Sabah kalktığımda Mehmet odada yoktu ve üzerim çıplaktı. Birkaç dakika yatakta debelendikten sonra kapı açıldı. İçeri giren Mehmet'ti ve elinde bir kahvaltı tepsisi vardı ben şok. Hayret benim odunda gelişme var.
Mehmet: Hayret bakıyorum da prensesimiz kaçmamış
Ben: Bilirsin gece 00:00'dan sonra külkedisine dönüşme gibi bir özelliğim var sabah kalkınca külkedisi halimi görme diye kaçıyordum. Bakıyorum da bu sefer benden önce davranmışsın. Ah yazık oldu gece yatakta ki cinderella külkedisine dönüştü tüh be Mehmet Karakaya.
Mehmet: Sus fazla konuşma gevezem. Sus ta şu anımızın tadını çıkaralım.Ve uzun zamandır onunla geçirdiğim en güzel sabahtı
Hande'nin ağzından devam;
O aptalla hastanedeki konuşmamın üstünden haftalar geçti. Artık eskisi gibi değilim ama gene de korkuyorum. Ya neden korkuyorum ki o aptal nasıl anlasın. Anlıycak olsaydı hastanede çoktan anlardı yani. Ahahah yaşa be Hande her ne kadar aptal salak pislik mendebur ve kendini beğenmiş olsa da mafya olan Poyraz Arslan'ı kandırdın.Poyraz'ın ağzından devam;
Ah doktor Hanım ah. Beni kandırabiliceğini düşündü demek ha . Evliymişte kocası telaş yapmasın diye aramamışlar da falan da filaan. Ya bu kız hayatın tesadüflerden ibaret olduğunu sanıyor ya da saf salak birşey. Bence 2. Seçenek daha makul bir cevap. Ben onu o otoparkta nasıl buldum yani. Koskoca şehirde tesadüfün tesadüfü olmalı. Tabiki onu takip ediyordum çünki arkadaşlarım onu o haliyle görmüş ve bana haber verdiler bende bebek benden mi değil mi kocası falan var mı diye onu gizlice takip ediyordum. Kocası yok olduğunu anladığımda DNA testi istiycektim. Sonra işte öyle otoparkta taşa takılıp düştü sakat mal mezun hastaneye götürdüm. Tabiki o konuşmadan sonra DNA testine gerek kalmadı. Gözlerinden bile yalan söylediği belli oluyordu. O BEBEK BENİM . Ve bu bebek doğmamalı. Yani benim şanıma leke olur. Hem ben daha çok gencim baba olamam. Hem ben o kızın çocuğumun annesi olmasını istemiyorum. Ya herneyse istemiyorum işte.