1.BÖLÜM:Bitmeyen Yolculuk

711 121 80
                                    

Yeni Bir Başlangıca İlk Adımım.

Hayatımda çok inişli çıkışlı zamanlar oldu. Bazen kendimi bir okyanusun en derin noktasında sanarken, birden kendimi bir çölün ortasında bulabiliyorum. İkisinin de ortak noktaları ıssız ve uçsuz bucaksız olmaları. Herzaman yalnızım.
Sığınağım yok.
Ama kendime bir söz verdim.

"Hep Gülümseyeceğim."

diye ve ben bundan asla vazgeçmeyeceğim.

Aylardan Ağustos.
Esmiyor.... Dünya yerine Güneş'e mi taşındık?
Benim mi haberim yok?
Hava çok sıcak olmasına rağmen yoğun bir işe girişmiştik.

Eşyalarımızı topluyorduk.

Ay şimdi buz gibi bir milkshake olsada içsek.
Ben tam hayaller alemine misilleme dalacakken, annem düşüncelerimi duymuş gibi elinde tepsiyle içeri girdi.
Bilin bakalım üstünde ne var!

Tabii ki MİLKSHAKE...

Ben ne zaman ayağa kalktım.
Koala gibi Milkshake'e yapıştım.
Hatırlamıyorum.
Tabi o sırada dış dünyaya kapanmıştım.
Beni kendime getiren, annem ile babamın kahkahaları oldu.

Kaşlarımı çatıp onlara baktığımda,
annem
"Öyle yapma çok çirkin oluyorsun."
dedi.
Kaşlarım hafifçe yukarı kalkmıştı. 'ANNEM BANA ÇİRKİN Mİ DEMİŞTİ?!' Ne saçmalıyorum ben?
Sıcaktandır o. Cehennem sıcağından....
Ben dosyalarımı da kitaplarımla aynı kolime koyduktan sonra telefonumu aldım.

Ve odama doğru yol aldım.
İstikametimiz İzmir'e. Çanta takmaktan nefret ederdim.
Ama mecbursam, sırt çantası tercihimdi.

Yolda okuyabileceğim bir kitap alıp, çantama koyduktan sonra kulaklığımı ve bazı ıvır zıvırları çantama atıp hızla dış kapıya geldim.
Çok heyecanlıydım. Hayalim gerçek oluyordu.

Sindrella'sını bulmuş prens gibiydim.
Bir yanım çok mutlu olsada en yakın arkadaşım ve kuzenim olan deli kişiliği bıraktığım için içim burkuluyordu.

Ama onunla hep görüşeceğimiz konusunda anlaşmıştık.
Ama telefonla. Ben adımımı dışarı atar atmaz, birinin benim Milkshake'e yapıştığım gibi boynuma atlaması bir oldu.

Suratına bakmama gerek yoktu.
Tabii ki bu kişi Sara'dan başka birisi değildi. Sara çok süslü bir kızdı.Onun parfüm kokusunu 50 metre uzaktan fark edebiliyordum.

Haliyle.
"Benim Çatlak Kuzenim mi gelmiş? Hoş gelmiş."
"Hey çatlak falan noluyor? Bir kere sen benden çatlaksın. Kitaplarına,
'Kıymetlilerim've'Yavrularım'
diyorsun."
pis pis sırıtarak söylemişti. Tabi lafı gediğine sokunca, benim de bütün özgüvenim uçup çok uzaklara gitti.

El sallayasım gelmedi değil. Ama Sara bana deliymişim gibi baktığı için vazgeçtim.
Haklılık payı oldukça yüksekti. Sonra ona dönüp
"Aklınca bana laf soku-" daha sözümü bitirmeden hüngür hüngür ağlamaya başlamıştık.

Ses tellerimizin yerinde ne olduğunu bilemiyorum.
Ama sesimiz kulak zarını tırmalayacak türdendi. Çevredekiler bize çok garip bakıyordu.
Ne var Canım. Hiç kanka vedalaşması görmediniz mi?
"Seni nasıl bırakacam ben?" dediğimde
"Bırakmayacaksın bırakırsan kafanı kırar. İçinde limonlu soda içerim."
diye çemkirdi. Ben yüzümü buruşturup ona "Cidden çatlaksın."
dediğim gibi kafama vurması bir oldu.

"Senle kalmaktandır o. Peki ne zaman yola çıkacaksınız? Çilekli Milkshake'm." Sara bana her öyle dediğinde, transa girmiş gibi oluyordum.
Gözlerim kalp şekli almış mıydı acaba? Dışardan nasıl göründüğüm hakkında hiç bir fikrim yoktu.
Ama Sara'nın kahkahaları ve flaşın yüzümde patlamasıyla kendime geldim.
Kaşlarımı çatıp. "Noluyor be?" Mahalle karıları gibi çirkefçe söylesemde, Sara'nın kahkahaları durmuyordu. Telefonuna bakıp bakıp gülüyordu.

Sinir olup telefonu elinden çektim. Ve kendime baktım. Aşık olduğu kızı düşünen erkekler gibi görünüyodum.
Sanki öyle erkek çok görmüştüm. Ne saçmalıyordum ben?

Aman Allah'ım bu ne tip, akıl hastanesinden kaçmış şizofreni hastası gibiydim.
Evet biraz öyle olabilirdim. Ben yüzümü buruşturup telefona bakarken, Sara elimden telefonu çekip,
"Son model telefonu pisleteceksin hıh."
Bende sinir olmuş bir biçimde- onun amacı buydu zaten-

"Niye sen çok mu temizsin? İngiltere kraliyet ailesinin kayıp kızı mısın?"
diye cırlarken, Sara'nın gözleri kurbağa gözü gibi pörtlemişti.
Benden böyle özgüven dolu bir çıkış beklemiyordu. Yani bende beklemiyordum.
İçimden Wonder Women çıkmıştı resmen. Evet yine ben saçmalarken, annemin sesi kulaklarımı doldurdu.

"Kumsal,hadi kızım Sara ile vedalaşmanızı otobüs terminalinde sürdürürsünüz." dediğinde bizim ne kadar süredir kapının önünde olmuğumuzu o an fark ettim. Vay halime....
Canım Okurcanlarım 💕

SİLİK GEÇMİŞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin