Bölüm 10

60.5K 2.6K 238
                                    


Kenan'ın beni saran kollarından ancak kapının önünden gelen sesler sayesinde sıyrılabilmiştim. Dışarıda her kim varsa, merdivenlerin başında yaşadığımız ateşli anlara şahitlik etmesi an meselesiydi. Bu yüzden de yakalanma korkusuyla o sesleri duyduğum anda panikleyip, koşarak merdivenlerin tepesine tırmandım. Soluk soluğa merdivenlerin sonuna ulaştığımda son kez dönüp Kenan'a baktım ve onun bana ateş püsküren gözlerini gördüm. Beni bu yaptığım çocukça hareket için affetmesini ummaktan başka bir şey gelmiyordu elimden. Kafamı, kalbimi allak bullak eden anların utancı sağlıklı bir insan gibi düşünmemi engelliyordu.

Kendimi olabilecek en hızlı şekilde odama kilitledim. Çünkü o an annemlere yakalanma ihtimalimiz beni delice korkutmuştu. Kenan'a ne kadar rezil olmak istemesem de annemin görebilecekleri yüzünden beni katletme olasılığı oldukça yüksekti. Odaya girer girmez üstümü değiştirip, hemen yatağıma girdim.

Tüm o erkeksi tavrın altındaki romantik adamı gösterdiği için bir kez daha doğru adama aşık olduğumu anladım. Kenan beni öpmüştü ve bundan sonra da öpeceğini kanıtlarcasına sözler veriyordu. Ama şu an kesin olan bir şey varsa o da bana kızgın olduğuydu. Belki de hata yaptığını anlayıp, beni öptüğüne çoktan pişman olmuştu.

Utançla yorganı tepeme kadar örttüm. Eğer annem beni kontrole gelirse uyumadığımdan şüphelenmemeliydi. Kenan'la evde yalnız olduğumuzu bilmesi bile benim için fazlasıyla tehlikeliydi.

İçimi çektim ve bu gecenin benim için bir an evvel sonlanmasını diledim.



Yattığım yerde yan dönünce komodinimin üstündeki saatin 06.00'yı gösterdiğini gördüm. Bu saate kadar gözümü bile kırpmadan yatmış, kendimi bir türlü uykuya teslim edememiştim. Kenan'ın beni öptüğü anların görüntülerini kafamda ileri geri sararken uyumam mümkün olmamıştı. Uykumu getirir diye müzik dinlemeye çalışmış bir süre sonra o sese katlanamamıştım. Kitap okumaya çalışmış, sıkılıp beş dakika sonra kitabı fırlatıp atmıştım. Uyuyamasam da yaşadıklarımızın bir rüya olabileceğini düşünmeden edemiyorum. Çünkü o anlar gerçek olamayacak kadar eşsizdi. Büyük bir ustalıkla beni kendimden geçirircesine defalarca öpmüştü. Deneyimi, öpüşündeki maharetinden belliydi. Bana benimsin demişti. Bunun üzerinde durmadan düşünürken sabah olmuştu. Beni sahipleniyordu hem de en ilkel şekilde. Benden talep ettikleri ise çok fazlaydı. Kafede çalışmamı istememesi hakkında ne yapacağımdan emin değildim. Onun o sözleri birer birer aklıma geldikçe karnım kasılıyor, hızla atan kalbim bir türlü normal ritmine dönmüyordu.

Ama ne ara bana karşı bu kadar yoğun şeyler hissetmeye başlamıştı; ona sormak için can atıyordum. Ayrıca ona karşılaştığımız ilk akşamı da soracaktım. Ona soracak, anlatacak o kadar çok şeyim vardı ki utanmadan onunla nasıl konuşacağımı bile kestiremiyordum.

Alarmın çalmasına daha bir saat varken daha fazla yatakta debelenemeyecektim. Yataktan kalkıp, hızlıca duş almaya karar verdim. Bugün sabah erken saatte Çağdaş Dünya Mimarisi dersim vardı. Planladığım duşumu alıp, hazırlandım ve odamdan çıkmadan hemen önce duvarımı kaplayan devasa aynanın önüne geçip kendimi inceledim. Aynaya baktığımda eski Ela'yı görüyordum ama aslında bambaşkaydım.

Düşündüm...

Her insan gibi hatalar yapabileceğimi biliyordum. Her şeye değecek hatalardı bunlar... Bunun için kendime izin vermeliydim. Tüm farklılığıyla, gerçeğiyle onun yanında olabilirdim...

Anneme rağmen...

Sakladığı şeyler olduğunu hissetsem de korkmadan cevaplarını ondan duymalıydım. Beklemeliydim.

Ken'an Diyarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin