BANA GEÇMİŞTEN BAHSET
YAZAN:SHLİMAZL1915
Handenin fotoğrafı
Yine herzamanki gibi sabahlamıştım.
Keyfiyetten değil mecburiyetten.
Uyku benim en büyük sorunumdu bi bunla baş gelemiyordum. Ben HANDE DİNÇER uykuya esir düşüyordum.Hava yeni aydınlanmaya başlıyor.
Bu mevsimde dünya bir başka dönüyor,kuşlar bir başka ötüyor,yağmur bir başka yağıyor
Gök kırmızıyla mavinin karışımı bence bu renk aşkın rengi bu mevsim ise aşkın mevsimi...Ya sence???Bu manzaraya daha fazla dayanamayıp kendimi balkona attım. Yağmur o kadar fazla yağıyorduki sırılsıklam olmuştum.
Çocukkende böyledim hatırlıyorum. Yağmur yağınca bütün çocuklar içeriye koşardı sokakta yalnız ben kalırdım. O toprak kokusunu içime çekerdim. Ve şunu düşünürdüm acaba toprak sevdiklerimizi aldığı içinmi böyle güzel kokardı...Ama bu sevincim çok uzun sürmezdi.
Emel Sultan koşarak yanıma gelirdi.
Söylenmeye başlardı, sen nasıl bir çocuksun böyle kuzum dışarda fırtınalar kopuyor sen korkmuyormusun hem benim bildim çocuklar ıslanmayıda sevmezler yalnız başına burda ne yapıyorsun yavrum ya diyerek beni zorda olsa içeriye sokardı.Bense içeriye girer girmez evimizin tüm sokağı görecek şekilde olan bir camı vardı koşarak oraya gider yağmur dinene kadar onu izlerdim...
Emel Sultana gelince zaten o çoktan anlamıştı benim farklı olacağımı... Zaten düşüncelerindede pek yanıldığı söylenemezdi.
O beni çocuğu yerine koyup seviyordu bende onu annem yerine koyup. Belki karnında 9 ay büyümedim ama ben onun
yıllarca yüreğinde büyüdüm.Bide size bir sır veriym hiç yaşlanmıyor bir görseniz 18 lik kız gibi...
Hafiften kumral teni ela gözleri göğüs hızasına kadar gelen siyah saçları 1:72boyu hani bazen kıskanmıyo değilim bu yaşta bu güzellik fazla değilmi sizcede...
Bana gelincede açık konuşmak gerekirse bende ondan eksik kalmazdım sonuçta halamdı yani...
Benimde süt beyazı bir tenim kahverengi gözlerim kalçamın az üstüne kadar gelen kahve saçlarım vardı... Halam kadar olmasamda 1:70 boyum vardı...Balkondaki soğuğa daha fazla dayanamayıp kendimi içeri attım. Sırılsıklam olmuştum resmen üzerimde kuru yer kalmamıştı.
İnanamıyorum o kadar olmuşmuydu
Saat 07:30 ben 2 saatten beri dışardamıydım.
Emel Sultan beni böyle görmeden üzerimi değişeyim hemen...Hay benim dilimi eşek arısı soksun dememle birlikte Emel Sultan içeriye girdi.
-Hande bu halin ne???
-Hala bişey yok
-Halam gebermeye merak saldın galiba
-Geberiymde kurtulun
-Ağzından yel alsın o nasıl söz... Hem kaç saatten beri dışardasın bakıym sen
-Kızmıycaksın ama
-Tm hadi kızmıycam
-Şeyy 2 saattir
-Aferin kızım böyle devam et hadi çık 1 saat daha dur Allahın hakkı 3 tür
-Offf hala yaa tm bida çıkmam. Küçük çocuk muamelesi yapma
-Sıyrılmaya çalışma çocukende böyleydin sen
Yumuşamaya niyeti yok gibiydi ama haketmiştim.
-Tm hadi bi daha olmasın üzerini giyinde kahvaltıya gel
(Oda benim gibi çok iyi biliyorduki bunun sonu gelmiycekti)
-Tm halaların bir tanesi
-Sana bir türlü kızamıyorum kızmayı istesemde kızamıyorum
-Aşkolsun hala bana kızılırmı
-Oda var haklısın
Ben bu kadınla atışmaları bile seviyordum o başkaydı bambaşka...
Altıma kot Jean geçirdikten sonra üzerime salaş boğazlı bir kazak giydim saçlarımıda dağınık topuz yaptıktan sonra ayağımada hafif topuklu siyah bilek botumu geçirdim.
Son kez aynada kendime baktım gayet şık ve rahat gözüküyordum.Aşağıdan enfes kokular gelmeye başlamıştı kim bilir Emel Sultan yine neler yapmıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA GEÇMİŞTEN BAHSET#WATTYS 2016
RomanceVe aşk bir saç teli kadar inceydi.Üstünde yürüyebilmek için cambaz olmak değil yürekli olmak gerekiyordu... Kim geçmişini katleden adamın kızına aşık olabilecek kadar yürekli olabilirdiki??? Ama geçmiş hiçbirzaman geçmeyecekti ki çünkü hala canımızı...