıyı açıp girdi. Bende onu takip ettim.

O yukarı çıkarken ben etrafı inceliyordum. Mutfağı bulup elimdeki poşetleri oraya bıraktım.

Yukarı çıkıp Burağın girdiği odaya girdim. Eşyaları yerleştiriyordu.
"Ben nerde kalıcam? "
"Burda."
"Peki sen nerde kalıcaksın?"dedim.
"Burda."
"Seninle kalmak istediğimi kim söyledi."dedim muziplikle. Kafasını kaldırıp bana baktı.
"İstemiyor musun?"dedi. Sanırım şaka yaptığımı anlamamıştı.
"Bilemiyorum. Yatak rahat değilse yatmayabilirim."dedim.

Aşağı indim. Mutfağa girip bişeyler hazırlamaya başladım.

Biraz sonra belimde eller hissettim. Burak bana arkadan sarılarak başını omzuma yasladı. Bu an öyle huzurluydu ki hiç bozulmasını istemiyordum. Kısa zamanda böylesine alışmak iyi miydi kötü mü bilmiyorum. Ama bozulmasını istemiyordum.

Yemek hazır olunca yemeğimizi yemiş ve mısır patlatıp film izlemeye başlamıştık. Ben macera derken o korku filmi diyordu. Tabi kide benim istediğim oldu. Klasik bir macera filmi izliyorduk. Polisler ve suçlular.

Siyah MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin