Defnenin fotoğrafı-DEMİR: SAVAŞ DİNÇER senin baban mı???
-BEN: Evet noldu ki babamı tanıyomusun
-DEMİR: (Hemde çok yakından) Ben artık müsadenizi istiym. Bende sizi beklerim
-EMEL SULTAN: Görüşürüz oğlum
Demir gittikten sonra halamla film izleyip uyumuştuk. Normalde uyumakta güçlük çeken ben kendimi uykuya teslim etmiştim... Çünkü bugün fazlasıyla efor harcamıştım...
Sabahın erken saatinde uyanmıştım. Bugün hava dünün aksine ılık ve güneşliydi. Bugün bizimkilerle buluşacaktım. Çünkü Selin bizimkileri ve beni kahvaltıya çağırmıştı. (Defne,Mete,Burak ve ben)
Bunlar bizim ne zamandır görmedimiz kardeş yerine koyduğumuz arkadaşlarımızdı...Üzerime beyaz gömlek altıma ise diz kapağımın altında siyah bir etek giydim gömleğin üzerinede siyah deri ceketimi geçirdim. Bu yıl hiç giymediğim dolgu topuk siyah botlarımı giyip saçlarımıda yukarıdan at kuyruğu yaptım. Sıra makyaja gelmişti gözlerimi ortaya çıkaracak şekilde makyajımı yaptıktan sonra kırmızı bi ruj sürerek işlemi tamamladım. Bugün fazlasıyla şık olmuştum galiba...
Emel Sultanda uyanmış olacak ki aşağıdan tıkırtılar geliyordu. Aşağıya indim...
-Günaydın kızım
-Günaydın hala
-Bütün sana o sevdiğin böreklerden yapmamı istermisin???
-Yok hala saol kahvaltıya Selinlere davetliyim.
-Öylemi tamam kızım
-Görüşürüz
Selinlerin evine yaklaşmıştım tam o sırada arabayla Defne geldi onun arkasındanda Mete... Zamanlama süperdi
-BEN: Günaydın gençler
-DEFNE: Günaydın
-BEN: Sabah şerifleriniz hayırlı olsun Mete bey
-METE: Sizlerinde hanımlar
Çok özlemişim ya bu ikisini epey olmuştu görüşmeyeli ne zamandır İngilteredeydiler zaten Defne benim liseden arkadaşımdı Selin gibi herşeyimi bilir. Meteylede üniversitede tanışmıştık Mete hukuk okumuştu yurtdışında bi iş teklifi almıştı o yüzden yurtdışındaydı. Defneninde ailesi ordaydı...
Söylediklerine göre temelli gelmişlerdi zaten bu kahvaltıda onlar içindi...
Yolun ortasında Defneyle sarılıp baya bi hasret gidermiştik Metede bön bön bize bakıyordu.-METE: Karnım acıktı gidelim hadi içerde kaldınız yerden devam edersiniz...
Kapıda bizi Burak karşılamıştı. Mutfağa doğru ilerledik Selin yine döktürmüştü Selin benim aksime çok maharetlidir.
Burak ve Selin bi güzel Defneyle Metede hasret giderdikten sonra kahvaltı masasına oturmuştuk.-BURAK: Omleti ben pişirdim hakkını vererek yiyin
-BEN: Arkadaşlar canınızı seviyorsanız omletten uzak durun
-DEFNE: Hala didişiyonuz mu böyle siz
-SELİN: Arada kaynayanda hep ben oluyorum
-METE: Hiç değişmemizsiniz
Omlete çatalımı uzattım uzatmamla birlikte Burağın elime vurmasıyla geri çektim
-BURAK: Yemesene arkadaşım yoksa mazallah öbür tarafı boylarsın
-BEN: Ben sizin iyiliğinizi düşünüyorum size geleceğine bana gelsin arkadaşım
Bildiniz sofrada çocuk gibi atışıyoduk tatlı tatlı kahvaltımızı yaptıktan sonra kendimizi dışarıya atmıştık...
Size bir sır veriymmi bu Defneyle Mete birbirini deli gibi seviyor fakat birbirlerini sevdikletini söylemeyi gururlarına yediremiyorlar. Ama hissediyorum havada AŞK kokusu var...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA GEÇMİŞTEN BAHSET#WATTYS 2016
RomanceVe aşk bir saç teli kadar inceydi.Üstünde yürüyebilmek için cambaz olmak değil yürekli olmak gerekiyordu... Kim geçmişini katleden adamın kızına aşık olabilecek kadar yürekli olabilirdiki??? Ama geçmiş hiçbirzaman geçmeyecekti ki çünkü hala canımızı...