Usanland'a karşı en büyük zararlar burada görülüyordu. Çölde, kimsenin yalnız başına kalmak istemediği, büyücüler, haydutlar, köleciler, yaratıklar ve deriyi yakan kum dolu bir yerde savaşmak Çöl birliğinin göreviydi. Çöl birliğinin başkanı ve komutanı Royland Schwarz idi. Yardımcısı da 22 yaşındaki Garrett Grauwolf'du.
"Anlat evlat neler oluyor?" dedi Royland
"Usan birlikleri güney kampını ele geçirdiler ve buradan en fazla 2 gün uzaktalar."
dedi Garrett"Pekala, birliklerin yarısını alıp kuzey kampına gideceğim orayı kaybedersek çölü kaybederiz." dedi Royland "Sen burayı geriye kalan birliklerle koruyacaksın"
"Roy, bana 30 asker ver sana güney kampını vereyim."
"Olmaz. Seni kaybedemem bu fazla riskli olur."
"Roy.."
"Hayır.."
"Roy.. Hadi ama.."
"Kahretsin.. Tamam bu gece yola koyulacaksın. 1 hafta içinde geri gelmezsen seni öldü sayarım.. Sende aynısını bende say.. Eğer geri gelmezsem.. Komuta senindir."
"Bu benim için bir onurdur Roy.. Teşekkür ederim."
"Ama acele etmen gerek" Roy gülümsedi
"Neden?"
"Kardeşin Okgu evleniyor.." dedi Royland "Bir ay sonra dügünü var."
"Kim o talihsiz bayan?" Garrett kıkırdamaya başlamıştı.
"Gabriel. Geri geldiğinde Sonbahar ovasına gidiyoruz."
- - -
Gece olmuştu. Çöl aşırı derecede soğuktu. Garrett ve 30 askeri yola çıkalı bir gün geçmişti bile. Garrett ve birliği mola yaparken önceden yollanılan casus geri geliyordu.
"Adın?" dedi Garrett
"Janus" dedi Casus
"Anlat"
"En az 400 en fazla 600 asker. Başlarında Donaar Sammur var."
"Donaar.. İyi değil.. Pekala, iyi iş becerdin aslanım!"
"Eh sağolum Lordum"
"Ben Lord mord değilim koçum"
"Ama siz Lord Garrett Grauwolf sunuz!"
"...buraya isteyerek gelmedim"
"Yani siz.."
"Sürgün edildim. Miras hakkım kalktı, tek kalan Soyum."
"Afedersiniz"
"Afedilecek birşey yok."
"..."
"ASKER!! Yarın sabah saatinde yola çıkıyoruz!! Herkes dinlensin ilk Nöbet benim."
- - -
Kampa vardıklarında gece olmuştu bile. Garrett okçuları kampın girişlerine yerleştirmişti, çıkan olmayacaktı. Geriye kalanların ise yarısını yanına almıs yarısını ise kurtarma ekibi olarak saklanıp işaret beklettirdi.
Garrett ve diğerleri plan yapıyorlardı
"Martis sen 3 kişi alıp çadırları ateşe vereceksin" dedi Garrett.
"Anlaşıldı"
"Ben Donaar ın çadırına girip onu öldüreceğim.."
Okçular, kurtarma ekibi ve Martis yerleşmişlerdi. Garrett işareti verdi ve çadırlar yanmaya başladı. O anda Garrett Donaarın çadırına girmiş onu arıyordu fakat orada değildi. O sırada sırtında yakıcı bir acı hissetti, arkasını döndü ve önünde Janus'u gördü..
"Neden?" dedi Garrett zar zor.
"Çünkü bu savaş Usan için sadece bir oyun" dedi Casus Janus
Garrettin gözleri ağırlaşıyordu.
"Askerlerim.. Onlar.."
"Gerçekten de Usan'ın 400 askerlemi geleceğini sandın? Bu kampta tam 8000 asker var.. Birliğin ölüyor.. Teker teker" Janus pis bir şekilde gülüyordu.
"Sen..!" Garrett botundan bir Hançer çıkarıp son gücüyle Janus'un boğazını kesti.
Çadırdan çıkıp sürüne sürüne kamptan çıkmaya çalışıyordu fakat karşısına Donaar çıktı
"Utanç verici değilmi? Bir Lordun yerlerde sürünmesi.." dedi Donaar
"Okg..u..." Garrett son anlarında Kardeşini düsünüyordu. Onu son bir defa görmek isterdi.. Yavaş yavaş gözleri kapandı.
"Şimdi öleceksin LORD Garrett!" Donaar son bir hamle için kılıcını çekti ve tam o anda ensesinden bir ok boğazını delip geçti.
Davul sesleri, kılıç çarpışmaları, bağrışmalar. Dumanların arasından Garrett'e tanıdık olan bir yüz belirlendi. "Garrett!!" diye bağrıyordu.
Ona yaklaştı ve yarasına baskı uygulamaya başladï."Burada kal Evlat!!! Seni o dügüne getirmezsem Okgu beni gebertir!!" O ses.. Royland'ın sesiydi bu.
"Affet evlat 4000 askerle izinden geldim.. Endişelenmiştim."
Garrett hiçbir şey duymuyordu artık. Gözleri karardı ve acıları kayboldu..
Roy onu omzuna atıp okçu birliğinin yanına yatırdı. Orada Kira yaralarını saracaktı.
Royland kılıcı ve o göze takılan türbanıyla tam bir eşkıyaya benziyordu.
Savaş alanına dalmıştı..
Kılıç sesi, kan kokusu ve alev alev yanan çadırların arasında binlerce asker çarpışıyordu..[Devam edecek]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grauwolf
FantasyWolfsklippe Kalesinin Lordu olan Roderick ll.'nin Kral Usan'a karşı ettiği bağımsızlık isyanı Averia kıtasını savaş içerisine sokar. Bu savaşla büyüyüp 19 yaşına gelen Okgu çocukluğundan beri askeri eğitim almıştır ve babası Roderick onu Sonbahar ov...