8.Bölüm: İlk Öpücük

16 3 0
                                    

Sabah zilin ısrarla çalmasına kalktım. Hadi ama bana rahat bir uyku uyutmayacaklardı. Sinirle kalkıp kapıyı açmaya gittim. Üzerimde siyah şortlu takımım vardı. Kapıyı sinirle açıp bağırmaya başladım.

"Ne var be. Ne var. Bir uyutmadınız." Sonra kapıdakiyle göz göze geldim. Burak.
"Burak..."dedim şaşkınca.
"Melek...."
"Şey ben senin olduğunu bilmiyordum. Pardon. Sabahları biraz sinirli olurum da."
"Önemli değil bugün işe gidecektin ya önceden kahvaltı yaparız diye geldim.  Sana sormadım ama olur mu?"
"Aaa tabi olur. Geç içeri. Ben üstümü değişip geliyorum."diyerek yukarı çıktım. Üzerime siyah kot ve tişört giyip aşağı indim.
Burak mutfakta aldığı poğaçaları tabağa koyuyordu. Yanından geçip ocağa çayı koydum. Dolaptan kahvaltılıkları çıkarıp masayı hazırladık. Çayda olunca oturup birlikte kahvaltı etmeye başladık.

Sessiz geçen kahvaltıdan sonra hazırlanıp çıktık.
"Seni ben bırakırım?"soru sorar gibi söylemişti. Yüzüne bakınca kabul etmemi istediğini gördüm. Cevabımı bekliyordu. Ona bir şans vereceğimi söylemiştim kendime. Neden olmasın?
"Peki."diyerek arabaya yöneldim. Açıp yolcu koltuğuna oturdum. Ama Burak hala aynı yerde şaşkınca bana bakıyordu. Bu haline gülümseyip hadi der gibi elimi salladım. Gülümseyerek arabaya bindi.

Sürmeye başladı. Bir kırmızı ışıkta durunca bana bakmaya başladı.  Bende ona baktım.
"Teşekkür ederim."
"Ne için?
"Benimle gelmeyi kabul ettiğin için."
Sadece gülümsedim. Restoranın önüne gelince indim. Kapıyı kapamadan önce ona doğru döndüm.
"Saol. Bıraktığın için."
"Bişey değil. Ee şey istersen çıkışta bişeyler yapabiliriz. Ama istersen. İşin varsa sorun de..."
"Saat 8.30 da paydos yapıyoruz. Ona göre gel." Cevap vermesine müsaade etmeden kapıyı kapatıp.

İçeri geçtim. Girer girmez üstüme atlayan Ayça ve Mert ile az daha düşüyordum. Kollarından kurtulunca derin nefes aldım.

"Ne yapıyorsunuz siz. Beni öldürmek mi istiyorsunuz?"dedim yapay bir sinirle.
"Seni merak ettik Melek. Ondan yani. İyi misin? Ağrın varmı? Dün gece noldu? Burak nerde? Yoksa siz...."
"Ayhhh. Bir sus kızım. Bir sus. Allahım sen bu kıza bu kadar çene vereceğine biraz akıl verseydin ya."diye yakındım. Mert sırıtırken Ayça ise somurtuyordu. Sonra işe başladık. Sahi ben akşam Burağı ne diye çağırmıştım. Bir anlık cesaretle. Düşünmemeye çalışıp işe döndüm.

Öğlene kadar yoğun bir şekilde çalıştık. Öğlen moladayken telefonum çaldı. Eraydı.
"Alo Esra?"
"Melek abla naber?"
"İyi. Sen?"
"Bende iyiyim. Bişey mi oldu?"
"Ee şey Kenan varya hani eski sevgilim olan. O içerden çıkmış."
"Nasıl çıkmış ya."diye bağırdım. Fazla bağırdım sanırım. Ayçalar merakla bana bakmaya başladı.
"Sadece uyarı almış. İşin içine birazda para girince.."
"Dikkat et Esra. O adam tekrar sana bulaşabilir. Abinlerin haberi var değil mi?"
"Evet. Melek abla sende dikkat et. Kenan takıntılı ve tehlikeli biridir. Sana da bulaşabilir. İnsanların içinde onu aşağılamana kızmış olabilir. Sende dikkat et lütfen."
"Tamam. Sende bir süre evden dışarı tek başına çıkma. Tamam mı?"
"Tamam Melek abla. Saol."
"Hadi. Benim işim var. Görüşürüz. Söylediklerimi unutma. Annenlere de selam söyle."
"Tamam. Görüşürüz." Kapatınca jeton düştü. Annenlere selam söyle mi? Sanki 40 yıllık tanıdık gibi. Noluyordu bana ya. İyice aklımı kaybetmeye başlamıştım. Hepsi Burağın suçuydu. Merak içinde bakan arkadaşlarıma olanları anlattım. Mert sinirlenmişti. Sahi bunlar arasında bişey olmuşmuydu. Sanırım mesajlaşıyorlardı. Mert'e döndüm.

"Siz ikiniz nesiniz?"diye saçma bir soru sordum.
"Ne." O da anlamamıştı zaten.
"Sen ve Esra. Şuan nesiniz? Yani hala mesajlaşma aşamasında mısınız?"
"Evet. Ama yakında inşallah abiniz çıkma teklifini çakacak."
"Ve abileride sana çakacak."dedim kıkırdayarak.
"Bende bundan korkuyorum. Yani abilerinden değilde. İzin vermemelerinden korkuyorum."
"Korkmana gerek yok. Esra'ya bişey yapmadığın sürece sıkıntı yok. Esra söyledi böyle durumlarda medeni bir şekilde yaklaşıyorlarmış. İş farklı aşamalara gelince onlarda farklılaşıyorlarmış."
"Ee mesela ne?"
"Mesela el ele tutuşmaktan öteye gidemiyormuşşun. Yoksa.."elimle başımı keser gibi yaptım. Önce titredi. Sonra göğsünü gererek konuştu.
"Onlardan korkan onlar gibi olsun lan."diye kıroca konuştu. Kahkaha attım. Şebek.

Siyah MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin