10.Bölüm: Vurulma

17 2 0
                                    

Gözlerimi açtığımda boş bir odayla karşılaştım. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırıp daha iyi görmemi sağladım. Başım acıyordu. Ellerimi kıpırdatmak istedim ama yapamadım. Ellerim bağlıydı ve ayaklarımda. Bir sandalyeye bağlanmıştım.

En son hatırladığım Musallat'ın evimdeki koltukta oturduğuydu. Ve adamlarının beni bayılttığı.

Sinirle sallandım ama bu benim zararıma oldu. İpler ellerimi kesiyordu. Bunlardan kurtulmam imkansızdı. Saat kaçtı bilmiyorum ama küçük pencereden sızan ışığa göre saat 6-7 gibi bişeydi. Güneş doğmuştu. Etrafa bakındım.

Odanın ortasındayım. Karşımda bir masa ve çaprazımda ben eskiyim diye bağıran bir koltuk vardı. Başkada birşey yoktu.

Acaba kaçırıldığımı anlamışlarmıydı. Bu saatte uyuyor olurdum. Ama bu sabah Burağı iş için kaldırmam gerekti. Kesin kalkamamıştı.

Burdan nasıl çıkacağımı düşünmeye başladım. Sanırım burası Musallat'ın eviydi. Düşünmeye devam ederken kapı gıcırdayarak açıldı. Musallat ve iki tane adam girdi.
"Ooo uyuyan güzel uyanmış. Neden seslenmedin kahvaltını getirirdik."diye kendince espri yaparak kahkaha atmaya başladı. Cevap vermedim.
"Neden konuşmuyorsun. Yoksa bize küstünmü. Ahahhahahahh" Kocaman adam ki bu adam gerçekten kocaman dudak büzüp kahkaha atıyordu. Ona aldırmadan kafamı küçük cama çevirdim.

Ellerini çeneme koyup yüzümü çevirdi. Sinirle tısladım.
"Sakın bir daha bana dokunma. Pislik herif." Sinirle bir tokat attı. Gülmeye başladım. Şaşkın bir ifadeyle bakmaya başladı Deli olduğumu düşünüyordu. Gülmeyi kesip ciddi bir hal aldım.
"Yeter. Eğer yanlış bir hareket yaparsan ölümünü erkene çekersin. Ve inan bana seni erken öldürmek istemem. Acı çekerek ölmeni istiyorum." Söyledikleriyle donup kaldım. Ama belli edip onu sevindiremezdim. Gülmeye başladım.
"Korkmuyor musun Kaplan?"dedi.
"Senden korkan senin gibi olsun. Piç." Yüzüme bir tokat daha atarak adamlarına komut verdi.
"Ben gelene kadar istediğinizi yapabilirsiniz."

~~Burak~~

Sabah telefonumun ısrarla çalmasına uyandım. Ah tatlı uykum. Telefona baktığımda sekreterimin aradığını gördüm. Saate baktığımda hemen yataktan fırladım. Telefonu açtım aceleyle.
"Alo Burak bey toplantıya 10 dakika var. Sizi şirkette göremeyince aramak istedim. İyi misiniz?"
"İyiyim Tuğba. Ah tanrım hemen geliyorum. Eğer yetişemessem 5-10 dakika oyala onları. Geliyorum." Telefonu kapatıp banyoya girdim. İşlerimi halledip dün hazırladığım lacivert takımımı giydim. Saçıma şekil verdim. Telefonumu cüzdanımı alıp iş için gereken dosyalarıda alıp evden çıktım. Umarım trafik yoktur diyerek arabama bindim. Hemen iş yerine gitmeye başladım. Sabah Meleğin beni uyandırması gerekiyordu. Uyuya mı kalmıştı acaba ? Uyuyakalması imkansızdı. Erken kalkıyordu. Acaba bişey mi olmuştu. Telefondan Sevgilim yazısına tıklayıp beklemeye başladım. Ama açan olmadı. Toplantıdan sonra evine gitmeye karar verdim. Arabayı park edip içeri girdim. Hemen toplantı odasına geçtim. Tam zamanında gelmiştim. İçeri girip adamları selamlayıp toplantıyı başlattım. Bu iş önemliydi. Ve bu işi almalıydık.

~2 saat sonra~
Toplantıyı bitirip odama geçtim.İşi almıştık. Toplantı boyunca telefonum titremişti ama açamamıştım. Koltuğuma oturup telefonuma baktım. 10 Cevapsız arama. 4 tanesi Mert'den 6 tanesi Ayça'dan dı. Bişey mi olmuştu acaba.

Hemen Mert'i aradım.
"Alo Burak Melek senin yanındamı?"
"Hayır. Sizinle değil mi?"
"Hayır bizimle değil. Bugün işe gelecekti. Ama kaç saat oldu gelmedi. Normalde tam zamanında gelir. Erken kalkar fazla uyuyamaz. Ama arıyoruz açmıyor. Bir yere gidecekmiydi haberin varmı?"
"Hayır haberim yok. Bu sabah beni saat 7 de kaldırması gerekiyordu. Ben erken kalkamadığım için o beni kaldıracaktı. Ama kaldırmadı. Uyuyakalmıştır dedim. Aradım ama açmadı."
"Hemen buraya gelmelisin Burak. Meleğin başına bişey gelmiş olabilir."
"Tamam hemen geliyorum." Telefonu kapatıp odadan çıktım.

Siyah MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin