Bölüm 50

21.9K 655 130
                                    

Londra

Bir yandan masanın üzerinde duran sözleşme metninin sayfalarını çevirirken bir yandan da sessizce mırıldanıyordum. Bu yaptığım karşımda oturan Gerald'ın dikkatinden muhtemelen kaçmamıştı. Şu anda bu sözleşmeyi yırtıp atsam onun umurunda dahi olmazdı. Böyle büyük bir hata yaptığı için Türkiye'ye dönünce Özlem'in canına okuyacaktım. Bu iş için harcadığım onca emek bir anda yok olup gidecek diye ödüm kopuyordu. Zaten sırf diğer ayrıntılar için burada tahminimden fazla kalmak zorunda kalmıştım. Bir de önemsiz gibi görünen ama anlaşmayı çöpe attıracak bu pürüzle uğraşmak, burada birkaç gün fazladan kalmamı gerektirecekti. O anda sinirlerimi birkaç sandalye ötemde oturan Kenan'ın varlığı daha da geriyordu.

Büyük yuvarlak masanın diğer tarafında oturmakta olan bugünün sürprizi kocama ufak da olsa bir bakış attım. Şu anda ne yapmak istediğimi muhtemelen tahmin edebiliyordu ama sesini çıkartacak gibi görünmüyordu. Bu toplantıyı benim yönetmeme izin veriyordu. Geçen sabah aniden kapımın önünde belirmesiyle beni şaşkına çevirmiş, en büyük şaşkınlığımı ise bu sabah toplantıdan önce onu burada görünce yaşamıştım. Oysa sabah otelden ayrılırken onu yatakta uyurken bırakmıştım. Ama rahat duramazdı. O böyleydi.

Kontrolcü ve dik kafalı...

Bu davranış biçimi çoğu zaman beni çileden çıkartsa da sırf beni koruma içgüdüsü ağır bastığından böyle yapıyordu. Ve bu güdüyle şu an toplantıda, yanımdaydı.

Kenan aşırı ciddi o iş adamı ses tonuyla konuşmaya başladığındaysa beni bir kez daha yanıltmamıştı.

"Sözleşmede yazılı tüm maddeler önceden üzerinde titizlikle düşünülmüş ve bu metinde olması zorunlu olarak kararlaştırılmış olanlar; şimdi bu sözleşmeyi sanki ilk defa okuyormuş gibi son gün caydığınızı söylemek iş ahlakına pek uymuyor, beyler," dedi su gibi akıcı İngilizcesiyle. Olayı tamamen bizim lehimize çevirmek için uğraşıyordu ve başarılı olacak gibiydi de. Gerald onun bu rahatlığı karşısında huzursuz olmuş görünüyordu.

Gerald Kenan'ın dedikleri üzerine bana ters ters baktıktan sonra abartılı bir biçimde elinde evirip çevirdiği kâğıtlara tekrar göz atma isteği duydu. Belki karşısında sadece ben olsaydım geri adım atmazdı ama toplantıda Kenan'ın da bulunması onu geriyordu ve muhtemelen kendini köşeye sıkışmış hissediyordu.

Hâlâ iş dünyasının bu üstünlük sağlamaya çalışan erkeklerine alışamamıştım.

Aradan geçen ortama hâkim gergin dakikaların sonunda Gerald sonuca ulaştığına dair bir şeyler düşünüyormuş gibi bakışlarını önce Kenan'ın sonra da benim üzerimde gezdirdikten sonra başını iki yana sallayarak,

"Pekâlâ. Bu şekilde de kabul edilebilir fakat bizim kârımızı büyük ölçüde azaltan bir durum yarattığınızdan dolayı zararımızı da karşılamanızı isteyeceğim, aksi takdirde imzalayamam," dedi.

Söylediklerinde büyük haklılık payı vardı. Gözümüzden kaçan ufak bir detay neredeyse işi kaybetmemize sebep olacaktı. Bu durumda yapılacak en iyi şey, yeni bir maddeyle onun bu zararını telafi edeceğimizi garanti altına almak olmalıydı ama yine de bu işten bu şekilde bir sonuç almayı kendime yediremiyordum. Kusursuz diye yaptığım işte böyle bir hata için en başta kendimi affetmeyecektim. Bu iş çocuk oyuncağı değildi.

Yine de bu işte tek başıma değildim. Son kez Kenan'a doğru ne yapmamız gerekiyor dercesine bakarak ondan yardım beklediğimi ima ettim.

Kenan beni zorda bırakmayacaktı.

"İki tarafı da düşünerek zararınızı bölüşeceğiz, tabii sizin için de uygunsa," dedi ve Gerald'ın vereceği cevabı beklemeye başladı. Ne bütün zararı üstleniyorduk ne de onların bu işten vazgeçmelerini istiyorduk. Kenan'ın bu gibi durumları kolayca kotarabilme becerisine hayrandım. O kesinlikle başarılı bir iş adamı olduğunu tekrar burada kanıtlıyordu.

Ken'an Diyarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin