9. Bölüm: Musallat

11 2 1
                                    

Spor salonuna girip önümden geçen bir çocuğu durdurdum.
"Zack burda mı? Beni çağırmıştı. Kaplan ben."diye kendimi tanıttım. Kafasını sallayıp önden yürümeye başladı. Bende onu takip ediyordum.

Bu sabah yine Burak aynı saatte gelmiş ve kahvaltı etmiştik. Sonra o beni restorana bırakmıştı. Bende Ayça'dan öğlen için izin almıştım. Ve Zack'in yanına gelmiştim.

Çocuk bir odanın kapısını tıklayarak girdi. Hemen sonra gelip beni çağırdı. İçeri girdim. Zack içerde oturuyordu.
"Hoşgeldin Kaplan."
"Hoşbulduk Zack. Naber."
"İyidir. Senden naber. Musallatı pert ettiğinden beri ortalıkta yoksun." Sırıttım.
"Musallat zor bir rakipti. Biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı." Çekmeceden paramı çıkartıp önüme koydu.
"Al bakalım. Hakettin. Ama dikkatli ol. Birkaç gündür Musallat seni sorduruyor. Geçen gün buraya da geldi. Fazlasıyla sinirliydi. Seni sordu. Ne için dedim. Sadece merak dedi. Ama bu işin altında bişey var. Onu fazla kızdırmışsın. Başına bela olabilir."

Ah bi bu eksikti. Tam herşey yolunda derken illa pürüz çıkıyordu. Aslında böyle bişey olacağını tahmin etmiştim. Adamın ismi bile ben tehlikeyim diye bağırıyordu. Ama gururum ve inadım yüzünden maça çıktım. Pişman değildim. Bana bişey yapamazdı. Ama eğer sevdiklerime bişey yaparsa o zaman kahrolurdum. Onlara bişey olmasına izin vermeyecektim. Başka birini daha kaybedemezdim. Bu yüzden onları koruyacaktım.

"Merak etme dikat ederim. Dediğim gibi bana birkaç hafta maç ayarlama. Bişey olursa haberleşiriz. Musallat yine beni sorarsa haberim olsun. Görüşürüz dostum."diyerek yumruğumu uzattım. Yumruklarımızı tokuşturduk.
"Görüşürüz Şampiyon."

Sırıtarak odadan çıktım. Koridoru aşıp çalışma alanına geldim. Tam çıkışa varmışken ismimi duydum. Arkamı döndüm. Karşımda yüzü morluklarla dolu ve kolu alçıda olan ama sırıtarak bana bakan Musallat vardı. Şimdi karşılaşmak zorunda mıydık? Sırıtmaya başladım. Sırıtması soldu.
"Neden sırıtıyorsun sen?"dedi kızgınca.
"Mor yakışmış."dedim. Burnundan solumaya başladı.
"Bana bulaşmakla hata yaptın. Başına büyük bela aldın güzelim. Sana yazık olucak."
"Ne istiyorsun seni bi daha dövmemi mi? Morlukların kırmızıya dönmesini mi?"diye sordum. Sinirle atılarak kolumu tuttu. Sıkmaya başladı.
"Hemen kolumu bırak seni pislik."
"Kızı duydun Musallat. Burda böyle zorbalık yapamazsın." Zack yanımıza geldi ve kolumu kurtardı. Musallat buralarda sevilmezdi. O yüzden şuan da bana bişey yapamazdı.
"Bu iş burda bitmedi. Kendini kolla. Bir bakmışsın elime düşmüşsün."Sırıtarak kapıdan çıktı.

Kolum hafif kızarmıştı. Umursamadan Zack'e döndüm.
"Teşekkür ederim Zack. Sana borçlandım."
"Borç falan yok Kaplan. Dikkat et. Musallat dediğini yapar. Yakında yine karşına çıkar. Kendini korursun ama yinede dikkat et. Sağı solu belli olmaz. Yardıma ihtiyacın olduğunda kapım sana her zaman açık.
"Saol dostum. Sende dikkat et. Benim yüzümden onu karşına aldın. Sana da zarar verebilir."
"Merak etme. Görüşürüz. Dikkat et. Söylediklerimi unutma." Kafamı sallayarak selam verdim.

Salondan çıkınca sessizdeki telefonumu kontrol ettim. 5 cevapsız çağrı. Hepside Buraktandı. Hemen geri aradım. Ona haber vermemiştim. Beni merak etmiş olmalıydı.
"Alo Melek. İyi misin? Niye telefonlarıma cevap vermedin. Seni merak ettim. Bişey oldu zannettim?"
"Burak iyiyim. Sadece küçük bir işim vardı. Şuan restoranda değilim. Telefonum sessizdeydi. Meraklandırmak istememiştim."
"Ah tamam güzelim. Bi dahakine haber ver ama meraktan öldüm. Neyse nerdesin?"
"Restorana gidicem Ayça'dan izin almıştım ama yinede bir uğrayım. Sen nerdesin?"
"Bende şirketteyim. Sıkıcı bir toplantıdan çıktım. İşim bitti. Birazdan eve geçicem. Aslında madem Ayça'dan izin aldın niye bana gelmiyorsun. İstersen seni almaya gelirim."
"Hmm aslında olabilir. İznimi boşa harcamamış olurum. Ben gelirim. Sen adresi at."
"Tamam sevgilim adresi atarım. Bende şimdi çıktım. Evde görüşürüz."
"Görüşürüz."telefonu kapatıp caddeye çıktım.

Siyah MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin