5.Bölüm: Kıskançlık ve Kavga

27 7 0
                                    

Sabah zilin ard arda çalınmasıyla uyandım. Az daha kapıyı açmaya giderken merdivenlerden yuvarlanıyordum. Bu saatte kimdi bu? Alacaklı gibi çalıyordu. Sonunda kapıyı açınca karşımda sırıtan bir Ayça vardı. Bugün pazardı. Pazarları çalışmazdık. Genelde buluşur bişeyler yapardık. Zorla. Üşengeç bir yapım vardı. Bu yüzden sürükleyerek de olsa beni zorla istedikleri yere götürürlerdi. Ama saat daha erkendi. Ve benim bu saatte kalkmayacağımı bilirlerdi.

"Beni içeri almayacak mısın kız? Kapıda kaldık. Hem sen daha hazır değilsin? Yeni mi uyandın yoksa?" Dehşet içinde sorduğu soruları bıkkınlıkla yüzüne bakarak bitirmesini bekledim. İçeri geçerek koltuklara oturduk.
"Ne için hazırlanmam gerekiyordu. Ayrıca bu saatte beni uyandırmaman gerektiğini bilmiyor musun sen?"
"Üzgünüm ama bugün istisna yapman gerekiyor. Bi yere gidicez.  Ayrıca dün gece mesaj atmıştım sana. Bakmadın mı?"
"Hayır gelirgelmez yattım. Telefonun nerde olduğunu bile bilmiyorum. Nereye gidiyor muşuz? "
"Dün ayrılmadan önce Esra'dan bugün için söz almıştım. Gezicez. Ve sende geliyorsun."
"Ah tanrım. Neden ben? Off tamam biraz bekle hemen gelirim."
"Güzel giyin. Sürekli siyah giyip durma"dedi Ayça.
"Ben siyahı seviyorum. Hem siyah giyince güzel olmuyor muyum ?"diye sordum.
"Tabi ki güzel oluyorsun. Sen normal halinle bile güzelsin. Ama ne biliyim sana cıvıl cıvıl renklerde yakışır. Gerçi bunları söylesem bile bildiğini okuyacaksın."
"Beni iyi tanıyorsun dostum." Yanağından makas alarak merdivenlere yürüdüm. O ise söylenmeye devam ediyordu.Kısa  bir duş aldım.

Çıkınca dolabımın karşısına geçtim. Tabiki yine siyah giyecektim. Ama bu sefer bir istisna yaparak güzel bişeyler giymeye karar verdim. Siyah iç çamaşırlarımı giydim. Sonra beyaz bir büstiyer ile  siyah yüksek bel etek giydim. Elbise gibi görünmesi için kahverengi bir kemer taktım. Altına siyah topuklu botlarımı giydim. Yanıma siyah ceketimi alarak aşağı indim. Ayça beni görünce şaşırdı tabi. Fazla böyle giyinmezdim. Rahat giyinmeyi tercih ederdim.
"Vaov kız çok güzel olmuşsun. Ne cevherler varmış sende be."
"Abartma Ayça. Hadi gidelim. Oralarda bişeyler atıştırırız."
"Tamam hadi çıkalım." Kapıyı kitleyip çıktık. Motora etekle binemeyeceğimiz için taksi çevirdik.

Alışveriş Merkezine gelince parayı ödeyip indik. Ayça telefonuyla birini aradı. Sanırım Esraydı. Telefonu kapattı.
"Yukarıdaki bir yerde oturuyorlarmış. Sanırım kahvaltı edecekler. Bizde ederiz hem. Hadi gidelim."
"Oturuyorlarmış derken? Esra dışında kim var?"
"Eee şey ya,şey var. Esra'nın abileri ve biraz önce Mertte gelmiş."
"Bundan benim niye haberim yok? Arkamdan iş mi çeviriyorsunuz?"diye sordum. Sinirlenmiştim. Arkamdan iş çevrilmesine sinir olurdum.
"Sakin ol Melek. Arkandan iş falan çevirmiyoruz. Sadece onlarda hafta sonları birlikte bişeyler yapıyorlarmış. Esra isteyince kıramadım. Bu kadar sinirleneceğini bilmiyordum. Özür dilerim." Sanırım onu kırmıştım. Ama sinirlenince gözüm kimseyi görmüyordu.  Zaten duygusaldı. Gözleri sulanmıştı.
"Ağlama. Özür dilerim tamam mı? Arkamdan iş çevrilmesine sinir olurum. Bu güven problemiyle ilgili bişey. Biliyorsun buna takıntılıyım. Seni kırmak istemezdim. Tekrar Özür dilerim."sözlerimi bitirince Ayça kollarını hemen bana sardı. Bende ona sarıldım. Bir kaç saniye sonra ayrıldık.
"İyi miyiz?"diye sordum.
"Tabiki."dedi. Merdivenlerden çıkıp söyledikleri cafeye gittik. Duvar kenarlarındaki 6 kişilik masada oturuyorlardı. Esra yanında abisi Selim. Esra'nın karşısında Mert ve yanında Burak.  Yanlarına varınca bizi fark ettiler.

Önce Selim Bey'in elini sıktım.Esra'ya sarıldım. Merte sarıldım. Burağa bakınca onunda bana baktığını gördüm. Elini sıktım. Bundan memnun olmamış gibi bir hali vardı. Esra'nın yanına yani masanın başına oturdum. Ayça'da Selim Bey'in yanına oturdu. Iki birbirlerine sürekli kaçamak bakışlar atıyorlardı. Sırıttım. Kafamı çevirince kahverengilerle göz göze geldim. Bu adamın bana bakmadığı bir zaman var mıydı acaba?

Siyah MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin