Kenan...İşe vardığımda odama uğramadan önce şirket avukatının odasına gittim. Sadece işle ilgili bir mevzuda konuşmak için odasından içeriye girerken babamın yaptığı saçmalığı öğreneceğim aklımın ucuna dahi gelmemişti. Aradan geçen bir saatin sonunda, avukattan öğrendiklerim Ceyda'ya daha da bilenmeme sebep olmuştu ve bu her seferinde babamın aldığı aptalca kararların sonuçlarından kaynaklanıyordu.
Hesap sorma sırası önce babamdaydı. Sonra da soluğu Ceyda'nın yanında alacaktım.
"Konuşmamız gerek." diyerek elimdeki kâğıtları babamın masasına doğru savurmamla babamın hiçbir şey anlamadığını belirten bakışları benimle buluştu. İşyerinde böyle ailevi bir meseleyi konuşmaktan nefret ederek sesimi olabildiğince alçaltmaya çalışıyordum. Ne var ki kendime ve öfkeme engel olamayarak sesim istediğimden daha yüksek çıkıyordu.
Hareketim karşısında kılını bile kıpırdatmadan öylece durarak aradan geçen iki saniye boyunca sadece yaşamı için gerekli nefesi alıp verdi. Bakışlarını önüne fırlattığım kâğıtların dağınıklığında gezdirdikten sonra elindeki kalemi masaya usulca bırakmakla yetindi. Masasının önüne yaslandı, yüzüme bakmaya tenezzül bile etmiyordu. Daha fazla sakin duruşuna katlanamadım ve
"Bıktım!" diyerek ona bağırmaya başladım. Genellikle işte olmak beni yatıştırırken artık bu iş yeri beni boğmaya başlamıştı."Yine ne oldu Kenan?" derken hala sinir bozucu şekilde sakindi.
Ne hakkında konuşmak istediğimin farkında değilmişçesine bunu soruyor olması sinirimi daha da gerdi. Her kelimesinin üstüne bastıra bastıra aynı zamanda da öfkesini saklayarak konuşmaya çabalıyordu. Gözlerim kısıldı.
"Yine ne oldu mu? Şaka yapıyor olmalısın? Ne olmasını bekliyorsun, baba? Senin verdiğin saçma kararın sonuçlarıyla boğuşuyorum. Evleneceğini söylediğinde buna katlanamayacağımı açıkça söylemiştim ama şimdiden onca para verip o kadına ev alman mantıksızlıktan başka bir şey değil." dedim. Şaşkınca yüzüme bakmaya başladı. Demek ki bundan bu kadar kısa sürede haberim olabileceğini tahmin etmemişti."Ve de üstüne üstlük onunla bir evlilik sözleşmesi bile imzalamayacakmışsın. Avukatının yanından geliyorum. Her şeyi biliyorum, şaşkın şaşkın suratıma bakma!"
Ona ters köşe yaptım diye seviniyordum ama o her zaman bana karşı takındığı umursamaz tavra bürünüp "Beni suçlu mu hissettirmeye mi çalışıyorsun? Artık ne yaparsan yap bu evlilik gerçekleşecek. Ona evi alırken sana hesap vermem gerekeceğini düşünemedim," dedi. Sanki benimle dalga geçiyordu.
Ayağa kalkıp, benden olabildiğince uzağa, pencereye doğru yürümeye başladı. Beni dinlemek onun için angarya bir işmişçesine arkasını döndü ve şehir manzarasında kaybolmak ister gibi bir süre dışarıyı izledi. Durduğu yerde ani bir hareketle bana doğru dönünce, suratında benden anlayış beklercesine bir ifade olduğunu gördüm.
"O kadını seviyorum. Ve benim olan her şeyin onun da olmasını istiyorum. Artık bu evlilik fikrine alışsan iyi edersin, Kenan!"
Adımı söylerken ki hali ve duruşu her zaman karşılaştığım babamla aynı değildi. Sözlerine devam ederken artık o da sabrının sınırlarında geziniyordu. "Sırf zamanında yaşadıkların yüzünden kadınlara güvenemiyorsun. Tüm kadınların aynı olmasını bekleyemezsin. Aşman gerek artık bunu." diye ekledi.
"Bunun benim yaşadıklarımla ne alakası var? İşte şimdi saçmalıyorsun." diyebildim. Hatırlatmaması gereken olayları yine önüme koyuyordu. O kadar çok sinirlenmiştim ki bu söylediklerine, bir süre sonra yumruklarımı bilinçsizce sıktığımın farkına vardım. Yaptığım bu hareket gözünden kaçmamıştı. Dediklerim üzerine düşünüyormuş gibi ellerini cebine soktu. Benimkinin aksine o sakin tavrını hala koruyordu. Ne kadar belli etmek istemese de içinde bulduğumuz bu durum en az benim kadar onun da hoşuna gitmiyordu.
"Geçmişine saplanıp kaldın, herkes Şebnem değil." dedi acımasızca. O lanet kadının adını bile anması içimi öfkeyle kapladı. Biraz önce söylediklerinin, şu anda konuştuklarımızla alakası yoktu ama her daim beni bu konuyla sınamak, ısıtıp ısıtıp aynı mevzuyu hatırlatmak artık onun alışkanlığı olmuştu. Sanki bu konudaki yaramı deşmekten derin bir zevk alıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ken'an Diyarı
Romansa"Beni öperek, beni özlediğini söyleyerek içime saldığı muhteşem duygular her geçen gün büyüyerek beni ona daha çok bağlıyordu. İkimiz aynı odadayken gözlerimiz buluştuğunda bana hayran bakışlarını seviyordum. Yanımdan geçerken elime hafifçe değen el...